Hiç lafı dolandırmadan dümdüz söylemek gerekirse Türkiye toplumundaki genel kanaat; bugüne kadar gerçekleşen bütün darbelerde ya doğrudan, ya da dolaylı olarak Amerika’nın bir şekilde işin içinde olduğu yönündedir. Elbette Amerikan yöneticileri resmen böyle bir söyleme itiraz edeceklerdir, zaten geçmişte de hep itiraz ettiler.
Ama bu Türkiye’de yaşanan ve yaşanmakta olan darbe gerçeğini değiştirmiyor. ABD hiçbir zaman inandırıcı argümanlar ortaya koyamadığı için, halkın kanaati de hiç değişmiyor. Hele de Pensilvanya merkezli FETÖ terör örgütünün eli silahlı teröristlerinin 15 Temmuz gecesi Türk halkına karşı giriştikleri hain saldırı ortadayken...
Kimse 15 Temmuz gecesi yaşananları yok sayamaz, Türk toplumunun hafızasına yazılan dehşet anları olmamış gibi de yapamaz. Düşünün, FETÖ terör örgütünün eli silahlı çapulcuları bu ülkenin insanlarına silah çekiyor, parlamentoyu bombalıyor. Bu tablo karşısında sanki sıradan bir olaymış gibi ABD Başkanı Barak Obama çıkıyor ve “tarafları itidale çağıran” bir mesaj yayınlıyor. İnsanlar katledilirken, demokrasi bombalanırken böyle bir mesaj demokrasi adına utanç vericidir.
***
Hal böyleyken Obama’nın sonradan çıkıp darbe girişimiyle ilgilerinin olmadığını söylemesinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Kaldı ki darbenin hemen ertesi günü Amerikan medyasının, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı öldürmek üzere kaldığı otele saldırı düzenleyen darbecileri değil, Erdoğan’ı suçlayan yayınlar yapması kelimenin tam anlamıyla bir suçüstü halidir.
Kabul etmek gerekiyor ki başta Cumhurbaşkanı olmak üzere topyekûn Türk halkının Haşhaşi çapulcularının saldırısına maruz kaldığı bir gecede Amerikan yönetiminin acayip suskunluğu, Amerikan medyasının kirli dili ve FETÖ ağzıyla konuşan CIA artıklarının açıklamaları Türk-Amerikan ilişkilerini derinden yaralamıştır.
“Dünyayı karıştıran ülke” imajı Amerikan yönetimi nezdinde nasıl bir öneme haizdir doğrusu bilemem ama, Türkiye toplumunun hafızasına 15 Temmuz FETÖ teröristlerinin saldırısının ‘gizli ortağı Amerika’ algısı güçlü bir şekilde nakşolmuştur.
***
Türk-Amerikan ilişkilerinin tamiri ve ‘darbenin gizli ortağı’ töhmetinden kurtulmanın bir tek yolu var, FETÖ lideri Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi... Ayrıca bu terörist başının raf ömrü dolmuştur, bundan sonra Pensilvanya’da kaldığı her süre Amerika’nın günah hanesine yazılacaktır.
İşin özeti; Amerika’nın ‘iyi çocukları’ 15 Temmuz gecesi suçüstü yakalanmışlardır. Bugüne kadar CIA’nın kullanışlı bir araç olarak koruyup kolladığı hoca kılıklı terörist başının nasıl bir cinayet şebekesini yönettiği bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır. Amerika 250 şehidimizi bir ‘kanıt’ olarak görmüyorsa darbeci teröristlerin ifadelerine de bakabilir. Eğer bu da yeterli değilse o zaman terörist başının cinayetlerine ortak olmaktan başka bir seçeneği kalmıyor demektir ki, herhalde ABD için bundan daha utanç verici bir durum olamaz.