Benim nezdimde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) otoriteryen bir sistemdir ve toplumumuzun uzun vadeli çıkarlarına aykırıdır; alternatifi de, bu sistemi başka bir şahısla sürdürmek değildir; velev ki bu şahıs bizzat ben olayım, fark etmez; karşıyım.
Sayın Mansur Yavaş’ın (MY) müsamahasına sığınarak, MY’nin CB adayı gösterilme ve seçimi kazanma süreçlerini atlayarak doğrudan Cumhurbaşkanlığı yapacağı döneminin dinamikleri üzerinde düşüneceğiz.
Varsayalım ki Sayın MY aday gösterildi ve cumhurbaşkanı (CB) seçildi.
Sonraki adımlar ne olacak?
Sayın Kılıçdaroğlu KARAR TV’ye verdiği röportajda, seçilecek Cumhurbaşkanının, tıpkı parlamenter sistemdeki Cumhurbaşkanı gibi sembolik görevleri yürüteceğini ve “Altılı Masa”nın beş yıl boyunca gerçek bir Bakanlar Kurulu gibi çalışacağını beyan etmişti.
Yani Sayın MY 12 Eylül 1980 öncesi dönemin sembolik Cumhurbaşkanları olan Fahri Korutürk ve Cevdet Sunay’ın yürüttüğü rolü oynayacak, altılı masadaki parti başkanları da “başbakansız bir bakanlar kurulu”nu oluşturacaklar.
Ortaya, vatandaşın anlamakta zorlanabileceği bir iktidar fotoğrafı çıkacağı kesin.
Doğrusu, “Cumhur İttifakı muhalifi parti ve zümrelerin ne istemedikleri”ni biliniyor fakat “ne istedikleri” henüz tam olarak bilinmiyor.
Acaba altı parti başkanı ve seçilmiş CB, hep beraber, henüz taslak metnini bile görmediğimiz “güçlendirilmiş bir parlamenter sistem”i kurup çalıştırabilir mi?
Devam edelim.
Acaba CHS’nin, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a (RTE) verdiği yetkilerin aynısı ve tamamı, seçilmiş CB Sayın MY’a da verilmesine rağmen; Sayın MY, uslu bir sınıf başkanı gibi, icraatın tamamını “Altılı Masa”nın iradesine terk eder mi?
Her dediklerini yapar mı?
Yapmasının bir garantisi var mı?
Başlangıçta, “söz dinleyen bir CB” olacağına dair, Sayın MY’den bir taahhütname mi alınacak? Varsayalım ki alındı, bu taahhütnamenin bir geçerliliği var mı?
Yazılan ve kamuoyuna açıklanan taahhütler ve sözler tutulmazsa yaptırım mı uygulanacak?
Sayın MY’a yaptırım gücü olan borç senedi mi imzalatılacak?
Ya da Sayın MY bu tip rencide edici talepleri kabul edecek mi?
Diyelim ki Sayın MY gençlerin dediği gibi hiçbir “arıza” çıkarmadığı gibi “Altılı Masa”nın üzerinde ittifak ettiği her talimata uydu.
Seçilmemiş parti başkanlarının, seçilmiş CB’ye talimat vermesi demokratik bir sistemde makul olur mu?
Bu sorular şimdilik cevapsız kalsın.
Peki, “Altılı Masa” kendi arasında ittifak edemezse ne olacak?
Partiler arasında ittifak olmadığı durumlarda, Sayın MY ne yapar?
Çoğunluğun iradesine mi uyar?
Peki, “çoğunluk” nedir, parti sayısı mı, sahip olunan milletvekili sayısı mı?
Sorumlu ve seçilmiş cumhurbaşkanı olarak Sayın MY, partiler arasında uzlaşma olmadığı durumlarda kargaşa çıkmasın diye hiç sormadan kendi inandıklarını uygulamaya geçebilir mi?
Diyelim ki geçti, partilerin buna tepkisi ne olur?
Ya da Sayın MY “Altılı Masa”nın ihtilaf ve rekabetinden bıkarak, Tunus Cumhurbaşkanı gibi tüm icraatı kendine bağlayabilir mi?
Bu durumda uygulayacağı politikalar seçildiği parti CHP’ye mi, aidiyet hissettiği İYİ Parti’ye mi veya daha makul olabilecek diğer partilere mi yakın olur.
İcraattaki tek yetkili olmasını, “Altılı Masa” partileri sineye çeker mi?
Varsayalım ki kabullendiler, Sayın MY, tüm icraatı, tıpkı selefi RTE gibi tek başına kullanmaya kalkarsa, acaba temel politikaları ne olur?
Acaba CHP’nin dünya görüşüne göre mi yoksa gönülden bağlı olduğu ülkücü dünya görüşüne göre mi davranır?
Ülkücülük bir his, neredeyse bütün partilerde “eski ülkücü” olduğunu söyleyen insanlar var ve muhtemelen her partinin ülkücüsünün, diğer partilerdeki ülkücülerden farkı var; acaba Sayın MY nasıl bir ülkücüdür?
Sayın MY tanınmak için bir çaba harcamıyor o yüzden onu yakından tanımıyor ve bu soruların cevabını bilmiyoruz.
Acaba sorularımızı Sayın MY’nin yerine, Sayın Ekrem İmamoğlu’nun seçilme ihtimaline yöneltsek çok şey değişir mi?
İnanıyorum ki geniş halk yığınları, otoriter yönetimleri tercih etmez, amenna; fakat kargaşayı ve zayıf yönetimleri de tercih etmez. Asla etmez.
Hem kargaşanın hem de otoriterliğin ilacı olabilecek stratejiler üzerinde sükûnetle düşünme zamanı.