Katılım bankalarında zarara katılma oranları

Mehmet Ali Verçin

MADDE 5 – (1) Katılma hesaplarında toplanan fonların işletilmesi sonucu doğacak kâra katılma oranı, katılım bankaları ile hesap sahibi arasında düzenlenecek sözleşmeyle serbestçe belirlenir. (2) Katılma hesaplarında oluşacak zarar hesap sahibine aittir. Katılım bankalarının kendi kasıt, kusur ve ihmal halleri dışında oluşacak zarara katılması zorunlu değildir.” (Kaynak, 10 Şubat 2020 tarihli Resmi Gazete)

Örnek: “vade 3 ay ve oluşacak kârın %80’i fon sahibine ve %20’si de bankaya” gibi.

Peki, kullandırılan fonlar “batarsa” ne olur?

Mevcut mevzuata göre katılım bankaları kârdan alacakları payın yarısı tutarında, örneğimizde %10 zarara katılırlar.

Resmi Gazetede yayınlanan tebliğden alıntıladığım madde, katılım bankalarına, “zarara katılmama serbestisi” tanıyor.

Aslında kendinden emin olmayan ve çok mütereddit bir değişiklik olmuş. Mealen deniyor ki: Banka kendi emeğini koyuyor, fon sahipleri de parasını. Eğer kar oluşursa, başlangıçta yapılan anlaşma esaslarına göre herkes kendi payını alır. Ancak zarar oluşursa emek sahibi, yani banka, bu zarara katılmayabilir.

Niçin?

Çünkü Emek Sermaye ortaklığı, yani MUDAREBE, dediğimiz “İslami Finansman Yöntemi”nde emeğini ortaya koyan zarardan sorumlu olamaz.

Gerçekten de “geçmiş uygulamalar” bu görüşü destekliyor. Geçmişte güçlü sermaye sahiplerinin emek sahiplerini sömürmemesi ve sermayesi olmayan emek sahiplerini, altından kalkamayacakları sorumluluklar altına sokamamaları için böyle bir kural geliştirilmiş olmalıdır.

Emek sahibi, yani MUDARİP olarak katılım bankaları ile geçmişte gerçekten emeğiyle ortaklık yapan “Şahıs Mudarip”lerin işlevsel benzerlikleri var.

Fakat geriye kalan diğer bütün nitelikler farklılaşmış, hatta ters yüz edilmiş durumdadır.

Geçmişte sermaye sahipleri çok güçlü, Mudaripler zayıftı; şimdi katılım bankaları Mudarip olarak çok güçlü fakat küçük sermaye sahipleri korunmaya muhtaçlar. (BDDK’nın düzenleme ve denetlemeleri ile ticaret bakanlığının tüketiciyi koruma kanunları bunun için var.)

Şahıs Mudarip’in, işlerin yönetilmesi esnasında, yaptığı harcamalar ortaklığın masrafıyken; katılım bankaları kendi sermayelerinden binalar kiralıyor, eleman istihdam ediyor ve sayısız masrafa katlanıyor.

Zaman değişti, şartlar değişti ve tarafların niteliği değişti. İslam iktisat tarihinde bugünkü katılım (İslami ) bankaları benzeri kurumlar hiç olmadı. Hatta Anonim Şirketler bile olmadı.

Hala İslam Hukuku çalışan bazı araştırmacılar, geçmişte ataların yaptığı gibi, İslam hukukunun sermaye şirketlerini (anonim şirket) meşru mu gayrimeşru mu addetmesi gerektiği konusunda, normlardan çıkarımlar yapmakta zorlanıyorlar.

Aslında katılım bankaları, bir bakıma bir modern zamanlar içtihadıdır. Bu tartışma şimdilik kenarda dursun ve konumuza dönelim.

SONUÇ OLARAK

Bu düzenlemenin isabeti şüphelidir. Çünkü katılım bankalarına yatırılan kâr ve zarara katılma hesaplarına ilaveten öz kaynaklar(%9), vadesiz katılım fonları (%25), sendikasyon ve ihraç edilen SUKUK’lardan gelen borç niteliğinde fonlar da (%16) var.*

Görüldüğü gibi bankaların elinde niteliği farklı iki fon kaynağı var. Banka kendi kaynaklarından kredi verirse, risk ağırlığı %70 ve zarara katılma oranı %100, kar ve zarara katılma kaynağından kredi verirse risk ağırlığı aynı fakat riskin tamamı fon sahiplerine ait.

Katılım bankalarının her hal ve şart altında, bu alanları yönetirken objektif, adil ve dengeli olması mümkün olmayabilir.

Zararı paylaşma bakımından mevcut (eski) düzenlemenin daha dengeli ve adil olduğuna aşikâr. Bu kanun sayesinde “banka karlılığı” artabilir fakat katılma hesaplarına dağıtılacak daha düşük kar yüzünden müşteri memnuniyetsizliği daha da derinleşecektir.

Mevduat bankalarıyla aynı kanuna tabi olan, benzer biçimde yapılandırılan ve mevduat bankaları gibi işletilen katılım bankalarının daha köklü sorunları var. Mevcut halleriyle daha fazla büyümeleri ve ekonomide fark edilebilir etkiler oluşturmaları çok zor. Ancak içerdikleri “iyilik” potansiyelleri ve vaatleri çok yüksek. Değineceğiz.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (10)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.