Tehlikeli sulara girmeden…

Mensur Akgün

Hatırlayacağınız gibi Ukrayna’nın tahılına çıkış yolu sağlamak, böylece pek çok yoksul ülkenin temel gıda maddesinin fiyatının ulaşılamaz boyutlara gelmesini önlemek için Türkiye’nin arabuluculuğuyla geçtiğimiz yıl Nisan ayında başlayan görüşmeler 22 Temmuz 2022’de 120 gün süreli bir anlaşmayla sonuçlanmıştı.

Daha sonra bu anlaşma üç kez daha uzatılarak Ukrayna tahılının dünya pazarlarına sevkiyatı sağlanmış, binden fazla gemi yarıdan fazlası yoksul ülkelere olmak üzere 33 milyon ton tahılı Boğazlar üstünden taşıyabilme imkanı bulmuştu.

Ancak Rusya her fırsatta tahıl anlaşmasının kendi aleyhine çalıştığını, özellikle sigorta şirketleri aracılığıyla uygulanan yaptırımlar nedeniyle muadil ürünlerini, en çok da gübresini dünya pazarlarına ulaştırmakta zorluklarla karşılaştığını söylemişti.

Yine de anlaşmanın ilki 120, diğerleri 60’ar gün olmak üzere uzatılmasına razı olmuştu. 18 Temmuz’da biten son dönemden sonraysa sevkiyatın güvenli olması amacıyla kurulan komisyondan çekildiğini açıkladı. Üstelik bundan sonra Ukrayna tahılı taşıyan gemileri hedef alabileceğini belirtti.

Ukrayna’nın tahıl depolarını vurmaya, füzeleriyle NATO üyesi Romanya’nın topraklarının 200 metre yakınlarına kadar sokulmaya başladı. Üstündeki manevi baskıyı azaltmak için de St. Petersburg’da düzenlediği Afrika Zirvesi’nde ihtiyacı olan ülkelere buğdayını parasız vereceğini ilan etti.

Şimdi Ukrayna geçici çözüm olarak Don üstünden Romanya limanlarını hedefliyor ve belli ki Hırvatistan’da şansını deniyor. Bir miktar tahılın da kara ve tren yoluyla komşulara sevkini planlıyor.

Fakat çoğu komşu kendi üreticisini korumak için Ukrayna buğdayını almak istemiyor.

En makul alternatif doğal olarak savaşın bir an önce bitmesi, ticaretin her türlüsünün normale dönmesi, savaştan Ukrayna’nın, Rusya’nın ve tarafı olmayan tüm diğer ülkelerin daha fazla zarar görmemesi.

Optimum çözüm de tahıl anlaşmasının Rusya’nın taleplerinin ciddiye alınmasıyla en az bir kez daha uzatılması. En kötü çözüm ise Amerikalı emekli amiral James Stavridis gibi şahinlerin tavsiyelerinin dinlenmesi.

Çünkü o birkaç gün önce Bloomberg yazısında Basra Körfez’indeki deneyimlerinden hareketle Ukrayna tahılını taşıyacak ticari gemilerin Amerikan bayrağına geçirilmesini ve “insani nedenlerle” bu gemilerin Akdeniz’deki 6’ıncı Filoya mensup savaş gemileri tarafından korunmasını öneriyor.

Stavridis muhtemelen milyarlarca dolarlık fonları yöneten The Carlyle Group içinde üstlendiği yöneticilik görevi nedeniyle güncel gelişmeleri yakında takip etmekte zorlanıyor, Montrö Sözleşmesi’ne göre Boğazların kıyıdaş olmayan ülkelerin bayrağını taşıyan savaş gemilerinin geçişine kapalı olduğunu hatırlamıyor.

Bir de sanırım önerisinin savaşı tırmandıracağını, Amerika ile Rusya’yı nükleer bir çatışmanın eşiğine getireceğini önemsemiyor. Keşke böylesi hayati bir konuda yazmadan önce İran’la Rusya’nın farklı imkanlara sahip olduğunu, tavsiyesinin yazısında hafife aldığı yolcu uçağı düşürülmesinin çok ötesinde sonuçlar doğuracağını görebilseydi.

Bir zamanlar NATO’nun askeri kanadının da başında olan bu haşmetli amiral sorunu hangi cins geminin nerede konuşlanacağına, hangi Amerikalı komutanın bu görev gücünün başında olacağına, uçakların Türkiye’de mi yoksa Romanya veya Bulgaristan’da mı konuşlanacağına indirgemeseydi.

Neyse ki önerileri Amerika’da dahi pek dikkate alınacağa benzemiyor, öncelik savaşın bitirilmesine değilse bile tahıl uzlaşmasının uzatılmasına veriliyor. Bugün yapılacağı açıklanan kapsamı geniş Erdoğan-Putin görüşmesinin tahıl anlaşmasının uzatılmasına ya da yenisinin imzalanmasına zemin sağlaması ve dünyanın hiç olmazsa bu krizi aşması umuduyla…

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (9)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.