Savaşın Ukrayna’ya maliyeti ağır. Bir çok şehri, köyü, kasabası zarar gördü, sanayi ve enerji altyapısı yıkıldı. RAND uzmanlarının The Hill’de yazdığına göre Eylül başı itibarıyla Dünya Bankası, Avrupa Komisyonu ve Ukrayna heyetleri ortak yaptıkları bir çalışmayla ülkenin yeniden ayakları üstüne dikilmesinin maliyetini 349 milyar dolar olarak hesapladı.
Ki bu da Rusya’nın son haftalarda yoğunlaşan saldırıları öncesinde ortaya konan rakam. Ekim sonu itibarıyla Ukrayna Başbakanı Shmyhal savaş sonrası için en az 750 milyar dolara ihtiyaçları olacağını söylemiş.
Savaş yakın bir gelecekte sona ererse bu meblağın 1 trilyona ulaşacağını tahmin etmek zor değil. RAND uzmanları Shatz, Holynska ve Courtney bu meblağın bir kısmının hukuki imkansızlıklara karşın Rusya’nın dondurulan varlıklarından karşılanabileceğini söylüyor.
Diğer yandan da Versay Antlaşması ile Almanya’ya empoze edilen savaş tazminatının getirdiği sorunlara ve devlet parasına hukuki anlamda el koymanın zorluklarına değiniyor. Onlara göre savaşın maliyetinin beşte dördünü yüklenen ABD ve Birleşik Krallık’tan daha fazlasını beklemek gerçekçi olmaz.
Zaten Senato’nun iki kanadında da Ukrayna’ya gereğinden fazla kaynak aktarıldığını düşünenler var. Bundan sonrası Avrupa’nın, yani Ukrayna’yı aday kabul eden AB’nin sorumluluğunda olmalı. Ama belli ki Avrupa da yardımın büyük kısmının Amerika’dan gelmesi gerektiğine inanıyor.
Her ne kadar Lugano ve Berlin’de “donor” toplantıları yapsalar da Marshall Yardımından söz edilmesi boşuna değil. Beklenen, tıpkı İkinci Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi Amerika liderliğinde bir yardım kampanyası ve savaş kadar barışın yükünü de Amerika’nın omuzlaması.
Ancak bu kez meblağ çok yüksek. RAND’ın sayfasından okunabilecek makalede Marshall Yardımı’nın 16 ülkeye verildiği ve toplamının bugünkü rayiç üstünden 150 ile 160 milyar dolar arasında olduğu vurgulanıyor.
Yazarların vurguladığı bir başka gerçek de Ukrayna’nın yolsuzluk endekslerinin en üst sıralarını işgal eden bir ülke olması, Transparency International’ın sıralamasında kötü bir yerde yer alması, kimsenin yolsuzluğun finansmanını üstlenmek istememesi.
Onların önerileri Ukrayna’nın AB’nin tavsiyelerine uyması, yolsuzluğu ortadan kaldırmasa da azaltacak mekanizmaları hayata geçirmesi. ABD Kongresi’nin de kendi denetçilerini atayabileceğini varsayıyorlar.
Çıkış noktalarında ülkenin moralinin yüksek tutulması, savaş sonrasının savaş kadar kötü olmayacağının Ukraynalılara ispatlanması var. Bence savaşın bitmesi, en azından siyasi sonuçlar doğuran kalıcı bir ateşkesin imzalanabilmesi için de yardım vaadi önemli.
Öte yandan yardımların Irak ve Afganistan’da olduğu gibi yerel ya da ulusal yöneticilerin kasasında kalmaması da önemli. Savaş sonrasında AB’ye sığınan Ukraynalılar geri dönecekse ülkelerinde kendileri açısından bir gelecek görmeleriyle dönecekler.
Umalım da AB Ukrayna Yönetimini ikna etsin, kaynak ayırsın, Amerika ve İngiltere’den de destek istesin. Yeniden inşaya ayrılan kaynaklar da hem savaşın bitimine, hem de dünya siyasetinin biraz olsun istikrara kavuşmasına yardımcı olsun…