Referandum kampanyasının başladığı ilk günden bu yana yapılan konuşmaları, söylemleri dikkatle izlemeye çalışıyorum; şu ana kadar 18 maddelik anayasa değişikliği ile ilgili açık, net anlaşılabilir bir izaha rastlamadım.
Gerek AK Parti’nin gerekse MHP’nin mitinglerinde yapılan konuşmaların hemen hepsinde, “Evet çıkarsa terör bitecek, ekonomik refah artacak, Türkiye’yi bölmeye çalışan müstemlekeci güçler püskürtülecek, milli ve tam bağımsız bir ülke haline geleceğiz” benzeri ortak mesajlar veriliyor. Bütün bunlar, iç ve dış politikasında bağımsız hareket edebilen, güvenliğini sağlam esaslara bağlamayı ilke edinmiş bir ülkenin temel yaklaşımları... Genel anlamda bakıldığında herhalde kimsenin bu hedeflere bir itirazı olamaz.
***
Unutmayalım ki referanduma bir anayasa değişikliğini sunuyoruz ve toplumun bunları onaylamasını bekliyoruz. Çok doğal olarak insanlar 18 maddenin neler getirdiğini, yeni sistemle birlikte hayatlarında ne tür değişiklikler olacağını öğrenmek isterler. Ama şu ana kadar ne AK Parti’nin tepesindeki isimler ne de milletvekilleri 18 maddelik anayasa değişikliği konusunda dişe dokunur açıklamalar yapmış değiller. Öyle anlaşılıyor ki AK Parti teşkilatları bütün umutlarını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bağlamış durumdalar. Muhtemelen, “O nasıl olsa güçlü liderlik karizmasıyla her şeyi halleder, mutlu sonuca ulaşırız.” diye düşünüyorlar. Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük bir toplumsal desteğe sahip ve geniş kitlelerin yüreğine dokunabiliyor.
Eğer bu referandum önemliyse ki bana göre de gerçekten önemli, o zaman 18 maddenin her biri ayrı ayrı anlatılarak toplumun bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Eğer bu değişikliğin Türkiye için demokratik kazanımlar sağlayacağına gerçekten inanıyorlarsa her bir AK Partili çıkıp göğsünü gere gere, “Bakın şu maddeler evrensel hukuk normları çerçevesinde özgürlükleri teminat altına alıyor, hukukun üstünlüğüne dayalı bir adalet sistemi getiriliyor, kuvvetler ayrılığına dayalı bir sistem inşa ediliyor” diyebilmelidir. Açıkçası ben şu ana kadar AK Parti’nin, 18 madde ile ilgili bu açıklıkta bir anayasa değişikliğini savunduğuna tanık olmadım.
Kanaatim odur ki ortalıkta “kim bu gizli hayırcılar” diye hain aramak yerine, değişiklikle getirilmek istenenler anlatılırsa daha doğru sonuçlar alınır. Zira anket şirketlerinin ortaya koyduğu sonuçlar, insanların kafalarının hala karışık olduğunu gösteriyor. Açıkçası insanlar nasıl bir sistem getirilmek istendiğini ve de neye “evet” ya da neye “hayır” diyeceklerini bilmiyorlar.
Dolayısıyla kampanyanın asıl sahipleri, meseleyi bütün açıklığı ile anlatmadığı için iş etrafta AK Parti adına hareket ettiğini iddia edenlere kalıyor. Onlar da “vatan müdafaası” ve “ülkenin bekası”ndan başlayıp, neredeyse evet demenin adeta dini bir vecibe olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.
Oysa 16 Nisan’da ne memleketi düşmanlardan temizlemek ne de dini bir vecibeyi yerine getirmek için değil, tamamen özgür irademizle demokratik haklarımızı kullanmak üzere sandığa gidiyoruz.
***
Gidişat gösteriyor ki karar verme konusunda milletin zihninde bir takım tereddütler var, önce bu durumun izale edilmesi lazım.
İste bu yüzden AK Parti’nin kampanya stratejisini daha anlaşılır bir dille yürütmesi gerekiyor, çünkü bazı anket sonuçlarına göre “evet”ler önde, bazılarında ise başa baş noktasında. Ayrıca eldeki anket sonuçları da pek güven vermiyor. Anket firmaları bile verilen cevapların gerçeği yansıtıp yansıtmadığından emin değilse bir sıkıntı var demektir.