Hükümet, verileri niçin gizliyor bilmiyorum fakat bilgi kırıntılarından 1915 Çanakkale Köprüsü hakkında detektiflik yöntemiyle analize devam ediyorum.
Dörtlü Konsorsiyum (yani Limak, Yapı Merkezi ve iki Kore firması kısaca 4K) sözcülerinin verdiği bilgilerden projenin 3,165 milyar euroya tamamlandığını öğrenmiştik, önceki yazıda.
Soru: Acaba 4K’ya ne kadar gelir taahhüt edilmiş ya da 4K bu projeden ne kazanacak?
Resmi açıklama: “Firmanın burayı işletme süresi yaklaşık 11 yıldır. Verilen günlük araç geçiş garantisi 45.000 adet ve geçiş ücreti de 15 euro...”
Günlük: (45.000*15 euro) 675.000 euro
Yıllık: (675.000 euro*365) 246.375.000 euro
Toplam: (246.375.000 euro*11 yıl) 2.710.125.000 euro.
Şaşırıyoruz.
Maliyetin 3.165.000.000 euro olduğu bir yerde, iş, 2.710.125.000 euroya yapılır mı?
Detektiflik yöntemimiz, hesapları tutturamadı.
Acaba niçin?
En az iki sebebi olabilir.
Birincisi araç derken sadece otomobil kastedilmiyor olabilir. Mesela otomobil 200 TL’ye geçebiliyorken, kamyon 500 TL ve TIR 950 TL’ye geçebiliyor.
Yüksek fiyatla geçen araçlar, hesaba, acaba hangi yöntemle dâhil edilmiş?
Bilmiyoruz.
Hesabın tutmamasının ikinci sebebi de “88 Km Otoban” için ayrı bir ücret alınmasıdır.
Otomobil için 200 TL olan köprü geçiş ücretine ilaveten, 72,5 TL de otoban ücreti alınmaktadır. Bu rakam TIR’lar için 231 TL’dir.
Hesapladım, yine hesap tutmuyor.
4K’NIN KÂRI
Sağ olsun Yeni Şafak gazetesi nereden duymuşsa duymuş ve rakamı yazmış: Yıllık garanti edilen gelir 360 milyon euro.
Hemen hesaplıyoruz: (11*360 =) 3,960 milyar euro.
Sanki makul gibi, şimdilik ikna olalım.
(Önceki yazımda, bu yatırımın Devlet tarafından yapılması halinde, maliyetin 6,420 milyar euroya çıkacağını hatırlayalım lütfen)
Peki, 4K aldığı kredinin ilk taksitini 6. yılın sonundan başlayarak 11 taksitte geri ödeyecekse ve taksit tutarı da 360 milyon euro olacaksa; yıllık faiz acaba % kaç olur? Cevap: %5,3
Bu hesaba göre, 4K, 900 milyon euro özkaynak koymuş olmasına rağmen hiç para kazanmıyor; gelen gelirlerin tamamı sadece kredi taksitlerine yetiyor; peki, bu makul mü?
Değil çünkü 4K devlete bu iş yapacağına, 900 milyon euroyu Hazine’nin çıkardığı Eurobond’lara yüzde 6 faizle 15 yıllığına bağlasaydı; en az 810 milyon euro kazanırdı.
Demek ki 4K’nın kârı bu rakamdan daha yüksek olmalı.
Acaba firmanın başka bir kârı olabilir mi?
Galiba 3,165 milyar euroya KDV dâhildir ve bu KDV, kesilecek faturalarla gelecek yıllarda indirim (iade) konusu yapılacaktır.
Bu KDV stokunun değeri enflasyonla aşınacağı için reel olarak firma yüzde 18 değil de, muhtemelen yüzde 10 değerinde KDV indirimi yapabilecektir.
Bu da 4K’ya, 316,5 milyon euro kâr sağlayacaktır.
Bu da yetmedi, başka?
Bu tip konsorsiyum tipi ihalelerde, işler, “gruba bağlı” alt firmalara yaptırılır; böylece imalat ve mühendislik kârları, bu alt firmaların bilançosunda oluşur.
İmalat ve mühendislik işleri kâr oranını yüzde 20 varsaydığımızda, kâr 536,5 milyon euro olabilir.
KDV’den 316,5 + imalattan 536,5; toplam vergi öncesi kâr 855 milyon euroya çıkabilir.
4K, faizden 810 kazanacağına imalat ve mühendislikten 855 kazanmış.
Bana sorarsanız, Limak ve Yapı Merkezi’nin “en büyük kârı” bu projede kazandıkları “know-how” yetkinliğidir.
Bu know-how tecrübesine fiyat biçmek kolay değil.
Bu referansla, artık, dünyanın her yerinde, yüksek kâr oranlarıyla benzer işler yapabilirler.
Görüldüğü gibi, projeyi okuyucularımıza anlatmak için bin dereden su getiriyoruz.
Umarım “yasakçı yetkililer” mahcup olur da, “veri gizleme”nin doğru olmadığını anlarlar.
YAPILMIŞ YAPILMIŞTIR
Yol ve köprüler, ya cazibe merkezi olmuş imalat ve ticari merkezlerine ulaşmak için ya da yol üzerindeki küçük yerleşim yerlerini, zamanla, cazibe merkezine dönüştürmek için yapılır.
Hem İpek Yolu hem de Roma Yolları bunun tarihi örnekleridir.
Peki, Köprü pahalıya mı mal olmuş? Kesinlikle hayır. Bugün bu fiyatlara asla yapılamaz.
Peki, “geçiş ücretleri” yüksek mi? Kesinlikle evet.
Genellikle altyapı hizmetlerinden düşük ücretler alınır çünkü bu tip yatırımların “dışsallıkları” alınacak ücretlerden daha değerlidir.
Ömrü yüz yılı aşacak bir köprünün, on yıl geçmeden, “umulan” kapasiteye ulaşacağı kesin olduğundan zamanlama da yanlış sayılmaz.
Çünkü her yol kendi talebini yaratır.