Hasar büyük siyasette kavga sert olabilir...

Mehmet Ocaktan

Yaşadığımız salgın sürecinin siyasi ve ekonomik kırılganlıkları daha da derinleştirdiği muhakkak.

Her şeyin tek merkezden yönetildiği devletçi zihniyet yapısı kurumları neredeyse tümden etkisiz hale getirdiği gibi, zaten etkisiz eleman konumunda olan sivil toplum yapılarını da adeta devletin eline bakar hale getirmiş bulunuyor. Oysa demokratik toplumlarda sivil toplum kurumları sistemin denetlenmesinde, dengelenmesinde toplumu motive eden en canlı organizmalar olmak durumundadır.

Elbette salgın sonrasında her şey birdenbire değişmeyecek ama, siyasi ve toplumsal hayatımızın geleneksel alışkanlıklarının aynen kalmayacağı da kesin.

Bu çerçeveden bakıldığında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin zaaflarına rağmen, özellikle sağlık bakanlığı ve sağlık çalışanları pandemi sürecini iyi götürdüler. Kuşkusuz maske dağıtım skandalını, belediyelere uygulanan ayrımcı politikaları ve ekonomik paketlerin yetersizliğini ayrı değerlendirmek gerekiyor.

Yani Türkiye’nin yönetememe sorunları aynen devam ediyor, dolayısıyla pandemi sonrasında özellikle ekonomik problemler katlanarak büyüyeceği için doğal olarak siyasi mücadelenin ateşi daha da yükselerek devam edecek demektir.

Şimdi izolasyon döneminde meselenin sağlık boyutu ön planda olduğu için, toplumsal anlamda sükunet hakim. İktidar şimdi sağlık sisteminin becerilerini ve başka ülkelere yapılan yardımları bir propaganda aracı olarak kullanmakta son derece başarılı.

Ancak fırtına dinip insanların ekonomik olarak yaşadığı sıkıntılar ve ağır ekonomik krizin hasarı bütün çıplaklığı ile konuşulmaya başlandığında iktidar açısından işler o kadar kolay olmayacak.

İşte o gün toplumun beklentileri ve siyasi arayışları da hız kazanacaktır. Dolayısıyla pandemi sonrasında yapılacak hasar- tespit çalışmalarının sonuçlarıyla ortaya çıkacak olan ağır işsizlik ve yoksulluk tablosu yeni siyasi beklentileri daha belirgin hale getirecek.

Ve tabii ki mevcut ekonomik ve siyasal sistemin sorgulanmasını da...

Evet bu sorgulama ve değişim talepleri, kapsamlı bir siyasal değişimin kapılarını aralayacaktır ama bu tek başına yeterli değildir. Değişim iddiasıyla yola çıkan siyasal aktörlerin, topluma güvenilir bir alternatif oluşturma zarureti bulunmaktadır.

Kuşkusuz yeni dönemde toplumun önüne somut yeni hedefler koyma sadece muhalefet değil, iktidar için de son derece elzemdir. Bütün Türkiye’yi kucaklayan yeni hedefler koyma meselesi iktidar açısından düşük bir ihtimal olsa da, ola ki büyük itibar kaybına uğrayan kendi siyasal fotoğrafına bakıp rotasını tekrar değişim ve demokrasiden yana çevirebilir.

Ama şu bir gerçek ki muhalefetin tek seçeneği var; toplumu ikna etmek ve önüne inandırıcı hedefler koymak. Doğrusu bu öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değil. Son günlerde icat edilen ‘darbe’ tartışmalarında da gördük ki AK Parti, CHP’yi geçmişte darbeyle birlikte anılma algısı üzerinden vurmaya devam edecek. Evet CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nun son yıllardaki kararlı iradesiyle önemli bir değişim yaşıyor ve en önemlisi de CHP bütün darbelere karşı son derece net ve reddiyeci bir tavır ortaya koyuyor. Bugün itibariyle CHP özellikle başörtüsü ve özgürlükler konusunda kelimenin tam anlamıyla demokrat bir görüntü sergiliyor. Ancak toplumda CHP ile ilgili bazı yerleşik kanaatleri değiştirmek hiç kolay olmayacaktır.

AK Parti’nin içinden çıkan DEVA ve Gelecek Partisi için de durum çok farklı değil. Zira iktidar partisi bütün sivil oluşumları, sendikaları, dernekleri, vakıfları ve de medyayı adeta partinin yan kuruluşu haline dönüştürmüş bulunuyor. Nüfuz edemediği yapıların yaşama alanları ise son derece sınırlandırılmış durumda. Bu kurumların neredeyse nefes almalarına bile şükretmeleri gerekiyor.

İşin tuhaf tarafı, bütün Türkiye’yi denetimi altına almasına rağmen Cumhur İttifakı yine de kendinden ve geleceğinden emin değil. Bu yüzden de özellikle DEVA ve Gelecek Partisi için engelleme yasaları çıkarması hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler...


Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (48)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.