Araştırma şirketlerinin anket sonuçlarında AK Parti’nin oylarının hala yüzde 30-33 aralığında gözükmesi genel olarak çok yüksek, hatta abartılı olarak değerlendiriliyor. Açıkçası ben de bu oranların çok inandırıcı olduğu kanaatinde değilim.
Şu anda toplumda yaşanan fukaralık tablosu ve insanların feryatları dikkate alındığında da bu rakamların, gerçek anlamda seçmen tercihini yansıttığını söylemek biraz zor. Ama bir gerçek var ki ülkenin önemli bir bölümü tam 20 yıldır bu iktidara destek verdi, oy verdi. Dolayısıyla insanların tercihlerinin çok kolay değişebileceğini düşünmek biraz hayalcilik olur. Muhtemelen sandığın tarihi resmen ilan edilene kadar özellikle de AK Parti ile arasındaki gönül köprüleri yıkılmış bulunan mütereddit kesimlerin tercihleri son ana kadar netleşmeyecektir.
Belki de o gün geldiğinde öyle bir dip dalga ile karşılaşacağız ki araştırma şirketleri dahil hepimizin hesapları alt üst olacak…
Aslında halkın zamlı kaynayan tenceresine çözüm üretemeyen, enflasyonu, işsizliği önleyemeyen kısacası halka cimri ama imtiyazlı üç-beş şirkete milletin parasını aktarmakta son derece cömert davranan iktidarın kaybetmesi kaçınılmazdır. Böyle devam ettiği sürece de akıbet değişmeyecektir.
Ancak meselenin daha vahim olan bir boyutu var ki esas insanların vicdanlarını yaralayan da budur… Evet bugünkü AK Parti iktidarıyla Türkiye ekonomiden dış politikaya, sağlıktan eğitime kadar her alanda bir yönetim krizi yaşıyor, bu artık herkesin malumu… Bu görüntünün hiçbir iktidarı sandıkta başarıya götürmesi mümkün değildir.
İnsanların karda-kışta ucuz ekmek kuyruğunda canının yandığı yetmiyormuş gibi, üstüne bir de iktidar çevrelerinden vicdanları yaralayan görüntüler ekleniyorsa, bu fotoğraflar sandıkta bir dip dalgaya yol açarsa kimse şaşırmasın…
Mesela Trabzon’da 10 yaşında bir çocuğun eline mikrofon tutuşturarak muhalefet partisi liderine küfrettirmek ve bu görüntüyü gülerek alkışlamak var ya, işte bu fotoğraf bir acziyetin itirafıdır…
Şanlı tarih, Osmanlı, Mimar Sinan gibi değerlerin en büyük savunucusu olan bir kadronun devri iktidarında Sinan’ın imzasını taşıyan Süleymaniye’nin önüne silüetini bozan bir beton yığını dikilebiliyorsa bunun sandıkta mutlaka bir faturası olur. Dini ve milli hassasiyetleri olduğuna inandığımız İlim Yayma Vakfı gibi bir yapının hangi güçle Süleymaniye’nin kapısına böyle bir ucubeyi dikebildiği özellikle dindar vicdanlarda sorgulanmalıdır. Kim nasıl izah eder bilemem ama bu fotoğraf AK Parti’nin hanesine yazılmıştır…
Kuşkusuz her dönemde ekonomik sıkıntılar olur, siyasi iktidarlar sorunları çözebilirlerse başarılı olurlar, çözemezlerse de bedelini sandıkta öderler. Böyle zamanlarda esas can yakıcı olan, krizin altında ezilen insanların yüreğine ağır gelecek görüntülerin yaşanmasıdır.
Mesela AK Parti döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hiçbir kurala ve kritere bağlı olmadan bazı isimlere milyonlarca liralık yurt dışı burslarının verilmesi… Eğer bir belediye burs veriyorsa, elbette hak eden herkes başvuruda bulunarak alabilir ama bunun bir kuralı ve kaidesi olur. Geçen dönem AK Parti milletvekili olan Ravza Kavakçı, belediyede işe girdiği daha ilk gün yurt dışı bursu alıyor ve Amerika’ya gidiyor. Aynı şekilde AK Parti’de vekillik ve bakanlık yapmış olan Fatma Betül Sayan Kaya ve İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan Kalender de İBB’den yurt dışı bursu alan isimlerden bazıları. Kısacası AK Parti dönemindeki İBB’den yurt dışı bursu alan 34 kişinin belediye şirketlerine yarattığı maliyet 2 Şubat tarihli kurla 62 milyon 596 bin 618 lira. İşte bu fotoğraf da izaha muhtaç bir durum…
Maalesef AK Parti son dönemde, kendi kuruluş ilkelerini bile inkar etme pahasına öyle görüntüler sergiliyor ki birazcık olsun aklı selimle hareket eden herkesi hayretler içerisinde bırakıyor. Doğrusu insan merak ediyor; bir iktidar halk yoksullukla mücadele ederken yukarıda saydığımız o hepimizi utandıran fotoğrafları insanların zihnine adeta kazıyarak nakşetmek için neden böylesine özel bir gayret sarfeder?
Evet iktidar zamların, enflasyonun, işsizliğin konuşulmasından pek hoşlanmıyor. İyi güzel de ya Trabzon’daki iç acıtıcı görüntüyü, Süleymaniye yapılan ayıbı ya da İBB’deki alengirli burs işlerini konuşmak sandıkta bir dip dalgayı tetiklerse…