Suriye ile ilgili konulara baktığımızda tartıştığımız konunun aslı astarı olmadığını işin içine girdiğinizde çok net olarak anlayabiliyorsunuz. Özellikle Türkiye’de bazı insanların ısrarla sarf ettiği bir cümle var: “Türkiye, Suriye konusunda Batılı ülkelerin politikasının çok dışında hareket ediyor. Onlarla beraber ortak hareket etmiyor” Böyle bir inanç var.
***
İşin esasını bilenler, içinde olanlar bunun böyle olmadığının çok net farkındalar. Bugün Suriye’de, Esad yönetiminin devrilmesiyle ilgili projenin içerisinde BM daimi üyesi olan üç ülke var. Bunun haricinde yine ülkelerin farklı kaynaklardan oluşturduğu bir istihbarat havuzu ve bu istihbarat havuzunun desteklediği farklı farklı gruplardan yaklaşık 40 bin kişilik bir ekip var. Bunların organizasyonu, malzeme tedariki ve bunlara verilen eğitim dahil olmak üzere çok sayıda uygulama bu devletlerin bilgisi dahilinde yapılıyor. Ama tartıştığımız, konuştuğumuz tek konu var o da “Türkiye Suriye’de IŞİD’e malzeme gönderiyor mu göndermiyor mu?”
Açıkçası çok ilginç olan şeylerden bir tanesi, bu tezi ileri sürenlerin ve onlar tarafından desteklendiğine inandığım kişilerin ağabeylerinin bile bu tezi kabul etmemesi. Çünkü aynı havuz içerisinde beslenen bir yapıdan bahsediyoruz. Ve bu yapı maalesef ilginç bir şekilde bir taraftan Esad yönetiminin devrilmesi ve Suriye’nin paylaşımıyla ilgili kendi planlarını oluştururken bir taraftan da kendisine yakın kişileri ön plana iterek Türkiye’yi Suriye’nin dışına itmeye çalışıyor. Yani hem Türkiye’nin imkan ve kabiliyetlerinden yararlanıyor hem Türkiye’nin bulunduğu jeo-politik konumdan faydalanıyor. Ama bir taraftan da maalesef içimizdeki örgütlü İrlandalılar sayesinde de Türkiye’nin Suriye politikasının dışında kalması için ilginç şeyler yapmaya devam ediyorlar.
***
Ben bir kez daha bu yayınları yapan arkadaşlara soruyorum; PYD hariç olmak üzere Suriye’deki muhalifleri, 40 bine yakın kişiyi, grupları destekleyen hangi ülkeler? Sizin Türkiye’yi şikayet etmek için gittiğiniz, uğradığınız ülkeler olmasın sakın? Ama bunu bilmiyor olmamamız mümkün değil. Sergilediğiniz tavır zaten Türkiye’deki iç kamuoyunu ve bürokrasiyi ürkütmek için.
Gerçekten yaşananlar çok ilginç...
Ama ben bu konuda yalnızca bu insanları suçlamıyorum. Bu gerçekliği anlatamayan, ortaya koyamayan Türkiye’yi de suçluyorum. Çünkü bu tabloyu net olarak ortaya koyabilmiş olsaydı Suriye politikasında tek başına ilerleyen ve kimseyle ortak çalışmayan bir görüntü vermezdi. Yüzlerce farklı grubu eğiten ve onları silahlandıran bu Batılı güçler her zaman yaptıkları gibi suçlayacak bir üçüncü dünya ülkesi de bulacaklardır. Saddam’ı devirmek için gözümüzün içine baka baka kimyasal silah yalanını söyleyenler bugün de ‘IŞİD ‘i destekliyorlar’ yalanını çekinmeden ortaya atacaklardır.
Kendi destekledikleri grupların içinde kimlerin yer aldığına dikkat etmeyen ve onlara yüz milyonlarca dolar değerinde yardım gönderenler Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda hareket eden grupların önünü tıkamak için de örtülü olarak hareket edeceklerdir.
Şu anda Türkiye’de eğit-donat türü programlar deyince yalnızca ABD akla gelirken aslında bu ve buna benzer farklı programların altında başka istihbarat kurumlarının olduğunu da unutmamak gerekiyor.
***
Türkiye’nin ısrarla doğru kişilerle yapılmasını istediği bu tür programlar bir şekilde sabote edilmeye devam ediyor. Her eğitilen grup başka bir grubun içine daha olmadan bırakılıyor. Giden gruplar gerekli destek olmadığı için ilk birkaç hafta içinde yok oluyorlar.
Bugün egemen güçlerin Suriye politikası aynen şu şekilde gerçekleşiyor, ‘bu toprakların adamı olmayanların her şeyi yapmaya, diğerlerinin ise yalnızca seyretmeye hakkı olduğu’.
Maalesef Türkiye, Suriye politikasında senaryoyu beraber yola çıktığı arkadaşlarıyla yazdığını zannediyordu. Roller dağıtılmaya başlandığında figüran bile olmadığını biraz acı da olsa fark etmeye başladı. Bugün, ister PYD üzerinden olsun ister güvenli bölge üzerinden olsun isterse bayır bucak Türkmen bölgesi üzerinden olsun bunu anlayacağı dersleri yaşadı.
Senaryo yazım ekibinde olmak rol paylaşımı için yeterli değildir. Rol almak istiyorsanız sermaye de koymak zorundasınız.