Acayip bir ülke mi olduk nedir? Bir aylık yumurta stoku kalmış. Sonra yumurtasız kalacakmışız. Âcil zam yapılmalıymış. N’aaptınız acaba, tavuklar yumurtlamasın diye muska mı yaptınız? Ne yapalım, biz mi yumurtlayalım?
Bir Nilgün Bodur olayı patladı. Ne yapmış kızcağız, yayınladığı kitaptaki cümleler hep başkalarından araklama imiş ve bunu kendi ismi ile yayınlamış. Ama diyor ki “altında imzam olması bana ait olduğu anlamına gelmez.” Biz ne diyoruz, pes diyoruz. Ama aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre lisans ve yüksek lisans tezlerinin büyük bir bölümünün ağır intihal içerdiği tesbit edildi., Ne diyelim? İyi şeyler diyelim.
İlber Ortaylı kitaplarını Cumhurbaşkanlığına bağışladı. İsabet. Keşke Galatasaray’daki kitapları da yanmasaydı da bu listeye eklenseydi. Ortaylı aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığına danışman oldu. Ne diyelim? Hayırlı olsun.
Medyaya bakarsanız hep felaket ve kötümserlik egemen, hiç iyi şeyler olmuyormuş gibi bir görünüm var. Oysa iyi şeyler de oluyor, ülkemizden birkaç haber verelim hemen:
Çorum’da bir grup öğrenci hurda olarak aldıkları otomobil üzerinde çalışıp onu güneş enerjisiyle çalışan bir otomobile dönüştürmüşler. Bu tür haberleri hep okuyoruz ama sonra kimse ilgilenmiyor mu bu işlerle, ne oluyor anlayamıyoruz.
Ali Emre, Nureddin Zengi isimli değerli eserinden sonra yılların çalışma sonucu olarak ikinci bir roman daha yayınlıyor: Selahaddin/ Şark’ın Kartalı. 2 Kasımda çıkacak kitabı merakla bekliyor, yazarı kutluyoruz.
Hüseyin Hatemi Hocamız attığı iki tivitle iki değerli tesbit yaptı:
Doğumumuzdan beri giydiğimiz ve kendimiz sandığımız beden giysimizin bizden alınmasına ölüm denir. Çocukluktan kurtulamadığımız sürece beden giysisini özümüz zann ederiz.
Allahdan uzak kalmakla insanüstü bir varlık olacaklarını veya olduklarını düşünenler çok esef verici bir yanılgı içindedirler.
Kitap okurlarını neden hiç göremiyorum, diyen dostuma “çünkü onlar bir köşede oturmuş kitaplarını okumakla meşgûller” dedim, aa doğru, dedi.
Ekonomi yönetimi, başarı ya da başarısızlıklar halkın en büyük fündemi olarak konuşulmaya devam ediyor. Her alanda yapılan yerli yersiz zamlar günlük konuşmaların ana merkezi.
Her gün bir şehirde kitap fuarı açılıyor. Önceden sadece büyük şehirlerde yapılan kitap fuarları şimdi her yerde. Okur açısından sonuçlarını merak ediyorum.
Pazartesi Zonguldak Kitap Fuarı’nın açılışında konuşan Vali Ahmet Çınar “kitapsız olmaz” dedi. Doğru!
Kitap mevsimi
Güray Süngü içine girdiğimiz kitap yayınlama mevsiminde yeni bir romanla karşımızda.
Güzel hikâyeleri dışında romanlarını da okuyabiliyor olmak ne güzel şey. İyi ki yazarlarımız var, iyi ki yazıyorlar. Hayırlı olsun.
Üsküdar’da güzel bir şey
Bağlarbaşı’ndaki eski atölyenin yeni bir işlevle Nevmekân isimli kitap kafeye dönüştürülmesi başarılı bir projeydi.
Şimdi aynı mantıkla Üsküdar’daki eski nikah dairesi de dönüştürülerek Sahil Nevmekân olarak kahveli bir kütüphaneye dönüştürüldü. Üsküdar Belediye yönetimini bu şık ve anlamlı uygulaması sebebiyle kutlarız. Ziyaretçilere iyi kitap okumalı günler dileriz
Darısı diğer Belediyelerimize...
ANONS
Çekici terörünü
kim durduracak,
kim?