Selahattin Demirtaş’ın bir ‘proje’ olduğu yönünde çok sayıda yazılar yazıldı, analizler yapıldı. Gerçekten bir proje midir bilemiyorum, ayrıca proje olup olmamasının bir kıymeti harbiyesi de yok benim için. Ama aynı Demirtaş'ın milletin gözünün içine baka baka müthiş bir illüzyon sahnelediği kesin.
Mesela Kazlıçeşme mitinginde yaptığı konuşmada Demirtaş diyor ki: "Öylesine çirkin bir politikayla, tekçi politikalarla Türkiye’yi kutuplaştırdılar ki, birbirimize selam veremeyecek hale gelelim istediler." Bir dakika, nasıl bir 'selam'dan söz ediyoruz acaba?
Mesela sayın Demirtaş 6-8 Ekim'de sokağa çağırdığınız o eli silahlı gurupların 52 Kürt vatandaşını öldürmesi, hatta kafalarını taşla ezerek insanlık dışı bir yöntemle katletmesi bu selam bahsine dahil midir?
Daha bir kaç gün önce Siirt'te iki Hüda-Par'lıyı öldüren HDP'li arkadaşlar nasıl bir selam ve kardeşlik ruhuyla böyle bir eylemi gerçekleştirmişlerdir?
Demirtaş’ın Cumartesi günü Kazlıçeşme mitinginde yaptığı konuşmanın metni önümde yeniden okuyorum. Genel olarak baktığınızda aslında pek itiraz edilecek bir tarafı yok, kelimenin tam anlamıyla gönül çelen bir konuşma. Ama Demirtaş’ın bugüne kadar sergilediği politik tutuma, başından beri yaptığı konuşmalara baktığınızda doğrusu kafanız biraz karışıyor.
Demirtaş özgürlük diyor, kardeşlik diyor, çarşaflıya, başörtülüye selam gönderiyor, hatta Yenikapı'da fetih şölenine katılanlara 'selam olsun' bile diyor. Kısacası mitinglere başladığı ilk günlerdeki Kabe ve Kudüs hezeyanlarını unutturup muhafazakar kesimleri kafalayabilmek için yapılması gereken her şeyi yapıyor.
Doğrusu Demirtaş İstanbul konuşmasında, Batı'daki seçmene, muhafazakar kesimlere vermesi gereken mesajları çok iyi planlamış. Mesela şu cümlelere kim ne diyebilir ki... "Nasıl bu meydanda bir araya gelebiliyorsak, nasıl birbirimize öfke duymadan müdahale etmeden, birbirimizden kinle, nefretle söz etmeden, birbirimizin yaşam tarzına sahip çıkarak çoğulcu bir demokrasiyi var edeceğiz."
Yani Demirtaş bize diyor ki, "Güneydoğu'da şiddeti kutsayan HDP'yi unutun, HDP'ye oy için halkı tehdit eden, gençleri dağa kaçırmaya devam eden eli silahlı PKK'lıları da unutun, Batı'da söylediğim özgürlük ve barış şarkılarına inanın."
Evet Demirtaş'ın Batı'da söylediği bu süslü kardeşlik sözlerine bir itirazımız yok, doğrusu güzel cümleler ama eksik. Demirtaş'ın gerek Batı'da, gerekse Doğu'da bugüne kadar yaptığı konuşmaların hiçbirinde Kandil'deki patronlarına dönüp, "Bu kepazelikten vazgeçin, vatandaşları, gençleri dağa kaçırarak, sandığı tehdit ederek hem kardeşliğimize hem de HDP'ye zarar veriyorsunuz" mealinde bir konuşmasına rastlamadık.
Batı'da gönül çelen konuşmalar yapmak, özgürlükten, kardeşlikten, barıştan söz etmek son derece sükseli... Ama PKK'nın Güneydoğu'da halen üretmeye devam ettiği şiddet karşısında susan bir Demirtaş doğrusu hiç inandırıcı değil.
Kimse kusura bakmasın, demokratik yarış içinde hiçbir partinin barajı aşmasına bir itirazımız olamaz, sadece şiddeti kutsamaktan vazgeçmemiş HDP hariç...