Kangrene dönüşmüş üretim yetersizliği sorunu ve ÜFE’deki artışlar

Mehmet Ali Verçin

Küresel ölçekte emtia fiyatlarında meydana gelen artışlar bütün ülkelerde üretici fiyatlarının ve ardından enflasyonun artmasına yol açtı. Türkiye net bir ara malı ithalatçısı ve sanayi ürünleri üretim kapasitesi (yurtiçinde tüketilen her 100 birimlik sanayi ürününün sadece %34’ü yurtiçinde üretilmektedir) sınırlı olduğu için daha fazla zarar göreceği kesindir.

Hükümet, gerekenleri tam olarak yapmadan, hem TÜFE’nin (%16,59) hem de ÜFE’nin (%38,33) düşmesini umuyor fakat bu beklentilerin, kısa vade de gerçekleşmesi çok zor.

Çünkü çok amaçlı “mahcup para politikası ve bileşenleri” bu defa kur, enflasyon ve faiz düşürme işlevini yerine getiremiyor, acaba neden?

ÜFE DÜŞMEDEN TÜFE DÜŞER Mİ?

Üretici kimdir?

Bağlamımızda, üretici, yurtiçi ve yurtdışında tüketilmesi için üretim yapandır.

Yurtdışındaki üreticiler bizim için iki tür mal üretirler, yatırım ve tüketim için mamul mallar ile işlenerek mamul mala dönüşebilecek ara mallar.

İthal edilen mamul malların CIF bedeli (mal bedeli+nakliye sigortası+yurtdışı nakliye) ithal mamul malların üretici fiyatlarını oluşturur.

Bu fiyatlara (varsa) gümrük vergileri+aracı kârları+ (varsa) ÖTV+KDV‘yi eklediğimizde de, tüketici fiyatlarını elde ederiz.

TÜİK’in “son sekiz yıllık veri” ortalamasına göre 33 M $’ı yatırım ve 27 M$’ı da tüketim malı olmak üzere, her yıl 60 M$’lık mamul sanayi malı ve 166 M $’lık da ara malı ithal etmekteyiz.

Türkiye’nin son beş yıllık GSYH ortalaması 793 milyar dolar ve imalat sanayinin de payı %18,1’dir.

Bu durumda Türkiye imalat sanayinin ürettiği katma değer 144 M $ olmaktadır.

Yani ithal edilen 166 M $’lık ara mal işlenerek, bir bakıma, bu malların değerine 144 milyar $ değer eklenmektedir.

ÖZET

İthal edilen “Mamul Mal” 60 M $ ve “Ara Mal” 166 M $’dır; yurtiçi İmalat Sanayinin Katma Değeri de 144 M $’dır.

Böylece, Türkiye’nin ithal ettiği ve ürettiği sanayi ürünlerinin toplam değeri 60+166+144=370 M $ olmaktadır. (gümrük vergileri hariç)

Türkiye’deki toplam üretimin vergi ve kâr öncesi değeri, ithal edilen 166 M $’lık ara mallara 144 M $’lık milyar katma değer eklenmesiyle oluşur: 166+144=310 M $

310 M $ içinde ithalatın payı %56 (166/310) ve yurtiçinin %44 (144/310)’tür.

Bu 310 M $’lık ürünün 153 M $’lık kısmı ihraç ediliyor ve geriye kalan,157 M $’lık kısmı yurtiçinde tüketiliyor.

Türkiye’nin 165 M$’lık ihracatı içinde hammadde ve işlenmemiş gıdanın payı da 12 M $’dır.

Soru: İhraç edilen ürünlerde mi yoksa iç pazarda tüketilen ürünlerde mi ithal girdi payı daha yüksektir sorusu mu anlamlı yoksa “kronik üretim yetersizliği”nin akıbetini soruşturmak mı?

ÜFE VE TÜFE ARASINDAKİ NİTELİK FARKLARI

TÜFE’nin %30’u hizmetlerden oluşurken ÜFE’de hizmet fiyatları yoktur, TÜFE vergili fiyatlarla hesaplanırken ÜFE vergisiz. Buna benzer farklılıklar yüzünden ÜFE’deki fiyat artışları, kısa vadede TÜFE’ye yansımamaktadır.

Mesela arabalar motor hacmi ve fiyatlara göre, telefonlar fiyatlarına göre; akaryakıt ürünleriyse eşel mobil’e göre vs. gibi esnek vergilemeler uygulanabilmektedir.

İlaveten, şimdiye kadar analiz ettiğimiz veriler, imalat sanayi ürünleri hakkındaydı. ÜFE’de %30 paya sahip olan işlenmemiş tarımsal ürünler (%20) ile madencilik ve elektrik(%10) faaliyetleri bu analize doğrudan dâhil edilmemiştir.

Fakat uzun vadede paralellik oranı çok yüksektir. Mesela, 2006-2020 tarihleri arasındaki 15 yılda, ortalama ÜFE %11 ve TÜFE’de %10’artmıştır.

BEKLENTİLERİN FİYATLARA ETKİSİ

Yurtiçi imalat sanayinin fiyatları, gelecekle ilgili beklentilerden etkilenir. Bu beklentiler olumluysa yurtiçinde üretilen ürünlerin ÜFE’si, döviz kurlarındaki artıştan daha az; beklentiler olumsuzsa daha yüksek oranda etkilenir.

Emtia fiyatları ve kurlar artıyorken ve yurtiçinde tüketilen sanayi ürünleri içinde ithal ürünler payı %66’ysa,ÜFE ve ardışık olarak TÜFE ve elbette faizler düşürülemez.

Var olan üretim yetersizliği, dış borç, cari açık, işsizlik vs. gibi sorunlara, ÜFE kaynaklı olumsuzluklarda eklenince; ekonomi, çok boyutlu bir yıkıma maruz kalabilir; kalacak; hükümet hariç her düşünen kaygılı; kaygılanmalıyız.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.