15 Temmuz’un üzerinden 20 gün geçti ama demokrasi başkentlerinden eli silahlı Haşhaşi teröristlerin darbe girişimine karşı hala ciddi bir tepki sesi yükselmedi. Demokrasiye gerçekten inanan hiçbir bireyin ve ülkenin o gece halka silah çeken, demokrasinin kalbi olan parlamentoyu bombalayan eli silahlı teröristlere karşı suskun kalması normal insan aklıyla ve zekasıyla izah edilemez.
Doğrusu çok merak ediyorum; Londra, Washington ve Paris için daha neler yaşanmalıydı ki Türkiye’de darbe olduğuna kanaat getirebilsinler... Belki şöyle sormak lazım, darbenizi nasıl alırsınız?
***
Elbette bunu bir fantezi olsun diye sormuyorum. Öyle anlaşılıyor ki Pensilvanya’nın eli silahlı teröristlerinin tanklarla sivil halkı ezmesi, sokaklarda insanları katletmesi ve 250 insanımızın şehit olması demokrasi başkentleri için yeterli olmamış. Demek ki Batı’nın Türkiye’de olup bitenlere ‘darbe’ diyebilmesi için daha fazla zayiat olması gerekiyormuş.
Bununla Batılı müttefiklerimizi suçlamak gibi bir niyetim asla yok, sadece anlamaya çalışıyorum. Gerçekten sizin için darbe nedir?
Mesela binlerle ifade edilen oranda siviller katledilseydi, parlamento, bakanlıklar, cumhurbaşkanlığı sarayı yerle bir edilseydi darbe olduğuna inanır mıydınız? Hiç sanmıyorum, zira Mısır’da cuntacı Sisi binlerce sivili katletti, o zaman bile çıkıp “Bu bir darbedir” diyemediniz.
***
Bütün bu yaşananlardan sonra sahiden bizi Batı’nın bir “Haçlı hafızası” olduğuna inandırmak mı istiyorsunuz?
Hayır, kanlı savaşlar ve büyük acılar sonucunda demokratik değerleri keşfeden Batı’nın hala o örümcekli Ortaçağ kafasıyla hareket ettiğine inanmak istemiyoruz.
Ama bir gerçek var ki insanları ve demokratik değerleri katleden üniformalı teröristlerin kalkışmasına ‘darbe’ diyemeyen Avrupa maalesef demokrasiye ihanet içindedir.
Eğer Tayyip Erdoğan’a ‘diktatör’ deme konusunda bu kadar cömert davranan Batı’da birazcık olsun insaf ve vicdan olsaydı 15 Temmuz darbesine bu kadar suskun kalamazdı.
Kaldı ki kimse Batı’dan eleştiriyi itirazı bir tarafa bırakarak AK Parti iktidarının yanında hizalanmasını beklemiyor. Eğer gerçekten demokratik değerlere inanıyorlarsa, demokrasiye karşı girişilen bu darbe karşısında demokrat gibi durmaları bir namus borcudur.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu haklı isyanı karşısında da Batı hala susmaya devam ederse herhalde başka türlü düşünmek gerekecek: “Londra’dan, Paris’ten, şuradan, buradan kuru sıkı atmakla olmuyor bu iş. Gel gönder bir temsilcini de burada, bir demokrasi ülkesinde, demokratik parlamenter sisteme nasıl darbe yapmak istemişler, bunu gel bir gör yerinde. Ülkenizde kendilerine yer verdiğiniz bu Haşhaşilerin neler yaptığını bir gelin görün. Tayyip Erdoğan’a ‘diktatör’ diyebilirsiniz, iktidarını beğenmeyebilirsiniz. İnsaf edin de gelin bir görün ne var ülkede.”
Galiba Batı’nın gerçek derdi demokrasi filan değil, Erdoğan... Şu ana kadar ortaya çıkan resme bakarak söylemek gerekirse, demokrasi Batı’nın kendi dışındaki ülkelerde de ihtiyaç duyulduğunda sahnelenen bir tiyatrodan ibaretmiş... Kusura bakmasınlar ama, Avrupa’nın mevcut hali başka türlü düşünmemize imkan tanımıyor.