Altı partiden oluşan Millet İttifakı’nın seçim bildirgesi niteliğindeki 240 sayfalık Ortak Politikalar Mutabakat Metni (OPMM) bildiğiniz gibi Pazartesi günü Ankara’da düzenlenen bir toplantıyla açıklandı. Dokuz ana, 75 alt başlık, 2300 kadar vaat ve ilke beyanından oluşan metin kısa da olsa bir dış politika alt başlığı içeriyor.
13 Şubat’ta açıklanacak adayın Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması, ittifakın da Meclis çoğunluğunu elde etmesi halinde bu alanda yapılacakları, yapılmayacakları ve yapılmaya çalışılacakları ilan ediyor. Bazı konularda da siyasetin değişmeyeceğini ima ediyor.
En makul olanlar bana Dışişleri Bakanlığı’nın dış politika yapım süreçlerindeki ağırlığının arttırılmasına, kariyer ve liyakate uygun seçimlerin yapılmasına, akademik çevrelerin, düşünce kuruluşlarının ve STK’ların katkılarının dikkate alınacağı mekanizmaların kurulmasına ve AİHM kararlarına uyulmasına ilişkin verilen taahhütlermiş gibi geldi.
Zaten var olan Diplomasi Akademisi’nin kurulacağının söylenmesini ise yadırgamadım desem yalan olur. Metni kaleme alanların kast ettiği sanırım işlevlerinin günün ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi olmalı. Metnin tartışmaya açılmasıyla çıkan fırsattan yararlanarak liderler ve ekipleri belki Geri Kabul Anlaşması konusunu da bir kez daha düşünürler.
Metnin en azından dış politikayı da içeren son bölümünün yazım sistematiğini de gözden geçirmelerinde yarar olabilir. Çünkü iç ve dış güvenlik, siber güvenlikle pek çok yerde iç içe geçmiş, Yeşil Mutabakata uyulmasıyla Gümrük Birliği’nin revizyonu arasına kişisel veriler sıkışmış, güvenlik dış politikadan kesin hatlarla ayrılmış.
Yine de haksızlık etmemek gerek. OPMM pek çok açıdan farklı altı partinin üstünde uzlaşabildiği önemli bir metin. Ortak ilkeleri, iktidara gelinmesi halinde benimsenmesi düşünülen politikaları ilan ediyor, üstünde uzlaştıkları asgari müşterekleri bizlere açıklıyor. Hepsini yaparlar mı ya da yapabilirler mi doğal olarak ayrı bir tartışma konusu.
Fakat 48 maddelik Dış Politika alt başlığında NATO’nun caydırıcılığının takdir ediliyor olması, AB’ye tam üyelik hedefinin korunması, BM kararlarının ve uluslararası hukukun önemsenmesi, taraf tutan değil çözüm üreten bir ülke olunacağının ilke olarak benimsenmesi, ABD ve Rusya ile olan ilişkilerin ağırlığına atıfta bulunulması dikkate özellikle değer.
Gözden kaçırılmaması gereken bir başka nokta da İsrail-Filistin sorunundan Azerbaycan-Ermenistan ihtilafına, Ege ve Akdeniz’den Kıbrıs’a çözümde önceliğin barışçıl yöntemlere, arabuluculuğa, kolaylaştırıcılığa verilmiş olması. Kıbrıs konusunda da sonuca odaklı iki devletli çözüm yerine sürece odaklı egemen siyasi eşitliğin vurgulanması.
Suriye başlığı ise Libya gibi ya unutulmuş ya da üstünde mutabakata varılmamış olmalı ki dış politikanın gündem öncelikleri arasında kendisine başka bölümlerdeki dolaylı göç referansları dışında yer bulamamış. Çin de hiç işlenmemiş. Şangay İşbirliği Örgütü ile ilişkilerin gerçekçi bir zeminde değerlendirileceğinin altı ASEAN’la birlikte en son satırda çizilmiş.
Amerika ile Rusya’nın nasıl dengeleneceği derseniz hazırlanan belgeye yansımamış. İlişkilerin iyileşmesi belli ki kurumsallığa, diplomasinin müzakere yeteneğine bağlanmış. Amerika ile yaşadığımız sorunların kataloğu da muhtemelen üstünde mutabakat sağlanamadığı için metinde yok. Ukrayna savaşı ve doğurabileceği sorunlar da işlenmeyen konular arasında.
Görünen o ki ittifak ortakları metinlerinde dünya siyasetini, dolayısıyla dış politikayı güç ve pazarlık ekseninden çok normatif ilkeleriyle görmeyi tercih etmiş, ikna kabiliyetinin artacağından söz etmiş ama Ege ve Akdeniz ile Yunanistan’la ilişkilerdeki imalar dışında güç kavramına ve kullanımına pek yer vermemiş.
OPMM’nin dış politikaya ilişin alt başlığının hedef kitlesi üstünde nasıl bir etki doğuracağını, seçimi kazanmaya yardımcı olup olmayacağını doğrusu bilmiyorum. Bildiğim ve gördüğüm tüm eksiklerine ve sistematik sorunlarına rağmen muhalefetin bu kadar çok konu üstünde anlaşabilmiş olmasının önemli olduğu, içeri kadar dışarıya da söyledikleri ve söylemedikleriyle önemli mesajlar verdiği…