Enflasyon mazideki bir hatıraya dönüşecekmiş

Mehmet Ali Verçin

Sayın Erdoğan, “tüm dünyada, faiz artırılarak enflasyonun düşürüleceğini artık kimse inanmıyor” diyor ve bu iddiasına delil olarak da Rusya’yı ve şahit olarak da Putin’i gösteriyor.

Bu iddianın, delil ve şahidi olarak gösterilen Rusya’nın, savaştan önce enflasyon tehlikesine karşı her zaman ve kesinlikle faizleri yükselttiğini biliyoruz. Hatta Putin, “eğer faizleri artırmasak, Türkiye gibi oluruz” diye vatandaşlarını korkuturdu.

Savaş ortamında alınan düşük faiz ve ardından oluşan yüksek enflasyonun, ekonomi üzerinde savaşın yıkımları kadar ağır yıkımlar oluşturduğunu herkes biliyor.

Sayın Erdoğan İTO’daki aynı konuşmada, “enflasyonu, geçmişte tek haneye kendilerinin indirdiğini ve yine indirebileceklerini” iddia etti.

Bugün sahip olduğu zihniyeti değiştirmedikçe, Ak Parti bin yıl daha iktidarda kalsa, enflasyonu asla tek haneli bir seviyeye indiremeyecektir.

Devamla enflasyonun önümüzdeki yılın Şubat veya Mart ayında ineceğini müjdeliyor.

İşte bu iddianın doğruluk payı vardır.

Enflasyon 2023’ün ilk çeyreğinden itibaren düşecektir. Peki, enflasyon, tek haneye düşmeyecekse %20’li seviyelere düşebilir mi?

Hayır, %20’lere de düşemez.

Değerlendirdiğim gelişme ve olgular ile yaptığım ölçümlere dayalı olarak enflasyonun, iyimser bir tahminle %40’lara kadar inebileceği ihtimalini hesapladım.

Enflasyonun oranının düşmesi demek fiyatların düşmesi demek değildir. Enflasyonun düşmesi demek enflasyon artış hızının düşmesi demektir.

Yani bugün yüz TL olan bir mal demeti önümüzdeki yıl %80 yerine %40 oranında artacaktır.

Bu nasıl mümkün olacak?

Enflasyon oranının düşmesinin pek çok gerekçesi var fakat biz en az dört tanesini irdeleyelim.

1)Geçen yıl enflasyon oranı Aralık ayından itibaren çok yüksekti. Aralıkta %13,58, Ocak’ta %11, Şubat’ta %4,81, Mart’ta %5,46 ve Nisan’da %7,25.

Bu aylık enflasyon oranları önümüzdeki dönemde ortalama %3’e artsa, enflasyon artış hızı en az 33 puan düşebilir.

2)Küresel düzeyde hammadde ve ara mal fiyatları hızla düşmeye devam ediyor; bazı ürünlerde fiyatlar çıktıkları zirvenin neredeyse yarısına indi.

Türk firmaları geçmiş dönemde “fiyatların yükselmesi ve/veya malsız kalma ihtimaline” binaen depolarını tıka basa mal doldurdular. Pek çok sektörde üç ay ithalat yapılmasa bile depolardaki mallarla üretimini sürdürecek firmalar vardır.

İthalat artış oranı da Eylül ayından itibaren fark edilir ölçüde azalacaktır.

3)Bankaların kredi verme iştahı kalmadı desek yeridir. Kredi olmadan iktisadi faaliyetlerin yani yatırım ve tüketim harcamalarının artma ihtimali yoktur. Kredi yoksa gerçek ve tüzel kişiler borçlarını ve yatırımlarını ellerindeki varlıkları satarak temin etmeye çalışırlar.

Sonuçta ithalatçıların döviz talebi de düşecektir çünkü mal stoklama zararları oluştuğu için stoklama amaçlı mal alımları artmayacak tam tersine azalacaktır.

4)Seçim yılı olması dolaysıyla yönetilen/yönlendirilen mal ve hizmet fiyatlarına yapılacak zamlar ya minimum düzeyde tutulacak ya da hiç zam yapılmayacaktır.

Bu sayede enflasyon oranı %40’lara kadar düşebilir.

Hükümet, 15 yıl üst üste ortalama olarak %8 olarak gerçekleşen enflasyonu önce %80’e çıkarıp, sonra da bunu %40’lara düşürme başarısı göstereceği için teşekkür ve takdir bekliyor.

Sayın Erdoğan bu başarısı için çok istiyorsa Sayın Nebati’ye bir takdir ve teşekkür plaketi versin fakat pahalılığın artış hızı, geçici olarak, bir süre düşeceği için vatandaştan takdir ve teşekkür beklemeye hakkı olduğuna inanmıyorum

Orta Vadeli Programındaki bazı rakamlara baktığımızda, hükümetin, abartılı harcamalar yapacağını da görebiliyoruz.

Bu harcamalara, muhtemelen yılbaşındaki maaş ve ücret zamlarıyla başlanacak ve Mart’tan itibaren de para harcanabilecek her alanda, akla hayale gelmedik ölçülerde para harcanacak.

Sonuçta, yukarıdaki gerekçelerle, geçici bir dönem için düşecek enflasyon oranı, daha sonra coşacak harcamalarla inanılmaz oranlara sıçrayacaktır.

Sayın Erdoğan alacakları önlemlerle enflasyonu “mazideki bir hatıra”ya çevirmekte kararlı olduklarını söylüyor.

Belki de, ekonomiyle ilgili analizini değiştirmediği için mazideki bir hatıraya dönecek olgu bu zihniyettir; yaşayıp göreceğiz.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.