TÜİK Temmuz’da aylık enflasyon %3,23 ve yıllık enflasyonu da %61,78 olarak açıkladı.
Enflasyonun düşmesi için “temel yaklaşımlar”, alınan bazı tedbirlerin etkisi ve yorumu:
1)TCMB faiz oranları, önümüzdeki orta ve uzun vadeli perspektifte tahmin edilen bütün faiz oranlarından daha yüksek olmalıdır.
Öyle görünüyor ki enflasyon 2025’in ilk çeyreğinden itibaren önce %50’nin altına, ardından da tek haneye düşecek, en geç on çeyrek sonra; muhtemelen.
2)Kredi büyümesinin düşük kalması sağlanmalıdır; son zamanlarda bankalar verdikleri krediler karşılığında her ay yaklaşık olarak %5 civarında faiz alıyorlar fakat kredi artış oranı %2’yi geçemiyor; yasak.
Örneklendirecek olursak, bankalar müşterilerinden 105 TL tahsil ediyor fakat dönüp onlara en çok 102 TL kredi verebiliyor.
3)Kurlar enflasyonun altında bir oranda artmalıdır. Bakalım: Mart seçimlerinden sonra kurlar sabitlendi dense, yeridir. Mart-Temmuz döneminde dolar %2,5 (33,14 - 32,34) değer kazanırken enflasyon da bu dört ayda %11,94 artmış; daha ne olsun.
4)Bütün çalışanlara zam yapılmasını “tetikleyebilecek bir gelişme” olmamalıdır. Türkiye’de bu etkiyi sadece asgari ücret yapabilir; artırılmadı.
Denilecektir ki kamu kendi çalışanlarına %25 ve bazı özel sektör firmaları da %10-25 oranlarında zam yaptı; doğrudur fakat bu zamlar mevcut fiyatlamalara dâhildi.
5) Kamu büyük bütçe açıkları vermemelidir; gerçekten de vermiyor, deprem ödeneklerine rağmen bütçe açığı öngörülenden daha iyi gidiyor.
6) Özerk, yetkin ve kredibilitesi olan bir merkez bankası yönetimi olmalıdır; TCMB’ye olan İnanılırlık ve güvenilirlik her geçen gün artıyor. Bunu da on yıllık Hazine tahvili faiz oranı ve CDS oranlarından anlayabiliyoruz.
Yukarıdaki altı maddeyi destekleyen ve “irrasyonelin finansal işlemlerin” sahadan temizlenmesi niteliğinde olan başka etkili tedbirler de alındı.
1) Kredi faiz oranlarının, mevduat faiz oranlarından en az üç-beş puan daha yüksek olması,
2)Kısa vadeli mevduat faizlerinin TCMB faiz oranlarından biraz daha yüksek ve uzun vadeli mevduatın da daha düşük olması gibi,
3)Kredi faiz oranlarının, beklenen enflasyon oranından daha yüksek olması gibi,
4)Kur artış oranlarının, beklenen/hedeflenen enflasyon oranından mutlaka daha düşük olması gibi ve
5)TL’nin değerlenmesiyle ithalatın ucuzlayarak artması ve ihracatın duraklaması (çünkü ithalat dezenflanyonist ihracat enflasyonisttir) gibi, vs. vs.
Enflasyonla mücadele konusunda, öyle görünüyor ki bilinen ve üzerinde ittifak edilen bilimsel ve deneysel bilgi birikimi büyük ölçüde seferber edilmiş.
ENFLASYON NİÇİN DÜŞMÜYOR?
Doğrusu alınması gereken her tedbirin alındığına ve enflasyonun gecikmeli de olsa düşeceğine iktisatçıların büyük çoğunluğu inanıyor.
Biz yine de, düşmemenin sebepleri sıralayalım:
1) Ekonomi yüksek oranlarda büyümeye devam ediyor.
2) Bütçe gelir ve giderleri %100 oranında artıyor.
3)2022 ve 2023 yıllarında şirketler, eşi benzeri görülmemiş oran ve miktarlarda kâr elde ettiler; bu kârlarla hem yatırımlarını artırdılar, hem banka kredilerini azalttılar hem de nakitlerini artırdılar. İşlerin daraldığı bir ortamda, çoğunun banka kredilerine ihtiyaçları olmayabilir.
4)Sanıldığının aksine son iki yılda çalışanların ücretlerinde ciddi bir yükseliş yaşandı; ücret artışları kesin olarak enflasyonisttir çünkü çalışanlar aldıkları paranın neredeyse tümünü harcarlar hatta ücret artışları onları kredi almaya da teşvik eder ve alırlar çünkü ücretlilerin ücreti hiçbir zaman onlara yetmez.
5) Kamu, yönetilen yönlendirilen ürünlere zam yapmaktan vaz geçmiyor; su, elektrik ve doğalgaz gibi.
6) TCMB’nin kredibilitesi artıyorsa da siyasilerin kredibilitesi yerinde sayıyor.
Örnek: Yukarıda alınan tedbirlerin bir çıktısı olarak, Türkiye’de de işsizliğin artması, büyümenin düşmesi ve sorunlu banka kredilerinin artması beklenir.
Fakat Sayın Şimşek en son TÜSİAD konuşmasında yüksek büyüme oranları ve düşen işsizlik konusunda adeta övündü; yüksek büyüme ve istihdam, siyasetçilerin ebedi rüyasıdır, gerçekleşince tadını çıkarmadan duramazlar.
7) Fiyatlama davranışlarında bozulma devam ediyor; satışları azalan bir pastanenin, sürümden kazanmak için fiyatları düşürmesi beklenirken, karlılığını korumak için fiyatlarını artırıyor. Büyük şirketler de yüksek karlılığa alıştıkları için fiyat indirimlerine gitmeksizin karlılıklarını korumaya çalışıyorlar, vs. vs. vs.
Daha fazla uzatmadan şunu söyleyebilirim: Zıt yönlü iktisadi aktivitelerin bileşkesi, henüz enflasyonun yükseliş momentumunu anlamlı oranlarda düşüremiyor fakat 2025 yılında düşürecek.