Dikkatler Dünya Kupası’nda ama Türkiye’nin farklı gündemi de var…Tarih boyunca çözemediğimiz, sürekli başımızda dert olan bir hakemlik müessesesi sorunumuz var.
Bu aradan yararlanarak Futbol Federasyonu ciddi çalışma yapıyor…
Başkan Mehmet Büyükekşi, bu büyük sorunu çözmek için yeni yeni tedbirleri açıklıyor…
“Süper Lig kulüpleriyle konuştuk, 21 Aralık’ta 19 kulüp başkanımız gelecekler ve MHK onların gözü önünde hakem ataması yapacak” diyor…
***
Büyükekşi, başta var sistemi olmak üzere daha pek çok tedbiri açıkladı…
Kafadan belirtelim bu, diyalogla çözme niyetini önemsiyoruz…
Çünkü biz, birlik olmadan sorunların çözülemeyeceğini hep dile getirdik…
Ancak uzlaşma kültürü ve bunun kararlı takibiyle mesafe alınacağını savunduk…
TFF, Kulüpler Birliği, ayrı ayrı kulüplerimiz, yönetici-hoca-futbolcu ve taraftar eğitimiyle ve kurallara tam uyulması halinde başarabileceğimizi ifade ettik.
***
Bu yüzden de kulüp başkanlarının gürültü patırtı çıkarmak yerine TFF Başkanı’nı ziyaret ederek şikayetlerini dile getirmesini, çözüm istemesini olumlu bulduk…
Biz hep çözüm odaklı düşünüyoruz.
Kim haklı, kim haksızdan ziyade, geneli tartışıyoruz ve futbolumuzun, federasyon ve kulüplerin düzeltilmesini, mali yapının istikrara kavuşmasını, transferdeki savurganlığın önlenmesini arzu ediyoruz, ısrarla bunu dile getiriyoruz…
***
Popülist yaklaşımların çözüm üretmek yerine sorunları derinleştirdiğine inanıyoruz…
Yönetimlerin ölçüsüz transferlerle kulüplerini batağa sürüklemesi, asla hakem hatalarının haklı gerekçesi olamaz…
Federasyonun adaleti sağlayamaması, kalıcı tedbirlerle sorunları çözememesi çalınan hatalı, taraflı düdükleri meşrulaştıramaz ama hiç biri de diğerinden bağımsız olmuyor, ne yazık ki…
Ne ekiyorsanız, onu biçiyorsunuz…
***
Kulüplerin her yıl çürük çıkan bir yığın transferinin ve iddialı demeçlerden sonra hüsranla sonuçlanmasının, taraftarlarına ve kamuoyuna nasıl izahı varsa, hakemlerin içindeki defoluların da o kadar gerekçesi var TFF’de…
O zaman yapılması gereken, bütün unsurlarıyla futbolu kalıcı bir çözüme kavuşturmak, köklü reformlar yapmak…
Var sistemi daha yeni, sadece o tepki çekmiyor ki. Asıl sorun insan unsuru…
Aslında var değil, hakemler, o da değil, tartışılan hep hakemlik müessesesi…
Kulüpler ikili oynamamalı
Sezonun başında, ortasında sonunda olmak farketmiyor. Önüne gelen kulüp temsilcisi, yöneticisi, hocası, futbolcusu, kameraların önüne çıkanlar, hakemlere veryansın ediyor, sistemi eleştiriyor...
Yetmiyor, camiasının gücünü arkasına alarak, taraftarını ve medyasını kullanarak da güç gösterisi yapıyor...
Bakmayın gürültüsü çok çıkan kulüplere, artık büyük küçük, güçlü zayıf her kulüp yapıyor…
***
Sistem, gerçekten kanunların yürütme görevini yerine getirecek.
TFF ve Kulüpler Birliği elele verecek, zaman zaman gösterdikleri uzlaşma kültürünü, futbolun her alanına yaygınlaştıracak, gerekli düzenlemeleri yapıp eşit şartlarda uygulamaya koyacak…
Dört Büyükler dahil, bütün kulüpler haklarına razı olacak, herkesi eşit kabul edecek, haksızlıklara hep beraber direnecek, kendisi için istediğini başkaları için de isteyecek, kendilerine reva görmediğini, başkalarına da görmeyecek, bunu kalıcı bir deklarasyona ve samimi bir uygulamaya dönüştürecek…
***
Bütün bunları da her biri ayrı ayrı taraftarına, medyasına benimsetecek, hakemlere de hissettirecek, o zaman da her şey bambaşka olacak…
Çifte standarta, gürültüye, patırtıya müsaade edilmeyecek. Sadece adalete teslimiyet olacak… İşte o zaman bir şeyler düzelmeye başlayacak…
TFF ve kulüpler gerçekten de samimi olacak… Unutulmasın ki, Kulüpler düzelmezse, TFF düzelmez,
TFF düzelmezse, hakemler de düzelmez…
Yoksa aynı şeyleri konuşur dururuz… Kendi yaptığımız kuralları uygulamazsak silbaştan yenilerini deneriz, yine olmazsa başa döneriz…
Kural koymak kolay, uygulamak gerek
Büyükekşi’nin hakem eleştirileriyle ilgili yönetici-hıca ve futbolculara yeni yaptırımlar getirileceğini açıklaması yetmez. Uygulamak gerekli…
Sorun yasa, yönetmelik ve talimatlarda değil, uygulanmamakta… Veya kulüplere göre uygulanan çifte standartlarda…
2004’te çıkarılan “Sporda Şiddetle Mücadele Yasası” nda bu düzenlemelerin hepsi var… Uygulanmadığı, güçlüler kayrıldığı, zayıflar ezildiği, konjöktüre göre kararlar verildiği için başaramadık…
Hem de yasaları uygulamayanlar, kanuna karşı suç işlediler…
***
Hakemlerde ciddi düzelme görüyoruz. Var, zaman zaman çok başarılı uygulanıyor..
Ancak bazan öyle olmadık kararlar veriliyor ki, bir çizgiyle galip eldeğiştiriyor… Artık bunları da önleyin…
Madem bu kararlılık var, madem bu uzlaşma kültürü oluştu, hadi uygulayın o zaman… Hakemlerin gözleri önünde atandığını gören kulüpler, kararların arkasında da dursun ve destek olsun…
Sahada veya “var”da, hakemlerimiz de artık adil düdük çalsın…
Fas, 2002 Türkiye’si olur mu?
Fas, Dünya Kupası’nda aldığı sonuçlar, gösterdiği performansla, başta Arap ve İslam dünyası olmak üzere Avrupa-Amerika kıtaları hariç bütün milletlerin gönlünü fethediyor…
Tıpkı 2002’de adım adım yükselen ve sonunda Brezilya ve Almanya’yla beraber Dünya Kupası’nın zirvesine çıkan Türkiye’ye duyulan büyük sempati gibi…
Fas’ın çeyrekfinaldeki rakibi Portekiz. Bakalım Fas, bu engeli aşıp yarıfinale yükselebilecek mi ve
Türkiye’nin başarısını tekrarlayabilecek mi?
***
Dünya Kupası heyecanı tabii ki katılan katılmayan bütün ülkelerin birinci gündemi… Bu Türkiye için de böyle…
Halkımız elbette Brezilya’ya sempati besliyor, Ronaldo’lu Portekiz’e, Messi’li Arjantin’e sevgi duyuyor.
İtalya’nın gelmeyişiyle, Almanya’nın elenişiyle, İspanya ve İngiltere’nin gidişatıyla ilgileniyor….
Japonya’nın elenişine üzülüyor…
Özellikle Türkiye’nin yokluğunda Fas’ın başarısıyla teselli buluyor…
***
Özellikle İslam-Arap dünyasında Fas’a tebrik mesajları yağdı.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Dubai Emiri Muhammed bin Raşid Al Maktum’a, kadar pek çok devlet adamı…
Kuveyt’li Kur’an tilavetçisi Mişari Raşid el-Afesi’den , Mısırlı sanatçı Ahmet Sadan’a, Lübnanlı şarkıcı Nancy Ajram’a kadar her kademeden ve meslekten insan tebrik mesajlarıyla sevinçlerini paylaştı.
***
Tunus eski Başbakanı ve Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Ganuşi de bir mesajı da çok ilgi çekti: “Fas Milli Takımı’nı ve tüm kardeş Fas halkını bu büyük galibiyet ile çeyrek finale çıktıkları için tebrik ediyoruz.
Tüm Arap halkına selam olsun. Fas Milli Takımı’nın Dünya Kupası’nda gelecek maçlarında da Allah’ın izniyle başarılarını devam ettirmelerini diliyorum.” ifadelerini kullandı.
Fas’ın futbol serüveni
Fas Milli Takımı, Katar’da dünya futbolunun devlerinden favori İspanya’yı penaltılarda 3-0 yenerek tarihinde ilk kez çeyrek finale yükselmişti.
1970 yılında, Dünya Kupası Finallerine doğrudan katılma hakkı kazanan ilk Afrika takımı olmuştu.
1986 senesinde ise, Dünya Kupası’nda gruplardan çıkmayı başaran ilk Afrika takımı unvanını elde etmişti.
En önemli başarıları, 1976 yılında kazandığı Afrika Uluslar Kupası şampiyonluğu, 2012 yılında ise finalde Libya’yı yenerek kazandığı 2012 Arap Milletler Kupası şampiyonluğudur.