Kurtuluş Savaşı’mızın manevi mimarlarından ve İstiklal Marşı’mızın şairi Mehmet Akif Ersoy ile Olimpiyat Dünya ve Avrupa Şampiyonu efsane haltercimiz Naim Süleymanoğlu’nun Edirnekapı Şehitliği’ndeki kabirlerini ziyaret ettik…
M. Akif, sadece bir şair değildi… Aynı zamanda önemli bir sporcu idi.. Gerçi Naim gibi Olimpiyatlar’a katılmadı ama iddialı bir yarışçıydı…
***
Güreş tutar, Boğaz’ı yüzerek karşıya geçer, ok atar, gülle savurur, daha pek çok dalda hünerlerini gösterirdi…
“Yani sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” atasözüne uygun bir yapısı vardı… Vücudu o kadar sıhhatli olmasa, o kadar sağlam görüşler serdetmesi mümkün değildi…
Haksızlıklara isyan eden düşmanlara karşı kükreyen, cepheden yanardağ olup ordusuna güven ve cesaret veren, moral aşılayan, düşmana da korku veren bir şair olmazdı…
***
İçeride dışarda çok düşmanı olan bir ülkedir Türkiye... Yüz binlerce şehit vererek çıktığımız büyük savaşlarda da, güya sulhla sonuçlanan barış ortamlarında da şehit vermeye devam ediyoruz...
En ufak bir tehlike anında kahramanlarımız sahne alıyor ve bayrağımızı asla yere düşürmüyor, minarelerden ezan sesi, dillerden İstiklal Marşı’mız kesilmiyor...
Bu hep böyle devam edip gidiyor... Bu, dillerden hiç düşmeyen muhteşem bir ifadeyle de sloganlaşıyor: “Kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için”...
TÜRKİYEMİZ’İN MORAL DEĞERLERİ
Bir de psikolojik üstünlük sağlamak için, sürekli moral değerleri üst seviyede tutmak lazım...
Keşfedildiği, spora adım attığı, çocuk yaştan itibaren, neredeyse özel hayatı olmayan, gününün büyük kısmını spor alanlarında geçiren özel insanlardır büyük sporcular...
Okulunu uzaktan okur, tahsilini kamplarda tamamlar, anne-babasına, eşine, çocuğuna hasret kalır...
***
Şampiyonlar veya takım sporlarının yıldızları, öyle tesadüfen madalyalar almıyor, kupaları kaldırmıyor... Ülkenize gurur yaşatabilmek için bir ömür süren fedakarlığın adı oluyor...
Bu sebeple de her türlü övgüyü, ilgiyi, iltifatı hak ediyor...
Devletin ve özel sektörün ödülleri, sponsorların desteği, kulüplerinin ücretleri bir yana, yapılacak en güzel hamlelerden biri de adlarını yaşatmaktır...
***
Milletin moral değerlerini artırmak, gençlere hedef göstermek ve yeni şampiyonlar yetiştirmek için rol model yapmak, “Beden Eğitimi ve Spor dersinde “Spor Kültürü” okutmak, kitaplara ve okul müfredatına koymak gerek...
Şampiyonları tanıtmak, büyük sporcuları, doğduğu ortamları, ailelerini, ideallerini, her türlü imkansızlığa rağmen pes etmeyişlerini anlatmak gerekir…
***
Verdikleri mücadeleyi, sakatlıklara, olumsuzluklara karşı yılmayıp hedefe varmak için verdiği destansı mücadeleyi kitaplaştırmak, bu mücadele ruhunu nesillere aktarmak gerekir…
Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın el ele çalışarak sağlam bir müfredatla, albenisi olan görsellerle ilgi çekecek bir programa kavuşturmalı ve milyonların hizmetine sunmalı…
İdol olabilecek her kahramanı tanıtmalı ve içlerinden yeni kahramanların yetişmesine vesile olmalı…
***
Sadece Türkiye’nin değil, dünya tarihinin tartışmasız en büyük sporcularından biridir Naim Süleymanoğlu…. Bir döneme değil, bütün zamanlara damgasını vurmuştur…
Siyasi sonuçlara katkısı açısından da Muhammet Ali’den sonra en önemli aktörlerden biridir… Muhammet Ali’nin, ABD’yi sarsan, ırkçılığın, ayrımcılığın sarsılmasında büyük etkisi oldu…
Naim’in Türkiye’ye göçmesi bile Bulgaristan’daki Todor Jivkov rejimine büyük yara aldırdı.
***
Seul-88 Olimpiyatları’ndaki şampiyonluğu, kırdığı rekorlar, dünya gündeminde 1 numaraya oturmasını sağlamıştı…
TIME’a kapak olması BM’de yaptığı konuşmayla Bulgaristan’daki zulmü ve Türkler’e yapılan asimilasyonu anlatması Komünist rejimin de, Jivkov diktatörlüğünün de sonunu getirdi…
DERS KİTABI OLMALI, TESİSLERDE YAŞATILMALI
İşte o Naim, genç yaşta bu dünyadan göçünce Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi…
Hem de büyük şairimiz Mehmet Akif’e komşu oldu… Milli şairin komşusu, milli bir şampiyon oldu…
Biri İstiklal Marşı’nı yazdı, diğeri onu bütün ülke televizyonlarında podyumlarda söyletti ve dünyaya ezberletti… Ne kadar güzel bir komşuluk böyle…
Biri ana tarafından Arnavut-Kosovalı, baba tarafından Buharalı, İstanbul Fatih doğumlu , diğeri Evlad-ı Fatihan’dan, Bulgar Türk’ü…
***
Mehmet Akif Ersoy, bugün Türkiye’nin her tarafında okullarda, kürsülerde, hastanelerde, caddelerde, , her yerde yaşatılıyor…
Eserleriyle, özellikle de İstiklal Marşı’yla dillerde, gönüllerde… Sırada Naim’i eserlerde yaşatmak olmalı…
1994’te başlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde efsane boksörümüz Cemal Kamacı’nın adının Okmeydanı Spor Kompleksi’ne verilmesiyle başlayan, faal sporcular Hamza Yerlikaya, Haldun Alagaş, Hakkı Başar’la devam eden ve 2002 sürecinden sonra da pek çok şampiyonla taçlandırılan isimlendirme hamlesi devam etmeli…. Naim Süleymanoğlu ile de meşaleye dönüşmeli…
BİRİSİ İSTİKLAL MARŞI’NI YAZDI DİĞERİ DÜNYAYA EZBERLETTİ
Eminiz ki, en büyük sporcu merhum Naim Süleymanoğlu’ndan başlayarak olimpik, paralimpik büyük şampiyonların, onları yetiştiren hocalarının, bilim adamlarının, o imkanı hazırlayan veya dünyadaki temsilcimiz spor yöneticilerinin, spora hizmet eden siyaset adamlarının adları da uygun bir yerlerde yaşatılacaktır...
Şimdi bize düşen görev, dünyada unutulmazlar arasında yerini alan, bizim de millet olarak gönüllerde yaşattığımız Naim Süleymanoğlu adını, bir tane çok büyük bir spor tesisinde ve ülkenin her tarafında yaşatmaktır...
***
Kalbimizdeki yerini, kabrindeki Naim’le yaşatmak, ders kitapları dahil, her türlü sportif aktivitelerde yeşertmek gerek...
Tabii, yaşayan şampiyonlara da ölünce ahlanıp vahlanmak yerine hayattayken sahip çıkmak ve hak ettiği değeri vermek gerek…
“Kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için”… “Şampiyonlar, ter döker, gurur yaşatmak için”…
İstiklal Marşı’nı yazanla, onu dünyaya ezberleten aynı mezarlıkta buluştu, komşu oldu… O kadar çok yakıştı ki…
Mekanları cennet olsun…