Sırp keskin nişancı Cizre’de yakalandı.
Bu haberin sosyal medya ve yazılı basında çıkmasından sonra herkesin tartıştığı konu sanırım bu oldu. Tartışmamızın ana mihveri ise asparagas haberlere doğru kaydı. Keskin nişancının milliyeti üzerinden soru soran, hatta kaç para aldığını merak eden bir grup oluştu. Bir kısım ise yakalandıysa bu şahsın nerede olduğunu sordu.
Mesele o kadar ağır ki aslında buradan asparagas haber çıkarmayı nasıl başarabiliyoruz onu bile anlamıyorum. Gün geçmiyor ki şehit ve gazi haberi gelmesin, gün geçmiyor ki bir yerde bomba patlamasın. Yüzbinlerce insan evlerini terk etmiş, dönecek bir evleri bile kalmamışken hala keskin nişancının milliyetine takılanlara tam bir yanıt vereyim ki gerçek haberlere dönebilelim.
Merak edenler için açıklayalım; yakalanan bir Sırp keskin nişancı yok. Ama suçüstü yakalanan onlarca yabancı menşeli faaliyet var. İşin kriminal ve asparagas kısmından kurtulup katili merak eden gerçek insanlar için açıklama yapmakta yarar var.
Evet. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde şehir yapılanmasının eğitim aldığı merkezler Suriye’de ve eğitim verenlerin bir kısmı bu toprakların çocukları değil.
Evet. PYD ve YPG üzerinden ciddi bir istihbarat yardımı PKK’ya yabancı devletlere ait birimler tarafından sağlanıyor.
Evet. IŞİD ile mücadele kapsamında PYD’ye yabancı ülkeler tarafından verilen silahların büyük çoğunluğu Türkiye’ye geçmiş durumda ve çatışma ortamında kullanılıyor.
Evet. PKK, PYD üzerinden IŞİD’le mücadele eder gösterilerek uluslararası toplum tarafından bir kahramana dönüştürülmüş durumda .
Evet. PKK ve PYD, Suriye politikasında yabancı güçler tarafından önemli bir aktör haline dönüştürüldüğünden Türkiye içinde de kendisini daha güçlü konumda hissedebiliyor.
Evet. Beyaz Saray’da yapılan bilgilendirme toplantılarında en fazla konuşulan konulardan biri PYD ve Türkiye olduğundan örgüt de kendini uluslararası toplumun bir parçası olarak görebiliyor.
Evet. Türkiye’deki terör faaliyetleri yabancı bir üst akıl tarafından koordine ediliyor ve yönlendiriliyor.
Evet. Barikat sistemleri ve el yapımı patlayıcı düzenekleri, ayrıca savunma biçimleri yabancı uzmanlar tarafından organize edilmiş gibi gözüküyor.
Evet. Bir Sırp keskin nişancı yakalanmamış olsa da bölgede başka yabancı ülkelere ait keskin nişancı olduğu istihbarat tarafından tespit edilmiş durumda.
Evet. Çatışmalarda etkisiz hale getirilen teröristlerin bir kısmı komşu ülke vatandaşları.
Evet. Hala ülkemize kesintisiz şekilde silah ve mermi sevkiyatı devam etmekte. Bu düzeyde sevkiyatın yabancı bir ülke olmadan gerçekleştirilmesi mümkün görülmemekte.
Bu kadar net bilgi verdikten sonra hala “yakalanan bir Sırp keskin nişancı var mı?” diye soran olacak mı bilemem ama “bunlar için belgeniz var mı?” diyen olacaktır.
Ben de asparagas haber peşinde koşmayan vatandaşlarımız için tekrar açıklayacağım. Evet belgesi vardır. Belgeyi arayanlar yıkılan şehirlerimizde, şehitlerimizin ve gazilerimizin kanlarında, evsiz kalan vatandaşlarımızın gözlerindeki yaşlarda ve adliye depolarında adli emanete alınan silah ve mühimmat listelerinde görebilir.
Yok hala belge var mı diye soranlar olursa, demokrasi götürmek iddiasıyla gittikleri ülkelerde geride öksüz, yetim ve vatansız bıraktıkları çocukların anlattıkları hayat hikayelerini dinlemelerini tavsiye ederim.
Bu kadar açıklama üzerine hala “Sırp keskin nişancı var mı?” diye soranlara ise, ‘haydi başka kapıya’ demek geliyor içimden. Siz başka kapıya gidin ki, biz sorunu konuşmaya başlayabilelim.
Not: Sizlerle inşallah bundan sonra pazartesi ve perşembe günleri bu köşede beraber dertleşeceğiz. Tek taraflı bir monolog gibi gözükse de ben sizin sesiniz olduğumu hiç unutmayacağım. Hoş geldiniz.