Hindistan dönüşü gazetecilere açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan enflasyonla mücadele programının yol haritasının netleştiğini, para politikasında sıkılaştırma tedbirlerinin alınmakta olduğunu ama bunun biraz zaman alacağını belirterek “Onun için biraz sabırlı olmamız gerekiyor” demiş.
Cumhurbaşkanının açıklamalarından da anlaşılıyor ki heterodoks ekonomi denemelerinin yaptığı tahribatın tamir edilerek ekonomik anlamda biraz olsun nefes alabilmek için asgari bir iki yıl sabretmemiz gerekiyor.
Elbette sabredeceğiz, çünkü ‘sabır’ tavsiyeleriyle geçirdiğimiz son beş yılda bu konuda önemli bir deneyim kazandık, dolayısıyla sabretmek artık hepimiz için ‘milli’ bir vecibe haline geldi…
Esas endişemiz, bugüne kadar olduğu gibi şimdi alınan tedbirlerin sonunda da başka bir ‘sabır’ tavsiyesiyle karşılaşmak… Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan 2022’nin Haziran ayında demişti ki: “Aralık ve Ocak gerçekleşmeleriyle enflasyonun sırtımıza bindirdiği kamburdan kurtulacağımız 2023 Şubat ve Mart aylarından itibaren önemli ölçüde geride bırakmış olacağız.”
Şimdi görüyoruz ki daha sabretmemiz gereken yıllar varmış, olsun yine sabrederiz, yeter ki sabrın sonu selamet olsun…
Ancak hemen belirtmek gerekiyor ki Mehmet Şimşek’in rasyonelleşme politikalarının, önümüzdeki sabır yıllarında özellikle orta ve dar gelirliler için acı reçeteleri olacak.
Çünkü Türkiye çok zaman kaybetti ve hiç hak etmediği bir yoksullaşma yaşıyor.
İktidarın şu ana kadar izlediği ekonomik politikaları hatırlayalım; neo liberal politikalardan ‘epistemolojik kopuş’ olarak nitelediği ve yeni bir büyüme modeli olduğu iddiasıyla Heterodoks politikalara yöneldi.
İktidar bu Heteredoks modelle “ekonomik kurtuluş savaşı” verdiğimizi söyledi ama ne hikmetse bir türlü kurtulamadık…
Ve bütün ‘fantezi modelleri’nin sonunda ekonominin evrensel gerçeklerine döndük ama çok geç kaldık.
Doğal olarak bugüne kadar boşa harcanan zamanın bir faturası olacaktı, işte şimdi fatura ödeme zamanı…
Neyse zararın neresinden dönülürse kardır. Nitekim geçmişte uluslararası sermayeyi ‘dış güçler’ parantezi içine alarak çok da önemsemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi rasyonel politikalara dönmenin doğru bir karar olduğunun altını çiziyor ve yeni politikaları şu cümlelerle anlatıyor: “Orta Vadeli Program sadece ülkemizde değil dünyada çok çok olumlu bir yankı uyandırdı. Biz uyguladığımız politikalarla inanıyorum ki yatırımcı güvenini çok güçlü bir şekilde kazanacağız. Buradaki en büyük avantajımız programın geniş bir şekilde sahiplenilmesi.”
Kuşkusuz Cumhurbaşkanının da sonunda rasyonel politikaları savunma noktasına gelmesi son derece önemli. Daha da önemlisi, yeni ekonomi politikalarını Mehmet Şimşek’ten çok doğrudan Erdoğan’ın savunması… Bir bakıma Cumhurbaşkanı “Bu politikaların sahibi benim ve hayata geçmesi konusunda kararlıyım” diyerek topluma teminat veriyor.
Evet sonunda doğru bir noktaya geldiğimizi söyleyebiliriz. Ama şimdi önümüzde çok daha zor bir dönem var, zira yazının başında da belirttiğimiz gibi bu “acı faturalar”ın dar gelirliler üzerinde deprem etkisi yaratacak sonuçları olacak. Doğal olarak bu sonuçların bir başka muhatabı ise siyasal iktidardır.
Acaba, yarın geniş toplum kesimleri feryat etmeye başladığında iktidar bu rasyonel politikaların arkasında gerçekten durabilecek mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yeni ekonomi politikalarını bizzat savunmasından hareketle, ekonominin rayına oturtulması konusunda iktidarın sonuna kadar kararlılığını sürdüreceğini anlıyoruz, daha doğrusu öyle olmasını umuyoruz.
Ancak geçmişe dönük hafızalarımızı tazelediğimizde, yarın orta ve dar gelirlilerin ‘acı Fatura’ya karşı çığlığı yükselmeye başladığında iktidarın bu politikaların arkasında kararlılıkla durup duramayacağından da çok emin değiliz. Zira iktidar bugüne kadar öylesine çok karar değiştirdi ki yarın başka tür popülist politikalara sapmayacağının garantisi yok. Ayrıca bu yanlış politikalar yüzünden yaşanan ekonomik krizin bir sorumlusu da yok, sanki bazı gizli güçler gelmiş ve ekonomimizi batırmış…
Umarız yolun bir yerinde bütün faturayı Mehmet Şimşek’e keserek ‘affı’nı kabul edip, milleti ikna etmek için yeni sabır seansları düzenlemek zorunda kalmayız…