Milli Takım, sanki bu ülkenin değil. Gündemde hiç yok.
Hadi normal zamanda zaten yok da, milli maçlar arifesinde de olmuyor…
Siz duydunuz mu bilmiyoruz ama yarın milli maç var mesela…
Bize çelme takmakla meşhur Letonya ile oynuyoruz…
Belki rakip çok zayıf diye midir, Milli Takım’dan ümit mi kesildi bilinmez ama bizim için hiç de normal değil…
***
Okyanusu geçip derede boğulduğumuz bir takım… Hollanda’y yenip berabere kaldığımız bir takım…
Oynadığımız 8 maçın 5’inde berabere kalıp sadece 2’sinde yenip 1’inde yenildiğimiz bir ekip…
Letonya, bize ters geliyor doğru. 97 yıl yenememiştik o da doğru.
Pek çok dünya devini yenen iki büyük hocamızla da Letonya’ya takılmıştık…
***
Fatih Terim’li 2016 Avrupa Eleme Grubu’nda, iki maçta da yenemediğimiz doğru.
Şenol Güneş’le de 3 maçta da takıldığımız doğru… Ancak neticede Kuntz’la son maçta 3 puanı biz almıştık.
***
Yarın deplasmandaki çok önemli bir maç Letonya maçı. Bizim için derbi hüviyetinde…
Oysa Türkiye gündeminde varsa yoksa Üç Büyükler’den, biraz da Trabzonspor’dan haberler var…
Lig bitti, şampiyonluk mücadelesi yok, sadece transfer haberleri…
***
Gazetelerimiz adeta hayal satıyor…
SPOR MEDYASI HAYAL SATIYOR
Onları okuyunca G.Saray 50, F.Bahçe 45, Beşiktaş da 40 oyuncu daha alacak sanırsınız…
Televizyonlarda iddialı yorumcular ve duyumla ifade edilen kesin gibi konuşulan futbolcu alışverişleri…
***
Yerlerde sürünen gazete tirajlarını, düştükçe düşen televizyon reytinglerini kurtarmak için bir anlık taraftar ilgisini yoğunlaştırma algısı peşinde koşuyorlar…
Yine yanlış yapıyorlar… O transferlerin yüzde 90’ı gerçekleşmeyecek, sadece 10’uyla “Ben bilmiştim zaten” deyip hava atacaklar…
Ancak yalancı çıkacaklarının ve güvenilirliklerini kaybedeceklerinin farkında olmayacaklar…
***
Taraftardan çok kendilerini kandıracaklar, müesseselerine zarar verecekler, itibarlarını sarsacaklar…
Bu kısır döngüyle maçlar başlayıncaya kadar güya ara dönemi kurtaracaklar… Ama asıl büyük kayıpları kendileri verecekler…
Aslında taraftarını oyaladıkları için basına ses çıkarmayan kulüpleri de ateşe atıyorlar…
***
Oysa Türkiye için çok önemli bir maç var…
3 gün sonra da Samsun’da grubumuzun güçlü takımlarından, direkt rakibimiz Galler’le oynayacağız… Yani üstüste 6 puanlık 2 maç…
Hadi basın güven vermediğini düşündüğü Milli Takım’ı, her an yolcu edileceğine inandığı Kuntz’u ciddiye almıyor olabilir…
***
Peki Milli Takım’ı, sahiplenmesi gereken TFF ne yapıyor, dersiniz?
KAZANMALIYIZ,GRUPTAN ÇIKMALIYIZ
Sponsorlarla yeni sözleşmeler yaparak bütçesini katladığını söyleyen Federasyon Başkanı ve ekibi, milli maçlar öncesi niye ciddi bir kampanya yapıp bütün Türkiye’yi milli maç havasına sokmaz…
***
Neden büyük bir merak uyandırıp herkesin ilgisini milli maça yoğunlaştırmaz, Milli Takım’ın gündemin 1 numarasına yerleşmesini sağlamaz…
Yoksa TFF Yönetimi de olası bir olumsuz sonuçta aman kimse duymasın havasında mı?…
***
Onlar da TFF seçimi öncesi, Milli Takım’ın gündemden düşmesini tercih mi ediyor?
Halbuki son oynadığımız maçta Milli Takım, deplasmanda Letonya’yı yenmişti, yine yenebilir, 3 puanla dönebiliriz…
Grubumuzda lider Hırvatistan ve Galler’in sadece 4’er puanı var, bizim de Ermenistan deplasmanında aldığımız 3 puan…
***
Yani 2 güçlü rakibimizden 1’ini geçsek zaten ilk 2’ye girerek otomatikman finallere katılıyoruz…
İşimiz her zamankinden daha kolay… , Ay-Yıldız’a moral verelim…
Dolayısıyla da her maç bir final havasında olmalı ve bütün Türkiye, milli maçın havasını yaşayıp hoca ve futbolcularımıza yaşatmalı, Milli Takım’ımızın arkasında kenetlenmeli…
CAS, ERDEM EGEMEN’İ, TRANSFER ETTİ
Şenol Güneş’e bakar mısınız, damadına torpil yapmış, CAS’a hakim olarak yerleştirmiş!..
Çok ayıp çok… Nasıl torpile bulaşırsın Şenol Hoca. Yakışıyor mu sana böyle adam kayırmacılık?
Zaten Şenol Hoca’nın bir şeyler çevirdiğini tahmin etmiştik de, bu kadarını becerebileceğini düşünememiştik…
Bir baktık ki damadı Erdem Egemen, CAS’ta göreve başlamış….
***
Evet hayırlı olsun… Bakmayın şaka yaptığımıza, orası CAS, Türkiye değil… Orada torpile yer yok… Liyakat esaslı bir yapılanma var orda…
Hele de Şenol Güneş’in bu güne kadar çok güçlüyken de hiç yaptığı, yapacağı bir şey değil…
Türkiye’de spor hukukçusu diye piyasada dolaşanların çoğu, sporu bilmiyor ki, sporun hukukunu bilsin…
Bir kısmı sadece bu işin ticaretini yapıyor ve ciddi paralar kazanıyor…
Kulüplerin avukatlığını da alırlar, aynı kulüple davalı hoca ve futbolcuların davalarını da üstlenirler, federasyonda da kararı kendileri verirler…
***
Biz çok büyük bir ülke olarak uluslararası federasyonlara, kurullara çok adam sokamadık…
FIFA İcra Kurulu’nda Necdet Çobanlı’mız vardı 70’li yıllarda… Şenes Erzik’i hem FIFA, hem de UEFA’da çok uzun yıllar, çok önemli görevlerde gördük…
ULUSLARARASI KURULLARDA OLMALIYIZ
Tahkim’de Levent Bıçakçı görev yaptı, CAS’ta da Kısmet Erkiner…
Bugün de bayrak Erdem Egemen’de…
***
Erdem Egemen, sporu çok iyi bilen genç bir hukukçu… Kendini çok iyi yetiştirdi… Hukukçu bir babanın oğlu… Okullarını dereceyle bitiren bir genç.
İlk olarak 2011’deki şike sürecinde Trabzonspor’un hakkını savunmak için Bordo-Mavili kulübün ücret almadan, gönüllü avukatlığını yaptı…
Çok uzun süre özel bürosunu ihmal edip orada mücadele verdi…
***
Bir genç hukukçunun hukuki bilgisi, gelişimi ve derinliğini belki biz Türkiye olarak sezemedik ama davalı olduğu CAS, gördü…
Bir kaabiliyeti keşfeden CAS, Erdem Egemen’i transfer etti… Şimdi Erdem Kardeşimiz orda Avrupa futboluna adalet dağıtmaya çalışacak…
Çok büyük bir başarı… Erdem Bey’in yolu açık… UEFA ve FIFA’nın pek çok kurullarında da görev yapabileceğinden eminiz…
Tebrik ediyor, bahtın açık olsun diyoruz…