Rakip devletler savaş veya sınır ötesinde operasyon yapan devletin yalnızca askeri faaliyetlerini izlemezler. Geri hatta neler olduğu onlar için sınır ötesi kadar önemlidir.
Bir devletin millet ve ulus olup olmadığını oradaki faaliyetlerine bakarak anlarlar. Asıl korktukları yerde orasıdır.
Peki geride neler oluyor? Yalnızca gördüklerimizi değil yaşadıklarımızı da anlatalım o zaman.
İnşaatlarda işçi olarak çalışan iki vatandaşımız, biriktirdikleri para ile yaklaşık yüzlerce kilo balı, zeytin dalı bölgesindeki askerlerimize gönderdi.
Operasyona giden askerlerimizin önünü kesen halkımız araçtan inen mehmetçiklerden helallik istediler.
Hassa bölgesinde dağlarda yaşayan bir yörük annemiz karşıya geçmeyi bekleyen askerlerimize bir koyun keserek ikram etti.
Sınır bölgesinde konuşlu topçu birliklerimiz 24 saat esasına göre atış desteği sağlamak için bataryalarının başından ayrılmazlar. Onların üşümemesi için, kestiği odunları sırtında taşıyarak götüren vatandaşlarımız oldu.
Memlekete başka ülkelerden gelen sığınmacılar İstanbul’da gösteri yaparak askere yazılmak istediklerini söylediler.
Ülkenin farklı yerlerinde bir araya gelen vatandaşlar dolma sararak, tatlı yaparak, börek yaparak operasyon bölgesine gönderdiler.
Aynı analar Mehmetçik üşümesin diye içlik ördüler.
Afrin’e müdahale olursa Memleket karışır darbe olur, güneydoğu karışır diyenlere inat ülke tek bir ağızdan sizlerin yanınızdayız dedi.
Ülkenin muhalif diye lanse edilen önemli simaları zeytin dalı harekatı için askerlerimizin yanındayız ifadelerini kullandılar.
Askerlik hizmeti yapan kırk yaş üstü bir çok vatandaşımız tekrar askerlik yapmak için askerlik şubesine başvurdu.
Binlerce genç tecili bozmak için askerlik şubelerine dilekçe verdiler.
Memleket olmak milli ve yerli olmak ile oluyor . O zaman bu memleketin suyu ayrı bir tatlı, havası daha güzel geliyor.
Savunma sanayinizde milli ve yerli olabilirsiniz ama asıl olan milletin öyle olması. Olunca, o zaman sizi kimse tutamaz.
Bu millet barikatlar döneminde, 15 Temmuz’da, Fırat Kalkanı Harekatı’nda bütün devletlere millet nasıl olunurmuş bunun dersini verdi.
Şimdi de bir millet nasıl direnişten dirilişe geçiyor onun dersini veriyor.
Bunu en güzel ifade eden Atatürk olmuştur: “Bir milletin başarısı, mutlaka bütün milli güçlerin bir istikamette oluşması ile mümkündür. Bu nedenle bilelim ki, elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarı ve zaferleri gelecekte de tekrarlamak istiyorsak aynı esasa dayanalım ve aynı şekilde yürüyelim.”
Senin çizdiğin yoldan giden bir millet var Atam. Aynı senin söylediğin gibi yürüyor.
Mehmetçik nereye gidiyorsun diye soran muhabire “Düğüne gidiyoruz” diyor.
Diğer bir muhabir ailene ne söylemek istersin dediğinde Mehmetçik “Beklemesinler” diye kükrüyor.
“Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadeti ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur.”
Aynı senin tarif ettiğin gibi vatan evlatları çok atam.
Sen hep bu millete ve gençliğe güvendin. İnan onlar da hem sana hem bütün atalarına layık oldular.
Bu millet hem sahada hemde geri hatta başka ülkelerin psikolojik harp unsurlarının yüreklerine korku salmaya devam ediyor.
Daha önce de yazıma koyduğum bir sözü bir kez daha hatırlatalım. Bu yüreklere salınan korku nedir anlayalım.
***
“Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkanlardan bol bol faydalanıyorum. Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten bir engel var: Türklerin yaşayan hatıraları! Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte bu korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım. Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare etmelerindeki sırrı da anlıyorum. Onlar milletleri bir kere yeniyor fakat kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar.” Montecucco. Gerideki yörük anam , odun kesen amcam , seksen yaşında askerlik şubesine giden dedem , az kazanıp çok veren inşaat işçisi kardeşim . Sen de Mehmetçik gibi mücadele ediyor ve kazanıyorsun.
Mehmetçik sahada sen vatan toprağında millet olmak nedir dosta düşmana gösteriyorsun .