Bu yazı yayınlandığında El Bab çevresinde çatışmalar yoğunlaşmış ve farklı noktalardan Fırat Kalkanı’na katılan özel görev gücüne saldırılar yapılmaya başlanmış olabilir. Benim bugün size anlatmaya çalışacağım El Bab’dan sonra nelerin yaşanabileceği üzerine olacaktır.
Askeri ve diplomatik anlamda baktığınızda El Bab’ın stratejik bir hedef olma durumu söz konusu olamaz. El Bab’ı aldığınızda bölgedeki dengeleri değiştirecek bir pozisyon elde edemezsiniz. El bab’ın alınması daha sonra yapılacak operasyonlar için yalnızca kritik bir önem ifade edebilir. Yani kısaca El Bab harekatın sonuna gelindiğini göstermez. El Bab’dan sonra neler olabileceğine ise kısaca değinmekte yarar var. El Bab’ın alınmasıyla beraber hem Suriye ordusu hem de İran destekli unsurlarla karşı karşıya gelinecektir. ÖSO’nun ise bu kadar büyük bir alanı Türkiye’nin desteği olmadan ayakta tutması mümkün görülmemektedir. Yani bizim unsurlar da en uç noktaya kadar ilerlemek zorunda kalacaktır. Burada tam tabiriyle ince kırmızı bir hat oluşacaktır. Suriye devleti ise bu dengeyi değiştirmek için PYD unsurlarını destekleyerek farklı yerlerden saldırılar yaptıracaktır. Son bir kaç haftadan beri yapılan faaliyetler de bu tespitimizi doğrular niteliktedir. Bunun örnekleri, Türkiye’nin müdahale edeceği bilinmesine rağmen PYD’nin El Bab’ı almak için saldırıya başlaması ve buna yönlendirilmesi, Rakka operasyonunun erkene alınması ve lojistik anlamda yoğun destek verilmesidir.
***
Bugünden sonra Türkiye El Bab’ı elde tutmak için yönünü batıya ve doğuya döndürmek zorunda kalacaktır. Doğuya dönerek Mümbiç’e ve Batıya dönerek Mare hattına ilerlemek zorunda kalacaktır. Bu işler yapılmadan bu ilerlemenin kalıcı olması mümkün olmayacaktır. Açıkcası önümüzdeki dönemde bazı özel birliklerin de karşıya geçirilmesi gerekecektir. Bu operasyon için daha fazla kuvvet kullanılmasına ihtiyaç duyulacaktır.
Afrin bölgesinden yapılacak bir deliliğe engel olmak için de Reyhanlı’dan başlayarak Kilis’e kadar bölgeye yeni zırhlı birlikler kaydırılacaktır. Haftalardan beri küçük küçük bu birliklerin kaydırılması zaten yapılıyordu. Bu süreç IŞİD’le yapılan mücadeleden daha zorlu geçecektir. Karşımıza PYD’nin sponsorları çıkacak, askeri ve diplomatik anlamda Türkiye’yi zorlamaya çalışacaklardır. Bunu yaparken de uluslararası toplum nezdinde, PYD’nin IŞİD’le mücadele eden unsur olduğu yalanı kullanılacaktır. Türkiye’ye IŞİD’le mücadeleye zarar verdiği suçlaması yapılacaktır. Biz şimdiden söyleyelim, Afrin ve Fırat’ın batısında PYD’nin IŞİD’le yaptığı bir askeri mücadele yoktur. Bu hatta yaptıkları tek askeri faaliyet ÖSO’ya karşıdır.
***
Dün gece kimliği belli olmayan askeri uçaklar tarafından Afrin bölgesine yapıldığı söylenen saldırıların bir süre sonra kimliği belli olanlar ile yapılacaktır. Kısaca özetlemek gerekirse El Bab alındıktan sonra Fırat Kalkanı bitmeyecektir. Bundan sonra hem diplomatik anlamda hem de askeri anlamda daha farklı bir dönem yaşanacaktır. Türkiye’nin Rus Genelkurmay Başkanı ile Rusya’da görüşmesini ve ardından ABD Genelkurmay Başkanı’nın apar topar Ankara’ya gelmesini de bu kapsamda değerlendirmek gerekmektedir. El Bab’da bulunan o ince kırmızı hat bundan sonraki ilişkileri de belirleyecek. Bakalım kim bu ince kırmızı hat da tökezleyecek hep beraber izleyeceğiz. Bu hatta muhtemel karşı karşıya geleceklerimiz ise ABD, İran ve Esad unsurları olacaktır. İşin ilginç yanı bunların başka biryerde bir araya gelmemesidir.