Galiba siyaset dilinin bu kadar kirlendiği bir ortamda, hepimizi mutsuz eden bu iklime ve siyasi körlüğe teslim olmadan etrafımızdaki güzel şeyleri görmeye devam etmeliyiz.
Eğer bunu başaramazsak, yaşadığımız şehirler de hayat da çekilmez hale gelecektir. Dolayısıyla hiç zaman kaybetmeden öncelikle yaşadığımız şehirlerin kültürel anlamda hayatımıza kattığı zenginlikleri görmemiz gerekiyor.
Biliyoruz ki İstanbul Türk ekonomisinin kalbidir ama aynı zamanda şiirin de, müziğin de, aşkın da, tarihsel zenginliğin de merkezidir, kısacası bir kültür başkentidir. İstanbul’un sadece son 30 yılına baktığımızda bile bütün dünya müziklerinin bu şehrin kalbinde yankılandığını görürüz. Sayısız şiirin ve şairlerin sesi de yine bu kadim şehrin burçlarında dalgalanmaktadır.
Çünkü İstanbul şiirleriyle, müzikleriyle ve aşklarıyla güzeldir…
Dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi dahil, bütün belediyelerin bu güzelliklerin yaratılmasında payları vardır. İmkan buldukça belediyelerin kültürel faaliyetlerinin ve özellikle de yayımladıkları kitapların altını çizmeye çalışıyorum. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere Zeytinburnu, Üsküdar, Küçükçekmece, Sarıyer, Beşiktaş, Sultanbeyli, Ümraniye ve Kartal belediyelerinde düzenlenen kitap fuarları, konserler, kültür merkezlerindeki etkinlikler ve kitap yayınlarının bu şehrin kültürüne çok önemli katkılar sağladığına inanıyorum.
Bu çerçevede Büyükşehir Belediyesi’nin özellikle sanat-edebiyat etkinlikleri bağlamında daha görkemli etkinlikler yapması gerekirdi diye düşünüyorum. Hakkını teslim etmek gerekirse, Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı dönemi, sanat-edebiyat ve kültürel anlamda İstanbul için bir milat niteliği taşımaktadır. Kabul edelim ki bugün belediyelerin kültürel faaliyetlerine bakarken ve kıyaslamada bulunurken o dönemin örnekliğini dikkate almak durumundayız.
Aslında bugün sadece Zeytinburnu Belediyesi’nin sanata-edebiyata ve topyekun kültürümüze yaptığı katkıların altını çizmek istiyordum, ancak genel bir İstanbul fotoğrafını da ortaya koymadan geçemezdim.
Zeytinburnu, yaşadığımız şehrin ruhunu zenginleştiren sanat-edebiyat ve kültürel etkinlikler açısından şanslı bir ilçe. Murat Aydın’la başlayan kültürel yürüyüş, şimdiki belediye başkanı Ömer Arısoy’la devam ediyor. Geçmişte Murat Aydın’ın başkan yardımcılığını da yürüten Ömer Arısoy aynı zamanda bir kültür insanı… Doğal olarak bir kültür insanının kendisini ideolojik duvarların içine hapsetmeden hayata daha geniş bir pencereden bakması gerekir. Ömer Arısoy da aynen öyle yapıyor…
Eminim şu ana kadar yayınlanan kitapların bir bölümünün adını zikretmek bile Zeytinburnu Belediyesi’nin kültürümüze katkısını net olarak ortaya koyacaktır.
Mesela üç ayda bir yayınlanan Z dergisi, edebiyattan müziğe, kütüphanecilikten çok değişik konulara kadar kapsamlı bir dergicilik örneği veriyor.
Ve tabii ki en önemlisi adeta bir başyapıt niteliği taşıyan kitaplar… ‘Kemal Tahir Kitabı’, ‘Tarık Buğra Kitabı’, ‘Said Halim Paşa Kitabı’ ‘Türk Düşüncesinin Dinamikleri’, ‘Meselelerimizi Konuşmak’ ve üç ciltlik ‘İslam Mecmuası’ bu kitaplardan bazıları… Ayrıca her yıl ‘Kültür Yıllığı’ yayınlanıyor.
Ayrıca bir de Kazlıçeşme Kültür Merkezi var ki her hafta geniş bir yelpazede düzenlenen paneller ve sergilerle kelimenin tam anlamıyla bir ‘kültür vadisi’ özelliği taşıyor.
Keşke kendimizi ideolojik mahallelerimize kapanmadan, bu toprakların farklı renklerine, farklı kültürel birikimlerine
yüreğimizde daha fazla yer açmayı başarabilsek ve rengarenk şarkılarıyla hüzünlerimizi, sevinçlerimizi paylaşabilsek…
Keşke hayatın sadece siyah ve beyazdan ibaret olmadığını yeniden keşfedebilsek…
Ve keşke siyasetin zihinlerimizi tektipleştiren kuşatmasına aldırmadan yeni şiirlere, yeni şarkılara yelken açabilsek…