Ankara’nın davetiyle 29 Mart’tan bu yana Türkiye’nin seçim sürecini gözlemleyen AGİT’in Varşova merkezli ODIHR’nin, yani Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu’nun içinde AGİT Parlamenterler Asamblesi ile Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi temsilcilerinin de olduğu 40 ülkeden gelen 401 kişiden oluşan uluslararası heyet, seçim öncesi ve sırası gözlemlerini Pazartesi günü 22 sayfalık bir ön raporla paylaştı.
Kadın adayların azlığından iktidar partisinin devlet kaynaklarına kullanmasına kadar seçime giden yolda Türkiye’nin eksikliklerini, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmek konusundaki isteksizliklerini eleştirdi. “Yoğun bir kutuplaşmanın hükmettiği kampanya dönemi, sert söylemler, idari kaynakların kötüye kullanılması örnekleri ve bir muhalefet partisinin karşılaştığı baskı ve yıldırma girişimleri ile gölgelendiğini” vurguladı.
Ancak belirttikleri eksikliklere ve sorunlara karşın “seçim kampanyaları rekabetçi bir ortamda gerçekleşmiş ve çoğu aday özgürce kampanya yürütme olanağı bulmuştur” tespitleri ve oy verme işlemi sırasında seçimin sonucunu etkileyecek belli başlı bir ihlal olmadığını açıklamaları bence herkes, hepimiz için önemliydi.
Umarım 28 Mayıs’ta da aynı olgunlukla hareket edip, cumhurbaşkanımızın kim olacağına karar verip gergin geçen bu süreci ve hatta daha da öncesini arkamızda bırakır, Türkiye’nin içindeki ve dışındaki sorunlarının çözümüne, ekonomisinin rayına oturtulmasına, depremden etkilenen bölgelerinin yaralarının sarılmasına ağırlık veririz.
Kim seçilirse seçilsin Türkiye için yeni bir sayfa açması, halkının tümünü kucaklayıcı, dünyayla barışık, hukukun üstünlüğünü sağlayan, AİHM kararlarını yerine getiren, ekonomide denemeyi değil deneyimi önemseyen, komşularıyla iyi geçinmeyi ilke olarak benimseyen, askeri teknolojiden jeopolitiğe kazanımları konsolide eden, atamalarında liyakate değer veren bir rejim yaratması gerekiyor.
Yakın geçmişimizden çıkartacağımız çok ders var. Bundan sonraki beş yılda aynı hataların tekrarlanmaması için sadece seçmenin gönlünü almakta nerede hata yapıldığının ötesinde bir anlayışla hareket edilmesi, sorunların ne kadarının yaşanan konjonktürden ne kadarının uygulamadaki hatalardan kaynaklandığının samimiyetle tartışılması şart.
Başkanlığını Büyükelçi Jan Petersen’in yaptığı uluslararası heyetin raporuna geri dönecek olursak, 132 sandığı açılışları sırasında gözlemleyen üyeler işlemlerin 118’ini olumlu görmüş. “Oy pusulalarının (8 vaka) veya zarfların (5 vaka) sayısının tutarlı bir şekilde kaydedilmemesi gibi usule ilişkin hususlar”, 35 sandıkta açılıştan önce tüm oy pusulaları damgalanmaması ve 11 sandıkta zarfların tamamının damgalanmaması gibi kusurlar tespit etmiş.
Gün boyunca takip ettikleri 991 sandıktan yüzde 96’sında da oy verme işleminin kurala uygun ve sorunsuz geçtiğini kayda geçirilmişler. İstisnalarsa daha ziyade depremden etkilenen bölgelerde olmuş. Gözlemledikleri sandıkların yüzde 14’ünde de uzun sıralar oluştuğu, yüzde 12’sinde olmaması gereken insanların sandık çevresinde olduğu belirtilmiş.
Linkini aşağıda verdiğim raporda sandık başkanlarının ve parti temsilcilerinin yüzde kaçının kadın olduğundan ne kadarının engellilerin erişimini kolaylaştırdığına kadar akademik değeri anlık siyasi öneminden fazla başka pek çok veri daha var. Bunların ileride yapılacak akademik çalışmalara ve YSK’nın sürece ilişkin düzenlemelerine katkıda bulunabileceğini düşünüyorum.
Raporda en çok eleştirilen ise kampanya sürecindeki sorunlar, seçim sathının herkes, her parti, her aday için aynı derecede eşit fırsat yaratmamasına ilişkin uygulamalar, toplanma ve ifade özgürlüğünün önüne çıkartılan engeller olduğunu söyleyebilirim. Seçimlerin daha adil olması için raporda sözü edilen eksikliklerin tümünün giderilmesinin şart olduğu kesin.
Bence Meclis içi ve dışı muhalefetin hem bu ön raporu, hem de daha sonra çıkacak ana raporu satır satır okuyup Türkiye’nin seçim düzenlemelerinin sistemsel ve dönemsel eksikliklerinin takipçisi olmalarında partileri kadar ülkenin geneli için de yarar var. Tabii ki kendi eksikliklerini de görmeleri, nerede hata yaptıklarını içtenlikle tartışmaları kaydıyla...
Rapor için: https://www.osce.org/files/f/documents/b/d/543639.pdf