Bir süredir absürt ama bir o kadar da aptalca bir 'erken seçim' saçmalığını tartışıyoruz. Nereden çıktı, ilk kez böyle bir saçmalığı kim dillendirdi belli değil, ama günlerdir gazetecilerin, yazarların, siyasetçilerin gündemini işgal etmeye devam ediyor.
Düşünün ki önünde çok önemli bir icraat gündemi bulunan ve sayısız ülke problemi ile boğuşmak zorunda olan Başbakan Ahmet Davutoğlu bile dayanamadı ve bu 'seçim spekülasyonu'na müdahale etmek zorunda kaldı.
Başbakanın bu konudaki tavrı son derece net: "Şimdi her şey yoluna girmiş, Türkiye bütün enerjisiyle gelecek hedeflerini gerçekleştirmeye yoğunlaştırmışken, birileri bu istikrarlı gidişten rahatız oldu. Değişik çevrelerde 'Türkiye erken seçime gidecek' gibi aslı astarı olmayan spekülasyonlarla kafaları karıştırmaya çalışanlar var. Açık ve net olarak ifade edeyim ki Türkiye'nin erken seçim gibi bir gündemi yoktur."
Ne siyaseten ne de sosyolojik olarak hiçbir karşılığı bulunmayan böyle bir spekülasyonu dolaşıma sokanların hedefi belli ki zihinleri bulandırmak...
"AK Parti baskın bir erken seçim planlıyor" saçmalığını dillendirenler aslında bize başka bir şeyi söylemek istiyorlar. Bu durum Arapça gramerindeki meşhur bir ifadeye çok uyuyor:"Tahtında müstetir hüve." Yani telaffuzda ve yazıda görülmeyip var olduğu düşünüler gizli zamir(kişi). Açıkçası bu spekülasyon tacirleri demek istiyorlar ki, "Tayyip Erdoğan Meclis'te başkanlık sistemini getirecek sayıya ulaşabilmek için baskın bir erken seçim planlıyor..." Bunu açıkça ifade edemeseler de, biz kıvranmalarından ne demek istediklerini anlıyoruz, 'tahtında müstetir hüve' yani...
Doğrusu böylesine problemli bir zihin yapısı, ancak zihinsel bir sapma ile açıklanabilir. Tayyip Erdoğan gibi 13 yıllık iktidarı boyunca sayısız seçim başarılarının altına imza atmış ama hiçbir zaman küçük seçim numaralarına izin vermemiş güçlü bir siyaset ustasına bu tür bir atıfta bulunmak olsa olsa bir zihin fukaralığı olabilir.
Bu konuda çok uzağa gitmeye gerek yok, başbakanlığı döneminde Erdoğan 2009 yerel seçimleri sonrasında muhalefetin erken seçim çağrılarına verdiği cevap, bugün erken seçim spekülasyonu yapanlara kapak olacak niteliktedir: "Böyle bir zamanda erken seçim talebinde bulunmak, sadece bu ülkenin mutlu ve huzur tablosuna çomak sokmaktır. Şu anda erken seçim ifadesini kullanmak, ağır konuşayım bana göre bu ülkede ihanettir."
Bu nasıl bir siyaset okumasıdır ki, Kasım seçimlerinden zaferle çıkan bir AK Parti iktidarı topluma vaat ettiği icraatları, projeleri bir tarafa bırakıp baskın bir erken seçim yapacak... Dahası, Türkiye'nin Suriye ve Irak gibi yangın bölgelerinden ateş çemberiyle kuşatıldığı ve PKK terörü ile mücadele ettiği bir dönemde AK Parti işi gücü bırakıp erken seçim hesapları yapacak...
Herhalde böyle bir intiharı ancak akli melekelerini tümden yitirmiş birisi yapabilir. Önünde temiz dört yıllık bir icraat dönemi bulunan, 2023 hedeflerine kilitlenmiş bir AK Parti iktidarına bundan daha büyük bir bühtan olamaz.
Başbakan Davutoğlu neredeyse her konuşmasında ısrarla, "Türkiye'nin kaybedecek bir dakika dahi vakti yok. Demokrasimizi, adalet sistemimizi, toplumsal hayatımızı objektif kriterlerle geliştirmemiz lazım. Terörün bu millete yaşattığı acılara son vererek bu ülkenin şehirlerini barış ve kardeşlik şehirleri haline getirmemiz lazım"derken, birileri başka bir gündem dayatmaya çalışıyorsa burada bir kötü niyet var demektir. Eğer bu bir mühendislik projesiyse, doğrusu çok aptalca...