Dünyanın en sessiz oyunlarını geride bıraktık... Evsahibi Japonya, içerde büyük muhalefete ve dinmeyen protestolara rağmen organizasyonun ilk ayağını başarıyla tamamladı..
Şimdi sırada ikinci ayağı var... Olimpiyatlar bitti, bütün dünya Paralimpik Oyunları’nı bekliyor...
***
Aslında hiç bir organizasyonu başaramama ihtimali yok Japonya’nın... 2002 Dünya Kupası dahil bizzat katılarak izlediğimiz sayısız organizasyonu neredeyse eksiksiz tamamladı...
Bir kere teknolojiyle dalga geçen bir ülke, bu konuda eksiği yok fazlası var... Her organizasyonda size yeni icatlarından sunumlar yapıyor, şov yapıyor ve adeta gözkamaştırıyor...
Organizasyon, ulaşım, konaklama, Olimpiyat köyü ve diğer hizmetler ve dahası...
***
Tepeden tırnağa herkes disiplinin bir parçası...
Ancak bizim sempatik bildiğimiz Japonlar, bir organizasyona ruh katamıyor, teknolojik bir esaret, insani tarafı gölgede bırakıyor.
Tokyo 2020 de böyle oldu..
***
Oysa biz Türkler öyle değiliz... Çok şükür tesislerin de son modelini yapıyoruz, organizasyonun da en iyisini...
Üstelik de müthiş bir halk desteği her yerde hissediliyor. Taraftar ilgisi müthiş, seyirci sevgisi muhteşem ve canlılık, hareketlilik, coşku, hiç bir ülkede görülemeyecek kadar iyi...
Bir organizasyona kimlik veriyoruz, kişilik katıyoruz, en iyisini yapıyor ve misafirlerimizi uğurluyoruz...
***
Aslında 2020 Olimpiyatları bizimdi, bizim hakkımızdı, masabaşı oyunlarıyla kaybetmiştik... Bu açıdan da çok duygusalız ve Tokyo’yu biraz da bu gözle değerlendiriyoruz...
Keşke bize verselerdi de, organizasyonu nasıl yapardık dünyaya bir daha gösterseydik diyorum...
Bu açıdan da biraz da buruk izledik Tokyo’yu...
***
Yine de bu yükü sırtlayıp sorunduz bir Olimpiyat yapan Japonlar’ı kutluyor, spor dünyası olarak bir organizasyon cenazesini kaldırabildikleri için teşekkür ediyoruz...
Pandemi sebebiyle seyircisiz geçen Olimpiyatlar’ı şenlendiren başta Mete Gazoz ve Busenaz Sürmeneli olmak üzere, bütün şampiyonları, madalya alan kahramanlarımız dahil, kürsüye çıkan, rekor kıran bize bu heyecenı yaşatan sporcuları alkışlıyoruz...
Tokyo'nun yeni yıldızları
Caeleb Dressel (ABD) / Yüzme: Havuzdan 5 altın madalya çıkardı. 100 kelebek, 100 serbest, 50 serbest, 4×100 serbest ve 4×100 karışıkta şampiyon oldu. Tokyo 2020’nin en başarılı sporcusuydu.
Emma McKeon (Avustralya) / Yüzme: Toplamda 7 madalya ile ülkesine döndü. Avustralya’nın yüzmede kazandığı 21 madalyanın üçte biri ona ait! Toplam olimpiyat madalyası sayısı 11 oldu.
San An (Güney Kore) -Okçuluk: Okçulukta verilen 5 madalyadan 3’ünü aldı. Kadınlar bireysel, kadınlar takım, karışık takım. Zaten diğer ikisinde yarışamıyordu...
Lamont Marcell Jacobs (İtalya) -Atletizm: Olimpiyatların en önemli yarışında, tarihin en büyük sürprizlerinden birine imza attı. İtalya, hem 100 metre hem de 4×100’de Jacobs ile tarihinin ilk şampiyonluğunu gördü.
Daiki Hashimoto (Japonya) - Cimnastik: 19 yaşında, cimnastik tarihinin en genç olimpiyat şampiyonu oldu.
Momiji Nishiya (Japonya) -Kaykay: Tarihin en genç olimpiyat şampiyonu. 13 yaşında. İlk kez oyunlarda yer alan kaykayda altın madalya kazanırken yaşıtları onu hayranlıkla izledi.
Hayal kırıklığı yaşatanlar
Novak Djokovic (Sırbistan) -Tenis: Tenis tarihinin ikinci altın slam’inin bir ayağı için gittiği Tokyo’dan kürsüye bile çıkamadan ayrıldı.
Kohei Uchimura (Japonya) -Cimnastik: 2012 ve 2016’nin olimpiyat şampiyonu. Kendi ülkesindeki oyunlarda final bile göremedi.
Noah Lyles (ABD) -Atletizm: Erkekler 200 metrenin en büyük favorisi olarak Tokyo’ya gitti. Ama bronz madalya ile yetindi.
Naomi Osaka (Japonya) -Tenis: Mental problemleri korta yansıdı. Olimpiyat ateşini de yakan oydu ama 3. turdan ötesini göremedi.
Simone Biles (ABD) -Cimnastik: Tarihin gelmiş geçmiş en büyük cimnastikçilerinden biri olarak gittiği Tokyo’da mental sorunlarla boğuştu. Sadece denge aletinde yarışıp üçüncü oldu.
Madalya rekoru kırdık, ama hala çok gerideyiz
Pandemi nedeniyle 1 yıl ertelendikten sonra düzenlenen, 23 Temmuz’da başlayan 32. Yaz Olimpiyat Oyunları, pazar günkü kapanış töreni ile resmen sona erdi.
205 ülke ve mültecilerden oluşan takımdan 11 binden fazla sporcu; 33 branşta, 50 disiplinde, 1080 madaya için ter döktü. 3×3 basketbol, serbest stil BMX, beyzbol/softbol, karate, sportif tırmanma, sörf ve kaykayda ilk kez madalya verildi.
Bu sebeple de Tokyo’da 150 madalya fazla dağıtıldı.Karateden aldığımız 4 madalyayla Türkiye de bundan nasibini aldı...
Bermuda, Filipinler ve Katar, tarihlerinin ilk olimpiyat altınlarını; Burkina Faso, San Marino ve Türkmenistan da tarihlerinin ilk olimpiyat madalyalarını Tokyo’da aldı. 93 ülke madalya kazandı.
ABD, madalya sayısıyla da son gün aldığı altın sayısıyla da Olimpiyatlar’ı 1. sırada tamamladı. 39’u altın, 113 madalyası var ABD’nin. 2. Çin’in 38’i altın, toplam 88. 3.Japonya’nın 27’si altın toplam 58...
Sonra Avrupa’nın devleri sıralanıyor... İlk 10’a girmek için enaz 30 madalya gerekiyor...
Türkiye 2 altın, 2 gümüş, 9 bronz madalya kazanarak en çok madalya elde ettiği Olimpiyat’ı yaşadı. Hem branş çeşitliği, hem de sayısal çoğunluk sebebiyle bereketli bir Olimpiyat oldu... Hele de Pekin, Londra ve Rio’daki düşüşten sonra ilk defa bir çıkış yaşandı...
Mesela karate, Türkiye’nin dünyadaki en başarılı branşlarından biri.
İlk defa Olimpik olunca Tokyo’da coştu ve Türkiye’ye tam 4 madalya kazandırdı, madalya sayımızı 9’dan 13’e çıkardı, güreş ve halteri geride bıraktı ve en çok madalyayı getiren branş oldu... Bu da Türkiye için büyük avantaj oldu...
Neticede madalya sayısında 20.’yiz ama altına göre 35. sıradayız.. Yani çok gerideyiz.. Almamız gereken daha çok mesafe var...
***
Mete Gazoz ,Busenaz Sürmeneli, Eray Şamdan, Buse Naz Çakıroğlu, Hakan Reçber,Hatice Kübra İlgün, Rıza Kayaalp, Yasemin Adar, Ferhat Arıcan,Taha Akgül, Ali Sofuoğlu,Merve Çoban, Uğur Aktaş...
Madalya kazanan bütün sporcularımızla gurur duyuyoruz, hepsini altın almış kabul ediyoruz.
Finallerde mücadele edenleri de ilk turda elenenleri de kutluyoruz....
***
Başta aileleri olmak üzere hocalarımıza, yöneticilerimize, kulüplerimize, federasyonlarımıza, spor elemanlarına ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz...
Her biri Paris 2024’ün madalya adayıdır ve mutlaka ona göre bir hazırlığa şimdiden başlamalıdır...
Eminiz ki orada altın ve madalya sayımız çok daha fazla olacak...
***
Türkiye hakettiği yere adım adım gelecek. Her zaman söylediğimiz gibi madalya sayısı 30-40 arasındaki büyük ülkeler ligine katılacak...
Bakanlığımız, spor teşkilatımız, federasyon ve kulüplerimiz madalyalarla övünebilir, 13 madalyalık rekor kırmakla gururlanabilir...Hatta keyfini de çıkarabilir...
Ancak bu, asla bizi asla aldatmamalı, hala çok geride olduğumuzu, modern ülkelerle bırakın kıyaslanmayı, 3. Dünya ülkeleri sınıfında yeraldığımız gerçeğini değiştirmez... Bunu bilelim ve ona göre davranalım...
***
Çok çalışmak zorundayız. Popülist politikalardan uzak durmalıyız, tribüne oynamadan, sporun tabanına yoğunlaşmalıyız...
Bilime sımsıkı sarılıp Batılı bir yarışmacıyı yetiştirme titizliğiyle sporcularımızın sayısını çoğaltarak yarınlara hazırlamalıyız... Milleti kandırayım derken, kendimizi kandırmış oluruz... Bu hataya asla düşmemeliyiz...
Çok yetenekli zengin bir beşeri sermayemiz var... Gelecek bizim ve büyük düşünüp büyük hedeflere odaklanmalıyız