Cumhur İttifakı’nın yöneticileri başta olmak üzere etrafındaki gecekondulara yerleşen medya ve trol ordusu, günde beş vakit 6’lı masanın dağılması için dua seansları düzenliyorlar. Bu arada iktidar içinde prestijli konumda olan ama dua işlerine pek aklı yatmayan ulusalcı, Çin ve Rus muhibbi tayfa da herhalde 6’lı masanın dağılması için kendi meşrebine uygun bir yakarışta bulunuyordur.
Seçim yaklaştıkça her hafta yeni bir icatta bulunan iktidar, bu müthiş hamlelerine çok güvenmiyor olmalı ki haftanın sonunda adeta yağmur duasına çıkar gibi 6’lı masa için dağılma duasına çıkıyor.
Aslında iktidara çok da haksızlık etmemek lazım, daha ne yapsınlar bu millete, memleketin önemli merkezlerinde her altı ayda bir gaz rezervleri buluyorlar, topluyorlar, çıkarıyorlar, bölüyorlar bir daha buluyorlar ama ne hikmetse kimseyi inandıramıyorlar. “Türkiye Yüzyılı”nı keşfettiler, yüzyıla yakındır dindar-muhafazakar kesimlerin hasretle beklediği Ayasofya’yı ibadete açtılar, aslında doğru bir iş yaptılar ama bu yapılanların ömrü bir hafta bile sürmedi.
Peki neden iktidar, toplumu kendisine inandırmakta bu kadar zorlanıyor?
Çünkü AK Parti toplum nezdindeki en önemli sermayesi olan “güven” duygusunu kaybetti. Hatırlayalım AK Parti özellikle ilk on yılında, bugün “böyle insanların gözüne sokarcasına şovlara ne gerek vardı” dediğimiz hiçbir seçim gösterisine asla itibar etmedi. Bu parti millet nezdinde itibarlı olduğu yıllarda, Ayasofya şovlarına ihtiyaç duymadan, her ay ‘gaz bulduk’ hikayeleri anlatmadan, kimsenin ne olduğunu bir türlü anlayamadığı “Türkiye Yüzyılı” benzeri pembe hayaller kurmadan seçim zaferleri kazandı. İcraatlarını yapar, seçime giderken projelerini açıklar, üstelik muhalefeti de hiç dikkate almadan göğsünü gere gere seçim kazanırdı.
Ama bugün seçimlere beş ay kala kelimenin tam anlamıyla bir çaresizlik yaşıyor. Neredeyse her Allah’ın günü “Neden bu 6’lı masa hala dağılmadı” diye hayıflanarak seçime gidiyor.
Buradan bakınca hiçbir umut gözükmüyor ama eğer AK Parti, Çinci, Rusçu, ulusalcı dostlarıyla yollarını ayırıp kendi asli kimliğine dönemezse, seçimler yaklaştıkça 6’lı masa ile ilgili acılı arabesk şarkılar söylemeye devam edecektir.
Maalesef AK Parti hukuktan, ekonomik realiteden, insanların hakkına-hukukuna ve özgürlüklerine riayetten vazgeçtiği için toplumun hiçbir sorununa çözüm üretemiyor artık.
Hepimiz yaşayarak biliyoruz ki bugün insanların en büyük problemi ekonomik kriz ve yoksulluk… Evet bütün dünyada ekonomik bir sıkıntı var, bizde de olması elbette doğal. Ama Türkiye başka bir yoksulluğu ve çaresizliği yaşıyor, o da iktidarın ekonomik gerçekliklere kafa atarak ülkeyi dünyada eşi benzeri görülmeyen bir yoksulluğa mahkum etmesi… Düşünün ki “Faiz sebep, enflasyon sonuç” fantezisi yüzünden, politika faizi yüzde 9’a düşürüldüğü halde dünyada enflasyonun şaha kalktığı neredeyse tek ülkeyiz. Dahası hiçbir ekonomi literatüründe yer almayan bu akıl dışı tez yüzünden adeta bir faiz cenneti haline geldik, iki buçuk despotik ülkeden borç para bularak doları tutmaya çalışıyoruz.
Herhalde dünyada hiçbir iktidar göz göre kendisini ateşe atan böylesine akıl dışı ekonomik uygulamalara kendini kilitleyemezdi. Cumhur İttifakı’nın neden yana-yakıla 6’lı masayı dağıtmak için uğraştığını anlayabilmek için ülkeyi yönetmede yaşadığı çaresizliğe daha yakından bakmakta yarar var.
Ancak Hemen hatırlatalım, iktidar cenahı bu haldeyken 6’lı masada da henüz güçlü bir sinerji oluşturarak seçime şen şakrak gidiyor değil.
Bir gerçek var ki Türkiye’nin içinde bulunduğu yönetim krizini aşabilmesi ve demokrasi istikametinde bir değişimin olabilmesi için 6’lı masa bu ülkenin tek umudu… Birbirinden farklı altı partinin birlikteliğini koruyarak bugünlere gelebilmiş olması çok önemli ama yeterli değil. Hele de son günlerde CHP ve İYİ Parti arasındaki bir takım söylem karışıklığı yüzünden toplumda bir ‘kriz algısı’nın oluşması doğrusu çok can sıkıcı…
6’lı masa hiç zaman kaybetmeden değişim bekleyen insanlarda kafa karışıklığı yaratan bu kriz algısını tamir ederek toplumun önüne güçlü bir şekilde çıkmalıdır. CHP lideri Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Akşener arasındaki görüşmenin içeriğine vakıf değiliz ama umarız şu saatten sonra toplumun umutlarını zedeleyecek durumlarla bir daha karşılaşmayız.
Bu arada İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yapılan hukuksuzluk, mutlaka 6’lı masanın gündemine gelmeli. Eğer muhalefet İmamoğlu’na uygulanan ‘siyaset mühendisliği’ meselesini doğru projelendirebilirse, seçimlerde avantaj sağlayacak güçlü bir rüzgar yakalayabilir.