Geçtiğimiz günlerde uluslararası haber ajanslarının geçtiği bir haber, hem yaşadığımız yüzyılın teknolojik fotoğrafını vermesi, hem de dünyamızın gelecek tasavvuru açısından önemli ipuçları içeriyordu. Bilindiği gibi yapay zeka teknolojisini ülkenin politikalarının belirlendiği süreçlerde kullanmaya başlayan ilk ülkelerden birisi Çin…
South China Morning Post’un haberine göre, Pekin yapay zeka destekli diplomatik sistemlerin çeşitli prototiplerini geliştiriyor. Çin Bilimler Akademisi tarafından geliştirilen ve henüz ilk aşamasında olan bu sistemlerden biri ülkenin dışişleri bakanlığı tarafından kullanılmaya başlandı. Uzmanlar, bu hamlenin diğer ülkelerin stratejik hamle yetenekleriyle arasındaki uçurumu derinleştirebileceği kanaatindeler.
Günümüzde teknolojinin geldiği bu nokta, özellikle gelecekte insanları nasıl bir dünyanın beklediğini göstermesi açısından elbette önemli. Ancak bu yazının konusu yapay zeka değil. Muhtemelen yapay zekanın hayatın her aşamasında kullanılmaya başlandığı bir dünyada, yönetim sistemleri dahil her şey yeniden şekillenecek. Ama bir şey var ki herhalde o hiç değişmeyecek, o da diktatör Esad yönetimi.
Bu zalim adam yüzbinlerce kendi insanını katletti, çocuklara, sivillere karşı kimyasal gaz kullandı ve milyonlarca Suriyeli başta Türkiye olmak üzere halen dünyanın değişik ülkelerinde mülteci olarak yaşıyor. Aklınıza gelebilecek bütün kötülükleri, zalimlikleri yapan bir diktatör var karşımızda, şeytanın büyük ortağı yani…
Suriye yakıldı, yıkıldı, harap oldu ama zalim dimdik ayakta. Öyle anlaşılıyor ki ebediyyen de Suriye’nin başında kalacak. Zira şu günlerde büyük abisi Putin, Esad’ın geleceğini garanti altına alacak yepyeni anayasa hazırlıyor. Ayrıca bu anayasanın garantörü Rusya, Türkiye ve İran…
Aslında bu anayasa çalışması, Putin’in Suriye konusundaki en önemli hamlesi. Zira bu hamleyle hem Rusya’nın Suriye’deki çıkarlarını anayasal bir güvenceye kavuşturuyor, hem de Esad’ı yıkılmaz hale getiriyor.
Malum anayasa konusunda geçtiğimiz günlerde çok önemli bir adım atıldı ve mesele Cenevre’ye taşındı. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Suriye’de anayasa komisyonu kurulmasına ilişkin, Astana sürecinin garantörleri Türk, Rus ve İranlı yetkililerle İsviçre’nin Cenevre kentinde bir araya geldi.
BM Cenevre Ofisi’nde basına kapalı yapılan toplantıda, 30 Ocak’ta, Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenen Ulusal Diyalog Kongresi’nde kurulmasına karar verilen anayasa komisyonu masaya yatırıldı. Toplantıda, Türkiye’yi Astana toplantılarında olduğu gibi, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal temsil etti. Rusya heyetine, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentyev, İran heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Cabiri Ensari başkanlık etti.
Aslında eşyanın tabiatına aykırı olmakla birlikte, yıkımın ardından devreye sokulan diplomatik hamlelerin en azından şimdilik tek kazananı Esad olmuş gibi gözüküyor. Suriye diktatörü bir taraftan Rusya’nın himayesinde PYD’yi de yedeğine alarak içeride kendine göre düzenlemeler yaparken, bir taraftan da Astana sürecinde başlayan anayasa çalışmalarının Cenevre’ye taşınmasıyla önünde yeni bir Suriye fotoğrafı açılıyor. Dünyada bu kadar acımasız katliamlar yaptığı halde hiçbir bedel ödemeden yoluna devam eden bir başka diktatör yoktur herhalde. Demek ki kötülere bir şey olmuyormuş…
Doğrusu insan sormadan edemiyor, bunca ölümler, acılar neden yaşandı? Türkiye açısından baktığımızda bile bazı soruların cevaplarını bulmak maalesef mümkün olmuyor. Gerek terör, gerekse beşeri dramlar bağlamında en büyük mağduriyeti biz yaşadık. Milyonlarca mülteciye sahip çıkarak onlara çare olmaya çalıştık, halen de devam ediyoruz. Elbette bu insani trajediye ilgisiz kalamazdık ve olması gerekeni yaptık.
Ayrıca da terörden Türkiye’yi korumak için Suriye içinde başarılı operasyonlar gerçekleştirdik. Ancak talihsizliğe bakın ki, Suriye’de mücadele ettiğimiz birbirine benzemez bütün güçler sonunda bir araya geldi ve şimdi bir başka hesabın içindeler. Ama biz sonunda dönüp dolaşıp Baas’ın insan kasabıyla komşu olduk…