Beklerken

Mevlana İdris

Neyi beklerken diye sormazlar mı adama? Sorarlar.

Bazan otobüs, tren, uçak beklerken.

Bazan bir sevgiliyi beklerken.

Güneşin açmasını veya yağmurun yağmasını beklerken bazan.

Bazan bir sınav sonucunun açıklanmasını beklerken. Bazan bir ameliyathane kapısında sonucu beklerken. Masada çayın gelmesini, trafikte köprüyü geçmeyi, bir yazarın yeni kitabını, ilk Finike portakalını...Velhasıl bekler de beklersin hayatın değişik odalarında, salonlarında, hücrelerinde, balkonunda.

En acısı bir daha gelmeyecek olanı beklemektir. Bilen bilir, ölen bildirir.

Beklemenin binlerce çeşidi var; kimi heyecanlı, kimi korkulu, kimi umutsuz, kimi ise zehirli.

Adaleti beklemek hangi kategoriye girer, bir düşünelim hatta yetmez bin düşünelim. Şu anda toplumun geniş bir kesimini ilgilendiren ‘haksız’ ve biraz da ‘özensiz’ uygulamalar sonucu oluşan mağduriyet haritası diğer alanlardaki olumlu/ olumsuz toplumsal hissiyatların çok önüne geçmiş durumda.

Telafi için bir şeyler yapıldığını biliyoruz. Ancak bunun sürat ve yeterliliği konusundaki kanaatler muhtelif.

Geciken adaletin ne olmadığı bir yana, hesaplanamayacak bireysel ve toplumsal maliyetler ufukta değil, hemen yanıbaşımızda.

Herkese bir şekilde uzanıyor, uzanabiliyor haksız, zeminsiz, çarpıtılmış veya eksik zeminli mağduriyetler. Gereken mesafeler alınmazsa, bir süre sonra bunun dile getiriliyor oluşu da bazı canları sıkmaya başlayacak.

Adalet duygusunun tesisi ve korunması için çalışanlar, adaletsizlik algısını yaymaya çalışanlar kadar hızlı ve başarılı olamazsa bazı keten helvaların yanması kaçınılmazdır gülüm.

Çok cepheli savaşa adaletsiz atmosfer cephesi hediye etmek, kendi ayağına kurşun değil füze atmaktır. O ayakla yürünecek daha çok yolumuz var.

Yapay olarak aptallaştırılmış

İngiltere yanlış mensupları iktidarda olan bir aile. Neredeyse tamamıyla zenginler ve bulundukları konuma doğum hakkının buyruğuyla gelen insanlar tarafından yönetiliyoruz. Bu insanlar arasında bilinçli olarak hain olanlar varsa da sayıları az hatta bazıları salak değiller, fakat bir sınıf olarak bizi zafere götürmekten tamamıyla acizler. Maddî çıkarları düzenli olarak çelme takmasaydı dahi bunu yapamazlardı. Daha önce vurguladığım gibi, yapay olarak aptallaştırılmış durumdalar. (...)

Bütün o başarısız yaşlılar, yirmi yıl yaşlanmış ve yüzlerinin kemikleri ortaya çıkmış şekilde yine iş başındaydı. Ian Hay birliklere moral veriyor, Belloc strateji hakkında makaleler yazıyor, Maurois radyo programları yapıyor, Bairnsfather çizgi roman çiziyordu. Hayaletlerin katıldığı bir çay partisi gibiydi. Ve koşullar hemen hemen hiç değişmedi. Felaketin yarattığı şok Bevin gibi bir kaç becerikli adamı öne çıkardı, ama genel olarak hâlâ 1931-1939 yıllarını Hitler’in tehlikeli olduğunu bile keşfedemeden geçirmiş insanlar tarafından yönetiliyoruz. Eğitilemezlerden oluşan bir kuşak, cesetlerden yapılmış bir kolye gibi boynumuza asılı. George Orwell- Neden Yazıyorum- Türkçesi: Levent Konca- Sel Yay.

Eskiden vakitsizlik

Geçenlerde ahbaplarla oturmuş çay içiyoruz.

Yaşı yetmişlerde olan eski kuşaktan bir dost, geçmiş lise öğrencilik yıllarını anlatırken, o zamanki İstanbul İmam-Hatip Lisesi’nde okuyan bir avuç genç için, bazı dertli insanların yaptığı fedakârlıklardan bahis açtı ve bir kaç anekdot anlattı.

Anlattıklarından biri mıh gibi aklıma çakıldı, size de aktarmadan edemeyeceğim: “Okulumuza idealist bir imam gelirdi. Çocuklara bir şey anlatmak için çırpınıp duran bu ilginç adam, tahtayı yazdıklarıyla doldurduktan sonra silgiyle silerken vakit kaybolmasın diye, ceketinin koluyla tahtayı çabucak siler ve kaldığı yerden tahtaya yazmaya başlardı...”

Ya şimdi?

Kaçırılamayan elektrik

Geçenlerde Enerji Bakanı kaçak elektrik uygulamasını bitirecek bir uygulamanın haberini vermişti.

Habere göre, enerji akışı şifrelenecek ve şifrenin çözümü son kullanıcı olan tüketicinin elektrik sayacında çözülecek, şifreyi çözümlemeyen sayaçlar, elektriğin ilerleyişini durduracak ve oraya kadar gelen elektrik kullanılamayacaktı.

Böylece önceden engellenemeyen (!) kaçak elektrik kullanımı bu yolla engellenecek ve kaçak elektrik bedelinin faturası da dürüst ve suçsuz vatandaşın faturasına eklenemeyecekti. Güzel. Peki ne oldu acaba, o proje ne durumda?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.