Korona kadar ayrımcı ‘dil virüsü’ de büyük tehlike...

Mehmet Ocaktan

Covid-19 gibi yüzyılımızın en büyük felaketiyle karşı karşıyayız, tedirginiz ve yarın nasıl bir güne uyanacağımızı bilmiyoruz. Bu yüzden de kimse bizi icbar etmeden, sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden evde gönüllü karantina hayatı yaşıyoruz.

Bu durum uzun zamandır alıştığımız bir hayat biçimi değil, ama buna mecburuz, bir şekilde hayata kıyısından köşesinden tutunabilmek için elimizden başka bir şey de gelmiyor.

Aklın, bilginin ve hikmetin bize söylediği şudur ki; böylesine büyük felaketleri yaşamak zorunda kalan ülkelerde ve toplumlarda dayanışma ruhu güçlenir, insanlar şefkati ve merhameti adeta yeniden keşfederler. Her vesileyle bir “şefkat medeniyeti”nin mirasçısı olmakla övünen bir toplum olarak böylesine kriz günlerinde bize de yakışan, dünyanın gıpta ile bakacağı bir dayanışma ve şefkat örneği sergilemektir.

Genel olarak baktığımızda evet, felaketlere duyarsız bir toplum değiliz. Ama birbirimize tahammül etmek, başkalarının haklarına ve özgürlüklerine riayet etmek konusunda aynı duyarlılığı gösterdiğimizi söylemek ne yazık ki pek mümkün değil.

Gazetelere, televizyonlara ve sosyal medyaya bulaşan ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı “dil virüsü” hepimiz için endişe verici bir görüntü oluşturuyor. Böyle zamanlarda doğal olarak insanlar tedbirlerin zamanında alınıp alınmadığını sorgulayabilirler, daha şeffaf olunması konusunda eleştirilerde de bulunabilirler. İnsan tabiatı böyle bir şeydir, ayrıca Pandeminin ülkemizdeki gerçek durumu, hasta-ölüm sayıları ve yapılan test sayılarıyla ilgili şeffaflık, bir yurttaşlık hakkıdır. Mesela bugünlerde en çok eleştirilen konu; 14 bin umrecinin “evlerinizden çıkmayın” denilerek gönderilmeleridir... Demek ki insanlar bu konuda bir zaaf görüyorlar ve doğal olarak eleştiriyorlar. Elbette kötü niyetliler olabilir, ama buradan bir “din düşmanlığı” ya da “vatan hainliği” çıkmaz. Bana göre esas eleştirilmesi gereken, salgının Avrupa’da pik yaptığı dönemden sonra yüz binlerce insanın sorgusuz sualsiz ülkeye girmiş olmalarıdır.

Ama gelin görün ki, yıllardır kutuplaştırıcı bir dilden beslenen, gerilim ortamında hayat bulan bazı çevreler en doğal eleştirileri bile “hainlik” ve “ajanlık”la suçlayıp en iyi bildikleri “linç etme” mesleklerini icra etmeye devam ediyorlar.

Lütfen bu ayıplı mesleğinize bari şu felaket günlerinde biraz olsun ara verin. Bakın korona sınır tanımıyor, adres sormuyor, laikler, dindarlar, Hristiyanlar diye ayrım da yapmıyor ve adım adım bütün dünyayı dolaşıyor.

Bilmem farkında mıyız, bütün bir insanlık ailesiyle birlikte aynı düşmana karşı aynı cephedeyiz. Ya hep birlikte kaybedeceğiz, ya da bütün ülkeler ortak bir amaçta birleşip bu belaya karşı direneceğiz.

Bütün ülkelerin ortak bir hedefte birleştiği şu günler de, biz de bütün siyasi hesaplarımızı, ideolojik bagajlarımızı bir tarafa bırakarak kucaklaşmayı deneyebiliriz. İnanıyorum ki, bu konuda devleti yönetme makamında olanların yapacağı öncü davranışlar, toplumun mücadele azmini daha da güçlendirecektir. Keşke cumhurbaşkanının başkanlık ettiği kriz toplantısına muhalefet de ortak edilebilseydi...

Bu çerçevede MHP lideri Devlet Bahçeli’nin önceki gün koronavirüsle ilgili yaptığı değerlendirmedeki şu ifadeleri hem MHP, hem de iktidar cenahının dikkatle okuması gerektiği kanaatindeyim: “Beşeriz, şaşabiliriz. İnsanız, gücümüz bir yere kadardır. Ancak inanırsak, birbirimizi desteklersek, kucaklaşma hasletini canlandırıp tek nefer, tek nefes olabilirsek, elhak hiçbir engel, hiçbir badire, hiçbir salgın maddi bedenimizi, manevi surlarımızı aşamayacaktır.”
Aslında şu günlerde, devleti yönetenlerden siyasi partilere, medyadan sivil toplum kuruluşlarına ve bireylere kadar herkes çok önemli bir sınavdan geçiyor. Tarihin her davranışımızı, söylemlerimizi, yazılarımızı kayda geçirdiğini unutmayalım. Bu felaket günleri geçecek ve yarın hepimiz bugün tarihe düştüğümüz kayıtlarla tek tek yüzleşeceğiz.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (55)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.