Yalnız değil ama tek bir adam.
Sistemin gözünün içine baka baka söylüyor söylediklerini.
İdlib diyor, Yemen diyor, kadınlar ve çocuklar diyor.
Siz diyor, adaletsizsiniz diyor.
Yalancısınız diyor, kâtilsiniz diyor, zalimsiniz diyor.
Milyonlarca mültecîyi soruyor. Milyonlarca artık yaşamayan mazlumları soruyor.
Çok zenginlerle çok yoksulların akıl acıtan denklemini soruyor.
Milletimiz adına soruyor, insanlık adına soruyor.
Dünya 5’ten büyüktür, diyor.
Orada, Amerika’da, BM Genel Kurulu salonunda bir adam konuşuyor.
Yanında Kudüs’le, İstanbul’la, mazlumlarla, Ortadoğu’yla.
Dünyada iki kutup var işte; Türkiye ve diğerleri.
Yeni bir Türkiye kuracağız ve Dünya orada yerini alacak.
Eskiden ideallerim vardı
Şimdi daha büyük ideallerim var.
Bütün kişi kültlerinden bağımsız olarak Dünyanın sahiden de adalet ihtiyacı yok mu? Nasıl dönecek Dünya, adalet olmayınca?
Eski zamanlardan…Vâli Ahmet Vefik Paşa’nın çözümü
Bir gün Bursa Valisi Vefik Paşa’nın huzuruna, yoksul olduğu her hâlinden belli bir adam girdi. Büyük bir terbiye ve saygıyla, bir adım kalana kadar Vâlinin masasına kadar yürüdü. Binbir yarinden yamalı ceketinin önünü ilikledi. Bir hafız gibi ezberden söylemeye başladı:
“Çok muhterem Vali Paşamız Hazretleri; bendeniz kırk yıla yakındır devlet hizmetinde namusumla çalıştığım hâlde, hiçbir kusurum ve suçum yokken, kadro darlığı yüzünden şimdi işimden çıkarılmış bulunmaktayım. Dilekçe yazmak gerekli kağıdı ve pulu alacak param bile yoktur. Bendenizi münasip göreceğiniz bir vazifeye yeniden tayin buyurmanızı arz ve istirham ederim. Adım falan oğlu filandır. Dilekçemin tarihi de bugündür.”
Ahmet Vefik Paşa zavallı adamı dikkatle ve iyi niyetle dinledi. Sonra hademeyi çağırıp ondan bir tebeşir istedi. Adama da:
“Lütfen sırtını dön Efendi!” dedikten sonra tebeşirle “dilekçe sahibine münasip bir vazifenin verilmesi için Defterdar Beye” kelimelerini yazdı. Gidip Defterdarı görmesini söyledi.
Adamcağız sevinerek çıktı. Doğruca Defterdarın makamına gitti. Arkasını dönüp sırtındaki yazıyı ona okuttu. Sesini çıkarmadan beklemeye başladı.
Defterdar işin şaka mı ciddi mi olduğunu pek anlayamamıştı. Kalkıp yanına vardı:
“Efendim; sırtında tebeşirle emriniz yazılı bir adam geldi ama durumu gereği gibi anlayamadım. Emrinizi bir de sözlü olarak almaya geldim,” dedi.
Ahmet Vefik Paşa:
“Bunun şakası makası yok Defterdar Bey,” diye cevap verdi, “biçare adamın dilekçe yazacak, buna pul yapıştıracak kadar bile parası yokmuş. Onun için dilekçesini sözlü olarak okudu. Ben de artık bir seferlik pul parasından affettim. Kağıdı olmadığına göre havale işini de tebeşirle sırtına yazdım. Zavallı adamı hemen uygun bir işe yerleştiriniz.”
Şemsettin Kutlu- Eski İstanbul Ünlüleri (1974)
Tavuk uçmaz ama
Tavuk fiyatları son dokuz ayda yüzde 200 artmış. Yani tavuk uçmasa da fiyatlar uçmuş. Ne olmuş anlamadım ki, yem değil de dolarla mı besleniyor bu tatsız tuzsuz tavuklar?Kırmızı et yeme ki ucuzlasın, tavuk yeme ki ucuzlasın diyenler var bir de. Neyse ki balık mevsimindeyiz.