Kazanınca güçlü oluyorsunuz Türkiye’de, ister para kazan zengin ol, istersen de sahada kazan şampiyon ol, hiç farketmez...
O zaman hiç sorgulanmıyorsunuz, her yerde siz konuşuluyorsunuz... Çokça övgü alıyorsunuz...
Alkış yağmuruna tutuluyorsunuz... Tezahürat altında geziniyorsunuz... Omuzlara alınıyorsunuz... Sevgi dolu bakışlarla ilerliyorsunuz...
Kaybeden olsaydınız veya kazanamasaydınız, alacağınız ağır eleştiriler unutuluyor, tabrikler havada uçuşuyor...
***
Hatalarınızın hiçbiri hatırlanmıyor, kazançlarınızdan kerametler çıkarılıyor...
Kaybetseydiniz, başınıza iş açacak icraatlar, kazanınca büyük meziyet olarak hanenize yazılıyor...
Bu işin ortayolu yok... Ya hainsin, ya kahraman... Ya galipsin, ya mağlupsun... Ya iyisin, ya kötü... Hani şu tarafı çok iyi, şu açıdan noksan, diyemiyorsunuz...
Bütün bunları iyi bilen, işbilir insanlar da havasını alabildiğine atıyor... Kazananı alkışlamayı huy haline getiren yurdum insanı da, kaybedeni linç ediyor...
KOVİD 19’A KARŞI FUTBOLCULARIN AŞILANMASI
Milli Takım’ımız, Dünya Kupası Grup Elemeleri’ne fırtına gibi başlayınca Futbol Federasyonu’nun eli güçlendi ve iki büyük operasyona imza attı...
Güneş’in “Bizim Çocukları”nın grup lideri olması, bütün bir ülkede büyük bir sempatiye dönüşünce ve TFF’nin gücünü pekiştirince MHK, istenmeyen hakemleri, kulüplere rağmen maçlarına verebildi...
Kulüpler de, ülkenin coşkusunu yanına alan TFF ve MHK’ya ses çıkaramadı veya çok cılız kaldı...
Böylece kazancını hemen icraata çeviren TFF-MHK, yıllardır geciktirdiği bir büyük hamleyle doğru olanı yaptı ve otoritesini gösterme fırsatı buldu...
***
İkinci büyük hamle futbolcuların öncelikli aşılanması oldu... Kovid 19’la mücadelede riskli meslek grupları öncelikli olmak üzere pek çok meslek mensubu aşılandı...
Bunların başında da, haklı olarak direkt hastalarla yüzyüze gelen ve salgınla kahramanca mücadele veren sağlık çalışanları geliyordu.
Yine diğer riskli gruplar, sırayla aşıda öncelikli meslekler oluyor ve mensupları aşılanıyordu...
***
Daha 65 yaş grubu aşılanırken, futbolcuların ait olduğu 17-40 yaş grubundaki futbol sektörüne sıra gelme ihtimali yoktu neredeyse...
Durup dururken de öncelikli gruba asla sokulamazdı...
Türkiye’nin her tarafından, özellikle de daha riskli meslek gruplarından isyan dolu müthiş itirazlar gelir ve bu proje de rafa kalkardı...
Ancak Milli Takım’ın başarısı, bütün ülkeyi mest etmişti, bunca sorun arasında millete rahat bir nefes aldıran futbolculara büyük sempati duyulmuştu...
Üstelik bu başarının mimarlarının çoğu da, milleti sevindirme yolunda hayatlarını tehlikeye atmış, 18’i kovide yakalanmıştı...
İşte bu tam fırsat oldu.
***
TFF, Sağlık Bakanlığı ile iletişime geçerek Şenol Güneş ve milli futbolcuların kredisini, bütün futbol camiasına tahvil ettirmeyi başardı...
Bu vesileyle Süper Lig’den alt liglere kadar, bütün oyunculara aşı önceliği tanındı.
Çok az itiraz eden oldu...Milli Takım’ın yıllar süren başarısız ve kavga dolu bir süreçten sonra yaşattığı bu başarılar, toplumun vicdanında büyük bir teveccühe dönüştü. Bütün futbolcular da bundan nasibini aldı...
İnşallah Milli Takım’ımız, hem Avrupa Şampiyonası finallerinde, hem de Dünya Kupası yolunda daha büyük başarılarla, bu büyük milleti sevindirmeye devam eder...
Cengiz yönetimi hırpalanıyor
G.Saray yönetimine Dursun Özbek’ten sonra gelen Mustafa Cengiz ve yönetimi, ilk iki yılda büyük başarılar yaşattı...
Avrupa Kupaları’ndan menedilen bir kulüpken bütün yükü omuzlayarak mali yapıyı düzelttiler ve çok ciddi toparlanma sağladılar...
Futbolda Fatih Terim’le 2 yıl üstüste şampiyonluk yaşandı. Kadın Basketbol Takımı’nın Eurocup’ı kazanması Tekerlekli Sandalye Takımı’nın Avrupa Şampiyonluğu ile de önemli başarılar elde etti....
İlk seçimi sürpriz yaparak, ikincisinde ise eze eze kazanarak önemli bir güven kazanmış, camiada dinmeyen muhaliflere rağmen kulüpleşme yolunda ciddi adımlar atılmıştı...
***
Kazandığında her şey iyiyken asıl sorunlar kaybedince başladı.
Geçtiğimiz yılı boş geçen Terim yönetimindeki futbol takımı, bu sezon da Beşiktaş’ın gerisinde kalıp şampiyonluk yarışında geriye düşünce hırpalanmaya başladı...
Özellikle sosyal medyada linç ediliyor...
Yani,sahada kazanamamak kaybettirmek ve geçmişi unutturmak için tek ölçü...
Gerçekten bu popülizm, ne herhangi bir kulübe, ne de Türkiye’ye yakışmıyor... Mustafa Cengiz ve yönetimine haksızlık ediliyor...
Hoşgeldin ‘Maraton İzmir’
Hani “baştan başa spor şehri” denir ya, işte İzmir de tam öyle bir yer...
Halkının sporu çok sevdiği, spor kültürünü özümsediği, bizzat formasını giyerek sahaya indiği, ailecek spor yaptığı ve çok önemli isimleri Türkiye’ye kazandırdığı bir şehir...
1971’de Akdeniz Oyunları’na evsahipliği yapan, 2005’te de Üniversite Oyunları’yla dünyayı hayran bırakan İzmir, her türlü spor organizasyonuna sahip çıkmış, büyük destek vermişti...
İzmir’in muhteşem bir atletizm güzergahı da var. İşte o güzergahta 2 yıldır İzmir Maratonu yapılıyor.
***
Etiyopya’dan Tsegaye Getachew 2.09.35’lik derecesiyle birinci oldu. Getachew’in zamanının, Türkiye’de koşulan en iyi maraton derecesi olarak kayıtlara geçmesi,İzmir’in cazibesini de artıracak. İlk 3 derece de, 2.10’un altında. Bu bir parkur için büyük avantaj...
Kadınlar kategorisinde ise Etiyopya’dan Betelhem Moges, 2.25.25’lik derecesiyle birinci olmayı başardı.
Türk atletlerden Dilan Atak, 2.50.18’lik derecesiyle 8. sırada yer aldı.
***
Maratonİzmir, İzmir’in tanıtımına büyük katkı sağlarken, Türkiye’nin atletizm kültüründe de, başarısında da büyük rol oynayacak. Emeği geçenleri kutluyoruz. Hoşgeldin İzmir.