Başka ülke topraklarında operasyon yapmanın kendine özgü problemleri vardır. Bunlardan en önemlisi, yerel silahlı güçlerin motivasyonunun aynı seviyede tutulamamasıdır. Çünkü yerel silahlı güçlerin çoğunluğu, hayatında ilk defa silah altına alınmış kişilerden oluşmaktadır. Uzun süreli bir çatışma içinde yer aldıklarında, bırakıp gitme veya sahada isteksiz durma gibi tepkiler vermeye başlarlar.
Bir amaç için bir araya getirilen topluluk olduğundan bu kişiler hayatlarında ilk kez birbirlerini görmektedir. Bir yaşanmışlıkları olmadığından da çoğunlukla birbirlerine karşı güven sorunu yaşarlar. Emir komuta eden kişilerle sahada sıklıkla tartışırlar. Operasyon uzadıkça bu tartışmalar küçük kopmalara yol açar.
***
Saha içinde yaşanan en büyük problemlerden biri de ödenen maaşlarla ilgili dedikodulardır. Sahaya gönderilen paranın çatışan gruplara eşit dağıtılmadığı iddiası gündeme gelebilir. Bu iddalar bir müddet sonra silahların karşı gruplara satıldığı gibi korkunç iftiralara dönüşebilir. O zaman da sahayı tutmak zorlaşabilir.
Sahadaki yerel komutanlar geçmişte bir askeri birliğe komuta
etmediğinden emri altındakilerin motivasyonunu nasıl sağlayacağını bilemez hale gelebilir. Tamamen gönüllülük esası ile kurulan yapılar oldukları için de disiplin sağlanması oldukça zor olmaktadır. Bu nedenle ideolojik ve dini motifli yerel silahlı güçler diğerlerine göre sahada oldukça başarılı olmaktadır. Çünkü içinde onlarca yılı bu işlerde geçirmiş kişileri barındırmaktadır.
***
Bugün TSK’nın Suriye’de yaşadığı en büyük problem de yukarıda saydığım nedenlerin bir veya birkaçından kaynaklanmaktadır. Bu problemleri aşmak için operasyon planlar gibi personel yönetimini de planlamak zorunda kalmaktadır. Aşamadığı konular olduğunda, onların yapması gereken konuları da sırtlamaktadır.
Sahadaki birçok kişiyle zaman zaman konuşuyorum. Ortak kanı, operasyonun beklenen sıkıntılarla beraber başarı bir şekilde ilerlediğidir.
Bu sıkıntıların bir kısmı yerel güçlerden diğeri ise YPG ile IŞİD’in el altından sahada işbirliği yapmasından kaynaklanmaktadır. Özel Görev Gücü’nün Suriye’ye girdiği günden bu yana Cerablus/Azez hattında YPG ve IŞİD’in birbiriyle çatışmaktan vazgeçmesindendir. Tasarruf ettikleri militanları da sahada Özel Görev Gücü’nün karşısına çıkarmaktadırlar.
***
Bazı istihbarat raporlarında el altından IŞİD’e gelişmiş tanksavar silahları sevk edildiği bile yazılmaktadır. Bu şer ittifakı neticesinde zaman zaman bazı alınan bölgeler kısa süreliğine de olsa elden çıkabilmektedir.
Bu işi bilenlerin ortak kanaati ise oyalama yapılarak sürenin uzamasına yol açılmakta olunduğudur. Bu sayede gönüllü olanların vazgeçmesi sağlanmaktadır. Bir hedef de Türk halkının desteğinin giderek azalmasına yol açmaktır.
Suriye’deki süreç bir sabır ve psikolojik harekata dönüşecektir. Bu süreci doğru yöneten, alan hakimiyeti ile beraber masada daha fazla sandalye sayısına sahip olacaktır. Suriye’deki harekatın başarısı dış politikada Türkiye’nin elini güçlendirirken, aynı zamanda iç taraftaki örgütlerle mücadelede de mihenk taşı olacaktır.
***
Suriye’deki operasyonun
neden yapıldığı sık sık topluma
hatırlatılmalıdır. Yoksa bir gün gelir neden gidildiği hatırlanamaz. İşte o gün de sabreden kazanmış olur
ve biz kaybederiz.
Yakın zamanda inşallah
karşıya geçerek sahadan size bilgi vermeye çalışacağım. İşte o zaman işin zorluğunu gözlerinizle görmüş olacaksınız.
Bu hazırlıklar için de şimdiden biraz müsaade istiyorum.
Bir süre ekranlarda olamayacağım ama bu köşede sizinle birlikteliğim devam edecek.