Son dönemde özellikle Türk medyasında çok garip bir güruh türedi. Zeka düzeyi normalin altında seyreden bu güruh, çoğu zaman okuduğunu anlamakta büyük sıkıntı çekiyor. Anladığını sandığını ise zihnindeki takıntılı düşünceler yüzünden çok alakasız bir anlama mahkum ediyor.
Mesela “Diktatörler, zalimler masum insanları, bebekleri katlediyor...” diye bir ifade kullandığınızda, hiçbir şekilde buradan katil Esad aklına gelmiyor ya da şu anda Suriye’de sivilleri katleden küçük diktatör taslağı Putin’e toz bile kondurmuyor. Dahası PKK’nın Güneydoğu’da işlediği cinayetler akıllarının ucundan bile geçmiyor.
Neden?
Çünkü Esad ve Putin onların diktatörü... İstedikleri gibi çocukları, sivilleri katledebilirler yani. Bu çevreler için PKK dahil Türkiye’ye zarar veren bütün yapılar, diktatörler ve diktatör yamakları masum ve makbuldürler.
Bu yüzden de mesela diktatör Esad’a toz kondurmazlar, onu üzecek en küçük bir ifadeyi bile kullanmaktan imtina ederler. Buna karşılık da Türkiye içinden bir ‘diktatör’ icat etmeyi pek severler. Mesela siyasi düşmanlıklar yüzünden hafızaları ifsat edilmiş bulunan bazı kalemler Güneydoğu şehirlerinde Kürt halkını bir bakıma esir alan ve sivil halkı öldürmekten çekinmeyen PKK’ya karşı yürütülen mücadele üzerinden akla ziyan diktatörlük masalları üretmeye bayılıyorlar.
Anladık Esad’ın bebekleri katletmesi, insanlığın en büyük utancı olarak her gün kıyılarımıza vuran Aylan’ların o masum yüzleri sizin için bir anlam ifade etmiyor. Esad ve PKK’nın cinayet çeteleri daha fazla insan öldürdükçe siz de daha çok mutlu oluyorsunuz...
Ayrıca Türkiye’nin mazlumlara el uzatması da kanınıza dokunuyor. Bu arada, terörle mücadele sürecinde bir fırsatını bulup mesela Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na diktatörlük iftirası atabilmek için yanıp tutuşuyorsunuz.
Ama yağma yok, yüzünüzdeki maskeler bile PKK’nın cinayetlerini masum göstermeye yetmeyecektir. Boşuna uğraşmayın, Türkiye’den sizi mutlu edecek bir diktatör çıkmayacak. Esad ve Putin gibi elinizdeki diktatörlerle idare edeceksiniz... Eğer daha da sıkıntıya düşecek olursanız, biraz aşağıda Sisi var o da işinize yarayabilir. Ama Türkiye’yi unutun, öyle her ‘diktatör’ kelimesi geçen cümleden fitne-fesat üretmekten de vazgeçin...
Zaman zaman AK Parti iktidarının uygulamalarını ve özellikle de bu parti etrafında makam, mevki ve servet için gecekondu çadırları kuran şarlatanları eleştirebiliriz. Bu öncelikle AK Parti’nin sıhhati açısından önemli. Çünkü 2002’deki kuruluş ilkeleriyle yola çıkan, 13 yıl boyunca ekonomik ve demokratik devrimlerin altına imza atan AK Parti misyonuna Türkiye’nin hala ihtiyacı var.