Kalabalıkları ne ilgilendiriyor?
Tek tek insanları ne ilgilendiriyorsa o! Diyebilir miyiz?
Mesela şu anda Kuzey Irak etrafındaki gelişmeler mi daha çok ilgilendiriyor, yoksa peşpeşe gelen zamlar yahut enflasyon canavarının şöyle bir selam çakması mı?
Yoksa bazı büyükşehir belediye başkanlarının istifa edip etmeyeceği mi daha çok ilgilendiriyor toplumu? Ya da bazı şirketlerin borçlarının bir kalemde silinivermesi.
Belki de bunların toplamı. Belki bunların dışında bir başka şey.
Toplum mühendislikleri, toplumu gerçekten tanıyorsa başarılı olabilir. Yoksa toplum arazisi üzerine imar yasası çıkartıp anlamsal yapıları dikmek öyle çok da kolayından bir iş değil.
Irak merkezî hükümetinin hem bizimle, hem de İran’la sınırlarda aynı anda ortak askerî tatbikâtlar yapabileceğini kimse öngöremezdi herhalde. Ama oluverdi işte. Ne daha dünkü polemikler, ne de yakın zamandaki İran-Irak savaşının yıllarca sürme gerçekliği gölgeleyebildi bu ortak tatbikâtları.
Diğer yandan önce yapılan sonra hızla geri çekilme sinyalleri alan MTV zammı meselâ. Nasıl da tetikledi bazı ekonomik fay hatlarını değil mi? Öngörülemeyen toplumsal tepkiler, öngöremeyen ekonomi bürokrasisini afallatmış olmalı.
Milyonlarca kredi kartı borçlusu ve vergileri ödeyemediği için kepenk kapatan esnaf gerçeği de bir başka yakın alarm durumu olarak devrede.
Bazıları ekonominin lokomotifi olduğu söylenen inşaat sektörü için denizin bittiğini söylüyor.
Rant ve müsaadelere dayalı ekonomik büyümenin elbette bir sınırı var. Üretime dayalı ekonomilerin bile sınırları olduğu bir dünyada buna niçin şaşmalı?
Bireyler ve kalabalıklar.
Hangisi diğerini biçimliyor diye sormalı mı, sormamalı mı?
Ve verilemeyen bir eğitimin biçimleyemediği veya ancak bu kadar biçimleyebildiği bir toplumsal yapının verdiği sağlıksız yahut tuhaf gibi gelen tepkilerine şaşırmalı mı, şaşırmamalı mı?
Biçtiğine bakınca olsun, ne ektiğini şimdi anladın mı?
BAŞARILI EĞİTİMİN SONU
Sosyal medyada gördüğüm bu haber ne kadar gerçek bilemiyorum ama her an kurgudan gerçeğe, gerçekten kurguya dönüşecek bir çizgide durduğu da ortada. Olur mu olur:) Ben bu görsel ve haberi yayınladıktan sonra bu çocuk için iş teklifi verenler olduğu gibi, bu çocuğun Google’da çoktan çalışmaya başlamış olabileceğini söyleyenler de oldu.
Soru şu: Millî eğitim sistemi, yetiştirdiği bu çocuğun başarısını (!) niçin cezalandırıyor?
KİMSE MASAL OKUMASIN
Bu güzelim köşe çeşmesinin fotoğrafını Silivrikapı sokaklarını arşınlarken çektim. Gözlerine mil çekilmiş bir âmâ gibiydiler. Civar sokaklarındaki başka akmayan çeşmelerle birlikte. Ecdad, muhafazakârlık filan diye başlayan mavallara meydan okuyan bir tanıktılar. Orada öylece bakıyordular, görüyordular, soruyordular...