Bu seneki son köşe yazımı yazıyorum. Acısıyla tatlısıyla tam bir seneyi bitirdik. Kolay bir yıl olmadığını söyleyebilirim. 100 yılda yaşanacak olaylar silsilesini bir sene içinde yaşamak zorunda kaldık. Allah’a şükür bu yılı da başımız dik bir şekilde atlattık.
Memleketin hesabını veremem ama kendi hesabımı sizlerin huzurunda kapatmak isterim. Hergünün hesabını kapatarak gözlerimi yumup uykuya dalmayı tercih ederim. Bu çocukluğumdan beri benim hep adetim olmuştur. İyi veya kötü ne yaptıysam başımı yastığa koymadan o günü tekrar yaşarım. Muhasebede kullanılan T cetveli gibi bir bakiye çıkartırım. Helalleşmem, gönlünü almam gerekenleri de bir kenara ayrıca not eder sonra uykuya dalarım. Günlük hesabınızı tuttuğunuzda yılın hesabını tutmak da kolay oluyor. Ama tutamayacağım bir ayrı hesap var. O da sizlere olan borcum ve verdiğim sözleri tutup tutamadığım.
Bugün eğer televizyonda konuşabiliyor, köşe yazısı ve kitap yazabiliyorsam önce Allah’ın izni sonra da sizlerin takdiri sayesinde.
Bana güvendiğinizi biliyor ve onu bozmamak için elimden geldiğince gayret sarfetmeye çalışıyorum. Yazdığım ve konuştuğum konuları hep yerinde araştırmaya sonra da sizlere aktarmaya çalışıyorum. Eğer burada bir hatamız olduysa lütfen beni uyarın. Ama ben hatasız kul olmaz misali şimdiden özrümü dileyeyim.
Sizlere söz verdiğim gibi üretmek için çok gezmeye ve okumaya devam ediyorum. Bu sene de bir kitap çıkartıp sizlerin huzuruna çıktım. Farklı il ve ilçelerde onlarca konferansa katılarak sizlerle tanışma şerefine eriştim. Onlarca kitap fuarına katılarak, aldığınız kitapları imzalayarak, sizlerin gözlerinizin içine bakarak sohbet edebildim. Ama bir çok davete ise vakit kalmadığı için katılamadım. Davete icabet edemediğim için özürlerimi huzurlarınızda sunayım.
Bu sene de daha önceki senelerde olduğu gibi uzmanlık alanımın içinde kalmaya çalıştım. Yani çizmeyi aşmamaya özen gösterdim. Bazen iç içe geçen bir konu olduğunda o konuya değinmek zorunda kaldım. Vatan ve millet sevdası dışındaki konularda tarafsız kalmaya özen gösterdim. Ancak bu iki konuda tarafımı belli ettim ve lafımı hiç esirgemedim. Başka konular ile ilgili fikir beyan ettiysem sebebinin bilinmesini isterim.
Geçmişte görev yaptığım yer ve mesleğimle ilgili konularda hassasım. Elimden geldiğince güvenlik güçlerinin sesi olmaya ve ne hissettiklerini sizlere aktarmaya çalıştım. Bu aktarım sırasında yanlış bir durum oluşmuşsa sebebi ben olarak kabul edin. Hatayı bana sevabı onlara yazın.
Sizlere söz verdiğim gibi kitap geliri ile mütevazi bir eğitim kurumunu memleketime kazandırdım. Allah, inşallah daha iyilerini yapmayı hem size hem de bana tekrardan nasip eder.
Bu seneden içimde kalan en büyük ukde yapmak istediğim belgeseli çekememek oldu. Memleketin 15 Temmuz’dan sonra kaderini değiştiren en büyük hamlelerden biri olan “Fırat Kalkanı Harekatı” belgeselini çekemedim. Oradaki kahramanlıkları görünür hale getirememenin üzüntüsü hala içimdedir. Sanırım bu senenin benim açımdan en büyük açığıda bu olacak.
Bir yıldır nereye gitsem sizlerin sıcak sevgisi ve ilgisi ile karşılaştım. Bu karşılaşmalar sırasında karşılık verirken gözümden kaçıp ilgilenemediğim kişilerden özür diliyorum.
İyi ki bu ülkenin vatandaşıyım, iyi ki bu topraklarda doğmuşum, iyi ki sizlerin arasındayım. İnşallah 2018 hem bizler için hem İslam dünyasını için hem de insanlık için güzel olaylarla geçsin. Şimdiden yeni yılınızı kutlarım .
İyi ki varsınız .....