Gazze’de acılar derinleşirken, Filistin’in büyük şairi Mahmut Derviş’in “Biz kaybettik/ aşk da kazanmadı” şiirini okuyorum. Her dize içimde fırtınalar koparıyor ama aynı zamanda müthiş bir öfke seline kapılıyorum. Anlıyorum ki geceyi durdurabilmek için antidepresanlara ihtiyacım olacak.
Ama neyse ki üç Filistinli Udi imdadıma yetişiyor. Onlar bizi kalbimizle buluşturan müzikleriyle, Filistin’in acılarının şiirini yazıyorlar sanki…
Peki kim bunlar?
Ud’u bedenlerinin birer parçasıymış gibi konuşturan, konserlerine katılan herkesi büyüleyen üç Filistinli genç adam: Samir, Adnan ve Wissam joubran kardeşler, grubun adı ise Le Trio Joubran…
Gece boyunca ‘Masar’, Laytana, Shajan, Majaz, The Hanging Moon şarkılarını dinledim. Üç usta sanatçı Ud’un tellerine dokunurken o hiç bitmeyen hüznün ruhu notaların arasından usulca kalbime sızıyor, bunu hissedebiliyorum. İnanıyorum ki bu üçlüyü önemli kılan, kendi halklarının geleneksel müziğinden yola çıkarak kendilerine özgü bir müzik üslubu yaratmış olmalarıdır.
Ud’un kralları olan bu üç kardeş, müziğe, sese ve enstrümanlarına o kadar hakimler ki sahnede ve stüdyoda enstrümanlarıyla tek bir ses gibiler adeta… Uluslararası alanda da isminden söz ettiren grup, Paris Olypia’dan New York Carnegie Hall’a uzanan farklı konser salonlarında binlerce kişiye konser veriyor, film müzikleri besteliyorlar, 2009’da Dubai Festivali’nde “En İyi Beste” dalında ödüle layık görüldüler. Bugüne kadar 8 stüdyo albümü yayınladılar.
Gazze’de büyük bir insanlık dramı yaşanırken müzik dinlemeyi yadırgayanlar olacaktır, ama ben inanıyorum ki İsrail’i yöneten ‘savaş çetesi’nin, Gazze’de bombalarıyla çocukları, kadınları ve bütün sivilleri paramparça ettiği şu günlerde bu üç Filistinli gencin muhteşem müziği yine de yüreklerimize bir ferahlık getirecektir.
Çünkü onlar oldukça kederli ve duygusal müzikleriyle Filistinlilerin acılarını ve kültürünü dünyanın farklı coğrafyalarına taşıyarak çok önemli bir görev ifa ediyorlar. Dünyanın en prestijli festivallerinin aranılan topluluklarından biri haline gelmiş bulunan grup, uluslararası dünya müziği sahnesinde de büyük ilgi görüyor.
Bu üçlü Udi’nin müziğini dinlerken bir taraftan da Mahmut Derviş’in “Biz kaybettik/ aşk da kazanmadı” şiirini okumak, inanıyorum içinizde güçlü bir direniş duygusu yaratacaktır.
/Bir Filistinli Yaranın Güncesi
1
Anılardan muafız biz
El-Kermil içimizde
Celile’nin otları kirpiklerimizde
Bir nehir gibi ona uzanaydık deme bana
Öyle deme!
Memleketin etindeyiz biz… Memleket de içimizde!
2
Yavru güvercinler gibi değildik haziran öncesi
Aşkımızın prangalar arasında parçalanmayışının
budur sebebi
Biz yirmi yıldır ey bacım
şiir yazmıyoruz ama
savaşmaktayız savaşmakta
3
Gözlerine düşen o gölge
haziran ayından
alınları güneşle kuşatmaya gelen
bir ilahi şeytan!
Bir şehit rengidir o
bir dua tadı
O ki öldürür ya da yaşatır
Her iki durumda da ah ki ah!
4
Bu gece o sesin
bir bıçak, bir yara, bir sargı
kurbanların sessizliğinden gelen bir uyku
Nerede benim ailem
Sürgün çadırından çıktılar
ve yeniden tutsak oldular
5
Aşk sözcükleri paslanmadı ama sevgilim
esarete düştü benim-Ey aşk, ey aşkım benim
Rüzgârın silip süpürdüğü balkonları
evlerin eşiklerini
günahları bana yükleyen aşk!
Günlerden bir gün
kalbim sadece gözlerini alabilmişti senin
Ve şimdi vatanla zenginleşti kalbim!/
(Türkçesi: Lütfullah Göktaş)