Bir bankacı arkadaşımdan rica ettim. Altın yatırımcısı küçük bir müşteri grubuna, tek sorusu olan dört seçenekli bir anket yaptı.
Bu soru 1.675 $ ve üzeri fiyatla altın satın almış olan müşterilere soruldu. Soru: “1.700 $’dan aldığınız altını % kaç yükselirse satarsınız?” Dört seçenekli ankette, insanların %20’si, %10 kâra; %30’u %20 kâra; %40’ı %30 kâra ve %10’u da daha yüksek kâra ulaşınca altınlarını satabilirlermiş.
Bu eğilim oranlarının, dünyanın her yerinde ve her zaman aynı şekilde uygulandığını varsayalım.
Bugün dünyada para arzı arttığı için pek çok analist, altının ons fiyatının orta vadede 2.200 $’a kadar yükselebileceğini tahmin ediyor.
Soru: Peki, madem çoğunluk 2.200 $ diyor niçin 1.750 $’ı aşamıyor?
ALTININ ONSU 1.750 DOLARI NE ZAMAN AŞACAK?
Benim cevabım yukarıdaki anketin cevaplarında gizli: Çünkü 1.250 -1.500 dolar bandında altın alan yatırımcılar, fiyatlar yükseldikçe altınlarını satmaktadırlar. Bugün bu 1.250 – 1.500 bandında altın alıp 1.750 $’a satanlar, dolar olarak, en az %16 ve en çok %40 kâr realize etmiş oldular.
Bilhassa, Çin, Hindistan ve Arap dünyasının bireysel altın yatırımcılarının önemli bir kısmı, altın fiyatları 1.750 $’a yaklaşınca, yığınsal olarak satışa geçiyorlar ve fiyatlar duraksıyor.
Şimdi iki süreç birlikte işliyor, bir tarafta 1.500 doların altında bir fiyatla altın alanların büyük bir kısmı satıyorlarken; diğer tarafta fiyatı 2.200 $’a yükselecek diyenler 1.750 $’ın altında maliyetlerle altın topluyorlar.
Altın fiyatlarının ivmelenerek yükselebilmesi için 1250 -1.500 bandında altın almış olanların satışlarını tamamlamaları veya algılarını değiştirmeleri beklenecektir.
Kurumsal yatırımcılar şimdiye kadar altın için henüz devreye girmediler. Mesela son yılların en iyi altın müşterilerinden biri olan Türkiye, istese de alım yapamaz; bu işten çok iyi para kazandı fakat kaynakları müsait değil artık.
Belki bazı merkez bankaları ve büyük fonlar altın alımı işine girişebilirler fakat zamanını tahmin etmek çok zor.
Fiyat denilen olgu çift yönlü bir mekanizmadır; düşer de, yükselir de. Şu anda her düşüşü, fırsat gören çok geniş bir yatırımcı kesimi oluştu. Fakat analizin çıkarımları iki yılda gerçekleşebileceği gibi on yıla da yayılabilir.
HÜKÜMETE TAVSİYEM
Önümüzdeki dönemde vatandaşın döviz ve altın alabileceği parası olacak çünkü TCMB para bastı ve kaydi para arttı. Eğer hükümet BSMV ve diğer kısıtlarla yatırımcıları sıkıştırırsa, tedirgin vatandaş fiyatına bakmadan döviz ve altın alır ve kasasına kilitler. Vatandaşın kararlılığı küçümsenmemeli.
Hükümete Önerimin Mekanizması: TCMB’de 35 Milyar dolarlık altın var. TCMB bu altını, bankalar vasıtasıyla vatandaşa satar. Bu işlemle banka hesaplarına yatacak olan altınlar, TCMB’ye, zorunlu karşılık veya ROM veya SWAP yollarıyla geri döner; bunun karşılığında TCMB, altın satışıyla piyasadan çektiği TL veya döviz mevduatları bankalara bu mekanizmalarla iade eder.
Sonuçta Türkiye için TCMB değil, kişiler döviz rezervi biriktirmiş olur.
Vatandaş, banka, İstanbul Altın Borsası(İAB) ve TCMB arasında oluşacak kapalı devre mekanizma iç döviz talebini de dengeleyebilir. Bu sayede dövizin bir kısmı altına dönecektir.
Önerdiğim mekanizma uygulanırsa, bugünün Türkiye’si için gökte ararken yerde bulunan bir ödül gibidir.
Aşırı işlem hacmi, döviz fiyatlarını artırır; fakat altın yatırımcı, isterse günde yüz defa altın alıp satsın altının dolar cinsinden fiyatları değişmez.
Altına uygulanan valör ve BSMV vergisi derhal iptal edilmeli veya dövize aktarılmalıdır.
Hem hükümetin hem ülkenin hem de vatandaşın lehine olan önerimin tersini iddia eden veya yanlışlayan bir rapor veya analiz varsa okuyup öğrenmek isterim.
TCMB’nin kamu bankaları aracılığıyla döviz sattırması ne kadar “yanlışsa”; bugünün şartlarında, altın satması da aynı derecede “doğrudur.”
Not: Bu yazıdaki mekanizma hükümete tavsiye niteliğindedir fakat yatırımcılar için bir “yatırım tavsiyesi” değildir. Yazının amacı yatırımcılara ve hükümete ilave bir bakış açısı sunmaktır. Yazarın hiç altın yatırımı yok ve olmadı.