Hafta sonu Katar’a gittim. Orada yaşayan Türk topluluğuna 15 Temmuz ve dünyada gelişen güvenlik olgusu ile ilgili konferans verdim. Organizasyonu Yunus Emre Enstitüsü yapmıştı. Bu sayede Katar’da yaşayan Türklerin durumunu ve Katar’ın ülkemize bakışını yerinde gördüm.
Öncelikle sokaklardaki sıcağı bir yana bırakabilseniz kendinizi Osmanlı’nın kurulduğu Söğüt’te hissedebilirsiniz. Birçok aracın arkasında kayı boyunun o ünlü simgesini görebilirsiniz. Ayrıca oyuncularının resimleri de evleri süslüyor. Açıkcası bu büyük sevginin nedenini anlamlandırmakta zorlandım. Ben kendi ülkemde bu sevilen dizinin bu kadar fanatik hayranını görmedim. Bu konuda ayrı bir sosyolojik çalışmaya ihtiyaç var.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın popülaritesini söylemeye hiç gerek duymuyorum. Her yere Katar Emiri ile çekilmiş fotoğrafları asılmış durumda. Bu popülarite ilginçtir Suudi Arabistan’da çalışan Müslümanlar arasında da oldukça yoğun .
Türk toplumu Katar ve Türkiye arasındaki iyi ilişkilerin mutluluğunu yaşıyor. Türk olduğunuzu söylemeniz bütün kapıları açan sihirli bir kelimeye dönüşmüş.
Nerdeyse ayrıcalıklı bir ülke durumunundasınız. Stratejik müttefiklik ne demek buraya gidince anlıyorsunuz. Bayrağınız eğer arabada asılı ise yanınızdan geçen arabalar kornalarına basarak sizi selamlıyorlar .
Tek endişem bu durumu suistimal etmek isteyen uyanıkların ortaya çıkması ve ilişkileri bozması. Maalesef bu olayın benzerini daha önce Türki cumhuriyetlerde yaşamıştık. Bu konuda herkesin uyanık olması gerekir.
Savunma projelerinde ortak çaba her iki ülke için önem taşıyor . Aslında şu anda bir işgal olmamasını orada bulunan kişiler Türkiye’nin hızlı hareket etmesine bağlıyorlar. Bu nedenle de konuşlanacak birlik için büyük bir üs inşa etmeyi planlıyorlar. Hatta inşaatın bir kısmına başlamış durumdalar.
Bir tugay gücünde bir birliğin Katar’da konuşlanması öngörülüyor . Bu birliğin dışında hava ve deniz unsurları içinde planlama sürdürülüyor. ABD’ye açılmayan imkanlar Türkiye için açılmış . Deniz üssü inşası da sürüyor. ABD üssünün böyle bir imkanı olmadığını yetkililer ifade ettiler.
Bölge dengeleri hızlı bir şekilde değişecek gibi gözüküyor . Dünyanın farklı yerlerindeki grupları maddi olarak destekleyen Körfez ülkelerinde deniz bitmiş gibi duruyor. Katar’dan istedikleri 100 milyar doların da sebebi olarak bunu öne sürüyorlar. Batıştan çıkmak için bir formül bulmaya çalışıyorlar.
Yemen’de, Libya’da işler çok da istedikleri gibi gitmiyor. Yüzlerce milyar dolar, kaybedilen bir savaşa harcanmış gibi gözüküyor.
15 Temmuz sonrasında ortaya çıkan bazı belgeler Körfez ülkelerinde endişe yaratmış gibi de gözüküyor. Bunun hesabının bir gün sorulacağını düşünen büyük bir kesim var.
Açıkçası dosta güven düşmana endişe vermenin ne demek olduğunu görmek istiyorsanız bu ülkeye gidin derim.
Tabii ki olmazsa olmaz başka bir gerçekten de bahsetmeden olmaz; Nusret gerçeği. Şu anda orada da bir restoran inşaatı sürüyor . Fakat restoran daha açılmadan ünü buralara gelmiş. Bir etçiden çok ünlü bir aktör havasında sokakta dolaşıyor. Fotoğraf çektirmek isteyenlerin sayısını söylemeye gerek yok sanırım.
İnşallah sayın Başbakan’ın dediği gibi dostlarımızın sayısını arttırmaya devam ederiz. Yalnız bunu yaparken ekstra düşman kazanmamaya dikkat edelim derim.