Al Capone (ABD’de yaşamış İtalyan asıllı bir mafya lideri) yaşadığı dönemde çok ilginç bir söz sarf etmiştir: “Bir adamı sabah gördüğümde hafızama yazarım. Öğlen aynı adamı bir daha görürsem kuşkulanırım. Akşam karşılaştığımda tereddütsüz silahımı çekerim. Tesadüflere asla inanmam”...
***
Açıkçası bir mafya lideriyle aynı düşüncede olmak istemem ama ben de hayatta tesadüflere fazlasıyla inanmam.
Hatırlayanlarınız bilir. 1991 yılında Saddam Hüseyin’in kuzeye ve güneye doğru yaptığı askeri harekatlar sonucunda binlerce insan başka ülkelere sığınmak zorunda kalmıştı. O dönemde kurulan çekiç güç sayesinde ülke fiili anlamda üçe bölünmüştü. Bir çoğunuz bunları hatırlar. Fakat bunun dışında bir çoğunuzun hatırlamadığı başka bir şey daha olmuştu. ABD ve İngiliz gizli servisleri Kürt ve Şii nüfus içinden seçtikleri binlerce kişiyi önce Guam Adası’na sonra da kendi ülkelerine götürmüşlerdi.
Bu kişileri ülkede ciddi anlamda bir istihbarat eğitiminden geçirdikten sonra hangi göreve getireceklerse onun eğitimini vermeye başlamışlardı. Bu kişiler daha sonra beklenildiği gibi Saddam’ın devrilmesinden sonra ilgili görevlere getirildiler. Yani 13 sene önce atılmış projeyi hayata geçirdiler.
Evet, gördüğünüz üzere sabahleyin bir kişiyle karşılaştık.
Aradan yıllar geçti ve Suriye’de yavaş yavaş Kürt hareketinin küçük ayaklanma hamleleri başladı. Bu yıllar da ABD’nin Irak’a geldiği tarihlerdir. Kamışlı dahil olmak üzere bölgede karşılıklı çatışmalar yaşanmıştır. O dönem Kürt hareketi içinde yükselen bir isim ön plana çıkmıştı. Salih Müslim ismi Suriye içinde duyulmuştu. Ülkede kalması artık sakıncalı bir hal almaya başlamıştı. Yine kurtarıcı ABD devreye girerek Salih Müslim’i bir operasyonla ülke içinden dışarı çıkarmayı başarıyordu.
***
Yine aynı operasyonun içinde bugün çok ismini duymadığınız bir kişiyi de yurt dışına çıkarıyorlardı. Bu kişi daha sonra İran’ın başına bela olacaktı. Bu arada çıkartılan kişilerin yurt dışında ne yaptıkları da ilk Guam’a götürülenler gibi muammaydı. Ama bir benzerlik kaçınılmazdı. Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de bu ekip ABD özel kuvvetlerine ve gizli servise öncülük yapıyordu.
Yıllar önce Irak’ta planlanan senaryonun bir benzeri, on yıl sonra Suriye’de gerçekleştiriliyordu. Öğlen vakti aynı kişiyi görüyorduk.
Sizce akşam vakti aynı kişiyi nerde ve nasıl göreceğiz. Bir tahmin edin ve kenara yazın. Yıllar sonra tahmininizi değerlendirirsiniz.
Memlekette tartışılanları gördükçe nelerin gizlenmeye çalışıldığını anlamaya da başlıyorsunuz. PYD armasına takılanların neleri kaçırdığını bir kez daha hatırlatmak istedim. Bu arada ABD’nin hangi ülkeden kimleri kendi ülkesine götürdüğünü de düşünmenizi istedim.
Bazı şeyleri ayıp olmasın diye yazmadım bile. Ama sormak isterim. Salih Müslim ve Guam Adası’na götürülenler dahil olmak üzere hangi ülke toprakları kullanılarak operasyon gerçekleştirilmiş ve yurt dışına götürülmüşlerdir.
***
Basit bir mafya babasının bile hayatta kalmak için bulduğu çözüm neden ülkemizde hayatta olmaz sizce. Ceyhun Bozkurt’la beraber yazdığımız “Bu delilleri bir araya getirmeyecektiniz” kitabında uzun uzun bu konuyu anlatmaya çalıştım. Merak eden orada bunun cevabını bulabilir.
Ben son kez sözümü söyleyeyim; devletler arasında yaşanan olaylardaki tesadüflere fazla inanmam.