Biz gerçeğiz siz ise hayal

Mete Yarar

Yaşadıklarımız her dakika aklıma geldikçe herkeste olduğu gibi bende de onlarca duygu harekete geçiyor. Bir kısmını ilk defa ruhumda hissettiğimi söylemeden de geçemeyeceğim. İlk kez hissettiğim bu duyguları nereye koyacağımı ve tedavisini nasıl yapacağımı da bilemiyorum. Bu bilemediklerimi bir kenara koyarak bildiklerim üzerinden süreci hissetmeye çalışıyorum.

O gece sokaklarda olan kahramanların bize yaşattıklarından bahsetmek istiyorum. Onların bize yaşattıkları sayesinde içimizdeki yaraları da onarabileceğimizi düşünüyorum. Anlatmak istiyorum ki onların yaptıkları Çin’de olduğu gibi Rusya’da olduğu gibi tarihte yerini alabilsin.

Beni yakından tanıyanlar bilirler ; en çok kızdığım konulardan biri, bir şeyleri beceremeyeceğimizi söyleyen gruba hep inanılmasıdır. Evet bu konuya bütün gücümle hep isyan etmişimdir. Uzak ve yakın tarihimizden örnekler vererek bunun böyle olmadığını anlatmaya her ortamda çalışmışımdır.

Ama prodüksiyon kabiliyetimiz ve yaşananları anlatan kitap sayımız eksik olduğu için bazı şeyleri hep anlatmakta zorlanmışız. Zemin olmayınca da üzerine bir şeyler koymakta başarısız olmuşuz.

***

ABD derin devleti Vietnam savaşı yenilgisi üzerine Rambo’yu, sokakların güvenliğini sağlamakta zorlanınca süper kahramanları yaratmakta hiçte zorlanmamıştır. İçimizde, süper insanların hep ABD’den çıktığını düşünen hatırı sayılır bir grup bile oluşturabilmiştir. Onların içinden çıkanlar uçabilir, radyasyonlu örümcek ısırdığında örümcek adama dönüşebilir ama bizim gerçek kahramanlarımız iki oku bile atamaz. Tarihte hırsız olarak anılanları kahramana dönüştürebilirler, Avrupa’yı titreten akıncı beylerinden ise biz hiç yokmuş gibi bahsederiz.

Bana devamlı ‘olayları neden hikayeleştirerek anlatıyorsunuz’ diye soran çok oluyor. Cevabı aslında oldukça basit, olaya anlam katan içindeki insanlar ve onların yaşadıkları. Eğer onları anlatmaktan vazgeçerseniz ne olayları anlayabilirsiniz ne de içinden ders çıkarabilirsiniz.

Cuntacı teröristlerin bize yaşattıklarını anlamak istiyorsak halkımızın yaptıklarını onların ağzından dinlemek zorundayız. Dinlemek zorundayız ki sonraki nesiller başına bir şey geldiğinde gücünün nerden geldiğini bilebilsin. Anlatmak zorundayız ki başımıza çorap örenler kimlerle uğraştıklarını bilsinler, anılarını her noktaya koymalıyız ki demokrasinin ne değerli bir şey olduğunu hiç unutmayalım.

***

Bizim sizler gibi uçan hayal kahramanlarımız, herkesi yenen balon Rambo’larımız yok. Bizim son sürat gelen tankın önünden çekilmeyen Ahmet’imiz , dua ederek silaha yürüyen Ayşe anamız , zırhlı araçları durduran onlarca kahraman şoförümüz, şehit olacağını bilerek cuntacıyı öldüren Ömer’imiz, tanklara direnen emniyet birimlerimiz, demokrasi için direnen gazetecilerimiz ve halkının neye kadir olduğunu bilen Cumhurbaşkanımız var.

Evet biz tek tek uçamayabiliriz ama millet olduğumuzda yapamayacağımız şeylerin olmadığını da sonunda görebildik. Bu vatanı koruyacağımızı dosta ve düşmana gösterdik, şimdi sıra Türkiye’mizi layık olduğu yere hızla taşımak için uçuşa geçirmek.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın davalarını geri çektiği gibi bizler de kendi aralarımızda olan bütün kırgınlıkları ve ayrılıklarımızı artık toprağa gömmek zorundayız.

Toprağa yalnızca silahlar gömülmez, asıl gömülmesi gereken silahı tekrar dışarıya çıkaracak olan ayrılıklardır. Bu ayrılıklardan vazgeçen toplumlar işte o zaman millet olur.

Şehitlerimiz ve gazilerimiz yaptıkları fedakarlıklarla bizlere bir fırsat daha sundu. Hadi şimdi onların bize verdiği emaneti alıp hep beraber yola koyulalım.

Ben de kendimce ilk adımı atıyorum. Kırgınlıklardan vazgeçerek tek taraflı olarak hakkımı helal ediyorum.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (25)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.