Zeytin Dalı harekatı sırasında çekilen bu fotoğraf karesini gördüğümde boğazım düğümlendi. Görmek isteyene o kadar çok şey anlatıyordu ki...
Mehmedimiz sırtında yaklaşık 35 kilo yükü rahat taşımak için öne doğru eğilmiş bir şekilde küçük adımlarla yürüyordu.
Sırt çantasına sığmayan malzemeleri uygun noktalara eklemişti. Kimse ona ‘bu kadar malzeme taşı’ diye talimat veremez.
Ama o tecrübeli bir profesyonel asker olduğundan arazide ve çatışmada neye ihtiyacı olduğunu bilir. Hiçbirini geride bırakmayı asla düşünmez.
***
Sırt çantasının içinde en az üç günlük kumanyası, yedek kıyafetleri, yedek mühimmatı, sıhhiye kiti, gece görüş ve yedek bataryaları, ekstra taşıdığı silah ve mühimmatları bulunur. İsterse kendi özel isteklerini de bu çantaya koyar.
Sırtına almadığı bir malzemenin ikamesinin olmadığını bilir. Çatışma anında o sıhhiye kiti bir hayat kurtarır. Ekstra taşıdığı roketatar ateş altına alındığı bir beton koruganı teröristlerin başına yıkabilir. Çatışma saatler boyu sürdüğünde o sırtında taşıdığı yedek mühimmatın her bir tanesi bir arkadaşının hayatını kurtarabilir.
Onlar sırtlarında yalnızca yük taşımazlar onlar sorumluluk yüklenirler. O sorumlulukları da o küçük çantalara asla sığmaz.
Yürürken hafifçe başını aşağıya eğdiğini sanırım fark etmişsinizdir. Bunu yapabilmesi için güvenli bir noktada yürümesi gerekir. Bunu da silahını aşağıya doğru taşımasıyla ekstra olarak teyit edebiliriz. İşte bu anlar bazen yürürken küçük düşünmelere fırsatta verir.
Ön veya arkada yürümüyorsanız bu anlarda sevdiklerinizi kısa bir sürede olsa düşünebilirsiniz. Bunu o Mehmedin yüzünde görmek isteyenin önce onun gibi yürümesi gerekir.
O Mehmedim acaba sırt çantasını yüklenip nerelere gitmiştir. O ayaklarıyla nerelere basmıştır. O gözler neleri görmüş, o kalbi ne özlemleri taşımıştır.
O Mehmetleri anlamak isteyenler için bazen küçük bir kare bir dünyayı barındırır, görmek istemeyen gözler için ise söyleyecekleri yalanları.
***
Şu küçük karedeki fedakârlıkları sırtlarındaki yük sananlara o zaman başka bir bakış açısı ile daha anlatayım.
Sevdiklerinin cenazesine katılamamaktır, hastalıklarında başlarında duramamaktır, her gece çatıyı gökyüzü yaptığı yalnız gecelerdir, çocuklarının başını okşayamamaktır.
Mehmedim o sırt çantasını yüklendiğinde bilir ki görev başarılmadan geriye dönmek yoktur. O sırt çantasının üzerinde asıl olan sorumluluklar, görev aşkı, arkadaşlık, vatan ve millet sevgisi ve imanıdır.
Sırtına 80 milyonu alır, hafifçe öne doğru eğilir, küçük adımlarla ileri doğru yürümeye başlar.
Geriye bir kez bile dönüp bakmaz.
Bu fotoğraf karesi fedakârlığın resmîdir...