Dışarıda yıkılıyor, içeride dökülüyoruz

Mehmet Atalay

İçerde çekişmeler yaşandıkça, adalet anlayışı sorgulandıkça, hak hukuk arayışı hızlandıkça, liyakat unutuldukça, Türk futbolu irtifa kaybetmeye devam edecek.

Türkiye’de, yani kendi içimizde liglere ilgiyi yüksek tutabilmek, yayıncı kuruluştan alınan büyük paraların devamını sağlayabilmek için, büyüklerin bir şekliyle itelenerek zirvede tutulduğuna çokça şahit oluyoruz.

Ancak, içerde zirvede tutulan takımlarımızın, dışarda ayakta kalamadığı, ya dizüstünde süründüğü veya çöktüğüne şahit oluyoruz.

LİG’E DE KÖTÜ BAŞLADILAR

Lig büyük sürprizlerle başladı ve özellikle Avrupa’da oynayan takımlarımız çok formsuz. Lige fırtına gibi giren G.Saray bile bir anda sıradanlaştı. Beşiktaş zaten kötü, Trabzonspor, son iki seneyi şimdilik arıyor.

Bir tek, transferin tartışmasız şampiyonu F.Bahçe, biraz  iyi gidiyor. Bereket Anadolu takımlarımız, özellikle de lige yeni çıkanlar, son derece başarılı da futbola renk katıyor.

Geçen yılın flaş ekibi Alanya zirvede, F.Bahçe ikinci, diğer devlerde gerileme dönemi yaşanıyor.

Avrupa’da da bu sezon beklenmedik sürpriz sonuçlar alınıyor. Liverpool’ün 7, Manchester United’ın 6 gollü yenilgileri, tarihi hezimetler. Bayern Münih’in 4-0’lık mağlubiyeti ve Barcelona’nın gerileme devri de dikkat çekiyor.

Gerçi, büyük takımlar, sıkıntılarını aşar ve zaman içinde de toparlanır. Özellikle de ligin çekişmeli geçmesi için onlara ihtiyaç olması, zorunlu olarak büyükleri yukarı taşıyacaktır. Ancak bu, ülkenin dışardaki sorununu çözmüyor.

AVRUPA’DA UTANÇ TABLOSU

İçerdeki şampiyonlukların tek ölçü alındığı, gazla veya yardımla uçurulan takımlarımızın, Edirne’yi geçmeye başlayınca lastik patlattığı ve yaya kaldığını, en kısa yoldan anasının ligine geri döndüğünü görüyoruz.

Bu, ne yazık ki sürekli böyle ve her geçen yıl çöküş yaşanmaya devam ediyor.

Aslında G.Saray’ın 20 yıl önce zirve yapıp UEFA’yı Türkiye’ye getirdiğinden buyana, zaman zaman ciddi yükselişler yakalamadık değil.

2008’de F.Bahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki başarısı, UEFA’da yarıfinal oynaması, Trabzonspor’un zaman zaman çıkışları, özellikle Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi tarihimizin bütün rekorlarını kırarak grubu lider bitirmesi, son olarak geçen yıl Başakşehir’in UEFA’da güçlü grupta zirve yapması, büyük gurur verdi, ama o kadar.

Katılan 5 takımımızdan sadece 1’inin münferiden başarılı olduğu, 4’ünün ise sıfırı tükettiği veya erken veda ettiği, bir türlü bitmeyen, uzun bir dönem yaşıyoruz.

Son 5 yıla göre yapılan sıralamaya göre Türk takımları, Avrupa’da 11. sıraya kadar düştü.

Bu sezon beklenmedik bir ceza alan Trabzonspor katılamadığı Şampiyonlar Ligi’nde yerine gelen ve ön elemesini, hem de PAOK’a kaybeden Beşiktaş daha sonra da Avrupa Ligi’nden de elendi.

ÇOK GERİLEDİK

Peşinden Alanya, hemen arkasından da G.Saray, Avrupa Ligi gruplarına kalamadan çok erken veda ettiler. Hem de çok az puan puan toplayarak.

Eğer Başakşehir, kurtlar sofrasından fazla puan çıkaramadan elenir de, Sivasspor da rahat bir gruptan çıkamazsa, gerilemeye devam edeceğiz ve bütün takımlarımız ön eleme maçları oynamak zorunda kalacaklar...

Dileğimiz Başakşehir’in geçen seneki başarısını tekrarlaması ve yüksek puan getirmesi, Yiğidolar’ın da gidebileceği yere kadar gidip Sivas ve Türkiye’nin yeni gururu olması...

Tabii 8. Hollanda ve 9.Ukrayna’ya geçildikten sonra yeni rakiplerimiz, Avusturya ve Yunanistan. Bu seneki sonuçlara göre onların da gerisinde kalabiliriz.

BEŞİKTAŞ HALA EN İYİSİ

2016 ve 2017’de Şampiyonlar Ligi’nde toplanan rekor puanlar ve UEFA’da alınan seri galibiyetlerle Türk futbolunun en başarılı takımı Beşiktaş, 3 yıldır yaşadığı hayalkırıklığına rağmen hala en başarılı Türk takımı.

134 bin puanlı Real Madrid’in ilk sırada olduğu kulüplerde Beşiktaş, 53 bin puanla 26. sırada. 31 bin puanlı F.Bahçe, 49 ., 23.500’le G.Saray 64., 17.500’le Başakşehir 83. son yılların hayaleti Trabzonspor da 6.600 puanla 171.

Beşiktaş bir Şampiyonlar Ligi başarısıyla zirvede yeralırken, en çok Şampiyonlar Ligi’ne katılan ve büyük avantaja sahip olmasına rağmen son 32 maçta sadece 2 galibiyet G.Saray geriledikçe geriledi. Başakşehir’in, bir yıldaki başarısı, sıralamada yerini almasına yetti.

Şimdi, zamanı kullanma ve prestiji kurtarma dönemindeyiz. Takımlarımızın artık gerçekçi ve  kalıcı  bir yapılanmaya ihtiyacı var. Gerçek yerimiz burası değildir.

İYİ Kİ MİLLİ TAKIM VAR

Şimdi gözler Milli Takım’da. Lige ara verildi. Milli Takım’ımız, yarın akşam Köln’de Almanya’yla özel bir maç oynuyor. Sonra Avrupa Uluslar Kupası’nda, pazar Moskova’da Rusya’yla, İstanbul’da Sırbistan rövanş maçları var.

Futbolumuzdaki gerilemeden bir zamanlar, en çok etkilenen ve  FİFA’da,  60. sıralara kadar inen Milli Takım, Şenol Güneş’le yeniden ve hızla yükseliş sürecinde.

Bugün 29. sırada. İnşallah, hem Avrupa Şampiyonası finallerinde, hem de Dünya Kupası elemelerinde, eğer katılmayı başarırsa da Katar’daki finallerinde inşallah yeniden eski yakaladığı zirveyi görecektir diye beklentimiz var.

Hatırlanacağı gibi, 2002 Dünya Kupası’nda üçüncü olan ve 2003 Konfederasyon Kupası’nda da üstelik Brezilya’yı da eleyip üçüncülük başarısını tekrarlayan Türkiye, en yüksek dereceye o zaman ulaşmış ve FİFA sıralamasında 5’e yükselmişti.

İşte biz Türk futbolunun gerçek yerinin dünyada da,  Avrupa’da da ilk 5’ler olması gerektiğini düşünüyoruz. Yoksa, “Ne olacak Türk futbolunun hali?” diye sorar dururuz...

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.