Nihayet bir adım atıldı. TBMM’ye sevk edilen tasarı, inşallah bu yasama yılında da kadük olmaz ve sorunları çözecek, tabii ki de tavizsiz uygulanacak bir kanuna kavuşuruz: Yine, yeniden Spor Kulüpleri Yasası
Bir taraftan sevindik, bir yönden de şaşkına döndük…
Niye sevindik, çünkü Spor Kulüpleri Yasası Tasarısı, bir kez daha TBMM Başkanlığı’na sunuldu…
Niye şaşırdık, aylar önce TBMM gündemindeki kanun tasarıları arasında Spor Kulüpleri Yasası olduğu da söyleniyordu… Olmadığını anlamış olduk…
***
Biz artık bir an önce tarih belirlenip kanunlaşmasını beklerken, meğer daha TBMM’ye hiç sevk edilmemiş… Yani Ekim ayından buyana 6 ay daha kaybetmişiz…
Tabii, 2 tane 6 yılı zayi etmiş bir ülkede, 6 ay kaybın adı mı olur?
Biz çok sabırlı insanlarız yeter ki, bir 6 ay daha gecikmesin, yasama yılının sonuna kadar çıkarılsın… Ona da razıyız…
5 bakan değişmişti, yasa çıkmamıştı. 6. bakan 3.5 yıldır görevde ve bari kanunlaşması için 7.bakanı beklemesek…
Şu cenazeyi bir kaldırabilsek de, kulüplerimizi enkaz altından çıkarabilsek…
***
Çok ümit bağladık bu kanuna… Lakin gelin görün ki Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir kulüpler yasasını çıkarmaya muvaffak olamadı.
Kulüp başkanlarının hoşuna gitmez, derebeylik sistemi müsaade etmez diyenler hep haklı çıktı....
Kulüpler Birliği, gerçekçi bir yasaya hiç sıcak bakmadı, keyfilik sisteminin devamını sağladı…
Bu dönemde 5 başkan değiştiren Futbol Federasyonu da bu uzun süreçte asla iyi bir sınav veremedi…
***
Aslında Devlet, futbola da, kulüplere de iyilik değil, kötülük etti... Başarılı kulüpleri ve başkanları ezdi, yanlışları korudu..
Derken o günkü borçlar bugün en az 10 katına çıktı… Başarı grafiği hep düştü… İtibar dip yaptı…
Süper Lig’in yayın değeri 500 milyon dolardan 146 milyona düştü… Markamız Danimarka oldu…
***
Gençlik ve Spor Bakanlığı, her teşebbüsünden sonra “Kulüpleri karşımıza almayalım. Milyonlarca taraftarları var, riske girmeyelim” korkusunu ve endişesini taşıyarak akan kanı bir türlü durduramadı.
Spor camiasının beklentisine ve bütün şartların olgunlaşmasına rağmen üzerine üzerine gideceği bir olayda geri adım atan hep hükümet oldu.
***
Halbuki kulüplerin aleyhinde değil; lehinde bir olaydır kulüpler yasası. Yükün başkanlara ve yöneticilerin üzerine binmesini engelleyecek...
Şirketleşmenin ve özerkleşmenin alabildiğine önünü açacak... Şeffaflığı getirecek.
Bir kaç kişinin sırtında giden bir ağırlığı taraftarların, sponsorların, iştiraklerin, ürün satışının ve daha pek çok yapının üzerinde paylaştıracak bir hamle...
***
Kulüplerin profesyonelleşmeye adımı atmalarını sağlayacak...
Eli kolu bağlayan, aslında sınırları zorlayan, en doğal bir icraatı bile sorgulatacak Dernekler Kanunu’nun kölesi olmaktan çıkaracak...
En büyük tehlike görülebilecek şey, ileride yapılacak bir denetimde en makul harcamayı bile suç kabul edecek mekanizmanın içinde her kulüp başkanı veya yöneticisi yolsuzlukla yaftalanabilir ve suçlanabilir...
Bu riski de büyük ölçüde ortadan kaldıracak bir adım, Spor Kulüpleri Yasası…
***
Tabii ki bir de kulüplerin ya da yönetimlerin istismar ettikleri alanlar var... Sorumsuz transferler, lüzumsuz borçlandırmalar, ölçüsüz harcamalar…
Şaibeli bonservis bedelleri, aracılara ödemeler, paylaşılan rantlar ve diğer yanlışlıklar...
Hepsi federasyonun ve kulüplerin başına ileride dert açacak sorunlar, bunlara dur demenin zamanı çoktan geçiyor...
Federasyonlar, kulüpler, belediyeler, altyapıya eğilmeye, tesis ve imkan olarak yatırım yapmaya mecbur edilmeli...
***
Gün gelir devran döner mutlaka hesaba çekilir kulüp başkan ve yöneticileri. Aradan yıllar, on yıllar geçse gene de gelir sorumluları bulurlar.
Bu dünyadan göçüp gitmeleri de onları kurtarmaz. Hasta yatağında da bulurlar. Başka bir görevde olanların da yakasına yapışırlar.
İşte bütün bu tehlikeli gidişe de dur demek gerekiyor…
Yöneticileri müteselsilen sorumlu tutacak, savurganlıklarının hesabını rücu ettirecek şeffaf kulüp yapısını getirecek, dernek statüsünden çıkaracak, çiftlik yapısını modern bir hüviyete kavuşturacak sistemi kurmak şart oldu…
***
Daha ilk 5-6 yılda bu kadar büyük reformlar yapmış bir iktidarın, okyanusu geçip derede boğulması çok anlamsızdı… Artık daha fazla itibar kaybına, otorite sarsılmasına tahammül kalmamalı…
Son 6 bakandan her birinin, ilk demeçlerinden biri de aslında yasayı çıkaracağını taahhüt etmek oluyordu... Artık sözünü tutma, prestijini kurtarma zamanı…
Türk sporunun, yanlışlıkları giderecek ve ideal olanı sağlayacak bir mekanizmayı devreye sokmak için daha fazla beklemeye tahammülü yok…
Gün bugün, artık başarın ve yeniden TBMM Başkanlığı’na sunduğunuz Spor Kulüpleri Yasası’nı, bir an önce gündeme alın ve çıkarın…