Malum son günlerin en cazip kavramı siyasette “yumuşama…” Evet Tayyip Erdoğan-Özgür Özel buluşmasıyla siyasette normalleşme iklimine işaret eden bu kavram, özü itibariyle bu ülkede yaşayan herkes için pozitif anlamlar ifade ediyor.
Ancak böyle bir umudun yeşerebilmesi için sadece temenniler ve kavramlar yeterli değil, aynı zamanda halen yaşamakta olduğumuz siyasi atmosferin de bu yeni duruma paralel bir görünüm arz etmesi gerekiyor. Dolayısıyla, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yumuşama adımları atıyoruz” sözlerini esas alarak Türkiye’nin yeniden ‘demokratik hukuk devleti’ iklimine kavuşacağı gibi erken demokrasi hayallerine kapılmanın çok da gerçekçi olmadığını bilmek gerekiyor.
Zira Türkiye şu anda ‘hukuk devleti’ nosyonunu büyük ölçüde kaybetmiş bulunuyor. Dahası mevcut anayasa ve yasalara rağmen, yargısal anlamda hukuksuzluk her geçen gün derinleşerek arkasında yeni mağdurlar bırakmaya devam ediyor.
Bir taraftan ‘yumuşama-normalleşme’ söylemlerini dillendiren iktidar, bir taraftan da hiç zaman kaybetmeden geniş toplum kesimlerine yönelik eli sopalı adımlar atıyor.
9’uncu yargı paketi taslağının 22’nci maddesiyle ‘etki ajanlığı’, bir başka deyişle ‘yeni tip casusluk’ suçu getiriliyor. Har türlü kullanıma açık muğlak ifadelerle hazırlanan bu maddeye göre, devletin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları, kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Eğer bu taslak aynen parlamentodan geçerse, devletin en hassas kurumlarında görev yapan isimler dahil pek çok kişi, bu 22. Maddenin hedefi haline gelebilir.
Bu gidişat da gösteriyor ki AK Parti istese bile ‘hukukun üstünlüğü’nü esas alan bir değişim yapması, 31 Mart mağlubiyeti sonrasında bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dillendirilen “Ya hatalarımızı görerek kendimizi toparlarız ya da güneşi gören buz misali erimeye devam ederiz” sözlerine rağmen, yeni bir başlangıç yapması mümkün gözükmüyor.
Zira biliyoruz ki son birkaç yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuk, demokrasi ve özgürlükler konusunda öylesine pırıltılı söylemleri dillendirdi ki doğal olarak insanlarda “Galiba AK Parti aslına dönüyor” beklentisi oluştu. Ancak bu güzel sözlerin hemen sonrasında hukuku, demokrasiyi yaralayan adımlar atılmaya devam edildi.
Mesela Erdoğan, 2024 Adli Yıl açılış konuşmasında “Hukuk devleti hepimizin ortak hedefi ve kırmızıçizgisidir” demişti. Aynı şekilde “Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunun yürürlükte olduğu dönemler artık geride kalmıştır” sözleri de yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aittir.
Bir başka konuşmasında da Erdoğan, “Temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmaları iç hukukumuzun bir parçası haline getirdik” demişti ama sonra “AİHM, kararlarında adil değildir, siyasidir, konu Türkiye olunca siyasi karar verir” diyerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını tanımadığını bütün dünyaya ilan etmiştir.
Cumhurbaşkanı’nın Adli Yıl açılışında yaptığı konuşmanın satır araları dikkatle okunduğunda, aslında Erdoğan’ın ‘hukuk devleti’ talebinin evrensel hukuk normlarına dayalı bir hukuk sisteminden çok, iktidarın ve de yargının kararlarına itiraz etmeyen, eleştirmeyen ve kelimenin tam anlamıyla itaati esas alan bir sisteme işaret ettiği anlaşılacaktır.
Nitekim Erdoğan o konuşmasında bunu açıkça ifade ediyor: “Eline mikrofonu veya klavyeyi alan birilerinin mahkeme kararlarını kendi arzuları ve ideolojik aidiyetlerine göre eğip bükerek yorumlaması, hatta daha da ileri giderek, hüküm vermesi doğru değildir.”
Hal böyle olunca insanlar “yumuşama-normalleşme” adımlarına temkinli yaklaşmak durumunda kalıyorlar. Doğrusu haksız da sayılmazlar. Nitekim 9. Yargı paketinde yer alan ‘etki ajanlığı’ maddesi de iktidarın nasıl bir normalleşme istediğinin en nemli göstergesi olmuştur.
Hukuk devleti anlayışının itibar kaybettiği, siyasette erdemli olmanın pek çok kişi için anlam ifade etmediği bir Türkiye atmosferinde, ‘normalleşme’nin dillendirilmesi bile güzel… Ama öyle anlaşılıyor ki AK Parti iktidarı, siyasette yumuşama adımlarını ‘etki ajanlığı’ yasası ile ödüllendirecek…