Hatırlanacağı gibi Trump Yönetimi 29 Şubat 2020’de Taliban liderliğiyle Katar’da yaptığı görüşmelerde uzlaşmaya varmış; Ashraf Ghani rejimiyle Taliban arasında ülkenin yönetimi üstünde mutabakata varılması halinde 14 ay sonra, yani Mayıs 2021’de askerlerini ülkeden çekeceğini duyurmuştu. Trump seçilmiş olsaydı bu takvim muhtemelen işler ve ABD askerleri Afganistan’dan çekilirdi.
Ancak Trump seçilemedi, üstelik de taraflar yaptıkları görüşmelerde hiçbir mutabakata varamadı. Eylül ayında masaya oturan taraflar RAND’dan James Dobins’in söylediğine göre şimdiye kadar sadece prensipleri ve süreçleri konuştu. Ocak ayında ortak bir gündem belirlenmiş olsa da öncelikler farklı kaldı. Kabul Hükümeti önce ateşkes derken, Taliban önce her konuda uzlaşalım sonra ateşi keselim diyor.
***
Dobins’in de vurguladığı gibi tarafları uzlaştırmak kolay değil. Kökten farklı iki anlayışı bir araya getirmekten, ortak bir ordu ve yönetim kurmaktan söz ediyoruz. Eğer Biden yönetimi ağırlığını çekilme yönünde koyacak olursa, sonuç Taliban’ın Afganistan yönetimini ele geçirmesi anlamına gelebilir. Bölgenin istikrarı daha da sarsılabilir, ortaya çıkacak jeopolitik boşluğu İran ve/veya Pakistan doldurmaya çalışabilir.
RAND uzmanlarının, Amerika’daki başka bir çok kuruluşunun, hepsinden önemlisi de Kongre’nin kurduğu Afganistan Çalışma Grubu’nun önerisi asker çekilişinin yavaşlatılması yönünde. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in yaptığı açıklamalardan da ittifakın 9 bin 600 kişilik görev gücünü çekmek konusunda ittifakın çok acele etmediği anlaşılıyor. Yine de ABD’nin henüz bu konuda bir karar vermediğini, yeni bir strateji oluşturmadığını belirtmek gerek.
TRT World’ün sayfalarına katkıda bulunan Singapur RSIS’ten Abdul Basit ABD Yönetimin zor bir seçimle karşı karşıya olduğunu, çekilme halinde kurulan düzenin çökeceğini, kalması halinde de savaşın süreceğini yazmış. Basit, son dönemde şiddetin arttığını, şehirlerdeki güvenliğin erozyona uğradığını belirtmiş. Ayrıca müzakereler sırasında verdiği söze rağmen Taliban El Kaide’nin güç kazanmasına da göz yumuyormuş.
Belli ki Taliban liderliği Amerika’nın savaş bıkkınlığından yararlanmak istiyor. Büyük bir olasılıkla yapmaya çalıştığı Amerika’ya onurlu bir çıkış imkânı tanıyıp kendi düzenini ülkede yeniden kurmak. Zaten müzakerelerden mutsuz ve rahatsız bileşenlerinin olduğu da biliniyor. Kontrolünü genişletirken ve alabileceği dış desteğe güvenirken Taliban’ın uzlaşma isteyebileceğini düşünmek gerçekçi olmaz.
Türkiye açısından bakıldığında ise Afganistan coğrafi olarak uzak ama tarihi ve duygusal olarak yakın bir ülke. Birinci Dünya Savaşı sonrası ilk antlaşma imzaladığımız devletlerden biri (Moskova 1921). 1932-1960 arasında aralarından benim akrabalarımın da olduğu 200’den fazla öğretmen, doktor ve askerin ülkenin eğitim, sağlık ve askeri yapısının oluşmasına katkıda bulunmak için Afganistan’a gittiğini de unutmamız gerek.
2004’den bu yana da Türkiye Afganistan’a önemli sayılabilecek mali yardımda bulundu. Üst düzey ziyaretler gerçekleşti. Dışişleri Eski Bakanı Hikmet Çetin NATO adına 2003-2006 yılları arasında Kıdemli Yüksek Temsilcilik görevi yürüttü. Türkiye Pakistan ile Afganistan arasındaki sorunların aşılması için arabuluculuk yaptı, başarılı da oldu. Bu ülkede yatırımlarımız, Maarif Okullarımız da var. Afganistan’ın istikrarı ve ilişkilerimizin sürmesi bizim için önemli.
Diğer yandan Afganistan’da tek başımıza rol oynamamız, siyasetinin ve tarihinin akışını etkilememiz, şekillendirmemiz zor. ABD, bu ülkeden şu veya bu nedenle çıkmaya karar verirse NATO görev gücü içindeki varlığımız da sonlanacak. Çünkü Amerika’nın olmadığı böylesi riskli bir coğrafyada ittifakın diğer üyeleri biz istesek dahi kalmak istemeyecektir. Türkiye’nin de bu ülkedeki ağırlığı ve etkinliği çok muhtemeldir ki azalacaktır.
***
Doğal olarak Türkiye yeni kurulacak yönetimle de ilişki kurabilir. Bir Taliban heyetinin Türkiye’yi yakında ziyaret edeceği, barış süreci konusunda bilgi vereceği söyleniyor. Ancak bu ilişkinin eskiden olduğu ve şimdi sürdüğü gibi kapsamlı olmasını, Taliban’ın Türkiye’ye kültürel açıdan etkili olma imkânı tanımasını bekleyemeyiz. Onlar büyük olasılıkla devirmeye çalıştıkları rejime, ondan önce de Kuzey İttifakı’na verdiğimiz desteği hatırlamayı tercih edeceklerdir.
Amerika Suriye’den çekilirse kazançlı çıkarız fakat bana öyle geliyor ki Afganistan’dan çekilirse tam tersi olur, zararlı çıkarız. Umarım Biden Yönetimi Orta Asya yerine Ortadoğu’dan çıkmayı düşünür hem müttefikini doğru seçer hem de Afganistan’da jeopolitik boşluk bırakmaz. Bizim de Afganistan’daki ağırlığımız azalmaz, bu ülke üstünden Amerika ile kurduğumuz bağ zayıflamaz, başka alanlardaki pazarlık gücümüz artar. Ama aynı zamanda sorunun çözümü için de samimi çaba harcanır...