Eğer bir son dakika aksiliği çıkmazsa Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ABD Başkanı Donald Trump ile bugün Washington’da görüşüyor. Pek çokları görüşmenin sonucundan umutsuz. Trump’ın bir Orta Doğu politikası olmadığını, Filistin sorununun çözümü için strateji geliştirmediğini, görüşmenin kameralara yönelik olduğunu söylüyorlar.
İsrail gazetelerinde iki tarafın da birbirine istediğini veremeyeceğine ilişkin yorumlar var. Onlara göre Abbas, İsrail’e karşı saldırıda bulunanların ailelerine verilen yardımı kesmez. Trump, Yahudi yerleşim birimi inşaatlarının durdurulması için gayret göstermez. Abbas yeterince güçlü olmadığı için de Trump zaten onunla iş yapmaz.
***
Bazıları da Trump’ın tepeden inme bir barış siyaseti izleyeceğini, Filistinliler yerine güçlü Arap ülkeleriyle konuşacağını iddia ediyor. Jerusalem Post ise Trump’ın Mısır Devlet Başkanı Sisi, Ürdün Kralı Abdullah ve İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmelerine atıfta bulunarak Washington’un Filistin sorununun çözümünü hedef alan bir bölgesel konferans toplaması olasılığından söz ediyor.
Trump’ın ne yapacağını kestirmek güç. Bir dediği diğerini tutmuyor. Ancak şurası gerçek ki ABD Başkanı’nın Mahmud Abbas ile buluşması önemli. Hiç bir ilerleme kaydedilemese dahi buluşuyor olması, buluşmamasından çok daha iyi. Hiç olmazsa sorunun muhatabını dinleme fırsatı bulacak. Abbas ona sorunlarını kendi bakışıyla anlatacak.
Ayrıca geçtiğimiz hafta Baş Müzakereci Saeb Erekat’ın Washington’da görüşmeler yapması, Beyaz Saray’daki üst düzey görevlilerle konuşması da buluşmanın sadece kameralara yönelik olmadığına işaret ediyor. Kim bilir belki de Trump ile birlikte Filistin sorununun çözümü için yeni bir fırsat penceresi açılmıştır. Pencere zorlanarak Filistin sorununun çözümü, iki devletin bir arada yaşaması mümkün olur.
Şartlar da uygun. Her şeyden önce ABD’nin başında yeni bir siyasi irade var. Trump’ın beklenmedik, kestirilemedik işler yapma potansiyeli bu kez yük değil sorunun çözümü için fırsat olabilir. Gücünü ve siyasi meşruiyetini yerleşik düzenden almaya pek hevesli olmaması yüzünden Trump “yaratıcı” çözümler üretebilir. Açıkça İsrail yanlısı ama Filistin sorunun çözümüne de belli ki şahsen önem vermekte.
İkincisi, bölgenin koşulları bu sorununun çözümünü bir kez daha gerekli kılıyor. Bir yanda IŞİD tehdidi var, öbür yanda İran’ın bölgede giderek artan ağırlığı ve etkisi. İsrail’in rahat etmesi için bu sorunun çözülmesi gerek. Mahmut Abbas da ilerlemiş yaşına ve zaman zaman tartışma yaratan tavırlarına rağmen bu sorunun çözümünü sağlayabilecek siyasi referanslara sahip.
***
Üstelik Gazze’yi yöneten Hamas’ın Pazartesi günü dört yıldır kendi içinde müzakere ettiği 42 maddelik Genel Prensipler ve Politikalar Belgesi’ni açıklaması da soruna çözüm bulmak isteyenlere yeni imkanlar vadediyor. Çok müphem olmakla birlikte Hamas, İsrail devletinin varlığını ileride kabul edebileceğini ima ediyor. Kudüs’ün başkent olduğu 1967 sınırlarına sahip bir Filistin ile yetineceğini belgenin 20. Maddesi’nde vurguluyor. Müslüman Kardeşlerle sorunlu Arap ülkelerine de mesaj veriyor.
Hamas’ın açıkladığı belgeyi yetersiz bulanlar tabii ki çıkacaktır. İsrail açıklamanın, daha doğrusu belgenin samimiyetini şimdiden tartışmaya açtı bile. Ama bu belgeyle ciddi bir eşiğin aşıldığı, müzakere edilerek bulunacak bir çözüme daha sağlam zemin hazırlandığı gerçeği görmezden gelinemez. Umarız Abbas-Trump görüşmesi verimli geçer, Filistin sorununun çözümü yolunda ilerleme sağlanır...