64. Hükümet programı TBMM'de okunarak oylandı ve kabul edildi. Hükümet programı, Dış Politikada Rusya ile uçak krizi, iç politikada Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Tahir Elçi'nin öldürülmesi ve Hendek savaşları gibi sebeplerle kamuoyunda ve medya organlarında yeteri kadar tartışilamadi.
Oysa büyük emekler verilerek, Demokratikleşme ve Yeni Anayasa, İnsani Kalkınma ve Nitelikli Toplum, İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi, Bilim Teknoloji ve Yenilikçi Üretim, Yaşanabilir Şehirler ve Sürdürülebilir Çevre, Vizyoner ve Öncü Ülke gibi 6 başlıkta oldukça önemli ve iddialı bir metin ortaya konmuştu.
Gecikmeli de olsa Demokratikleşme ve Kürt sorunu bağlamında programı değerlendirmeye çalışacak, böylece gecikmeli de olsa bu konulara dikkat çekmiş olacağız.
Programın entelektüel zenginliği
64. hukumet Programi, Demokrasi, İnsan hakları, Özgürlükler gibi başlıklarda adeta bir manifesto gibi karşılıyor okuyucusunu. 160 sayfayı bulan metinde anahtar kelimelerin hangi sıklıkla kullanıldığını söylemek icerige dair bir fikir verebilir.
Programda; İnsan onuru 16, eşit vatandaş 4, farklılıklara saygı ve bunları zenginlik olarak görme 13, İnsan hakları 14, Yeni anayasa 13, hak ve özgürlükler 12, çeşitlilik 2, demokrasi 25, özgürlük/çü, özgürlükler 33, medeniyet 16, katılımcı 14, aidiyet ve aidiyet bilinci 7, ayrımcılık 4, çoğulcu kelimeleri 8 kez geçiyor. Metin, bir hükümet programı için oldukça nitelikli ve akademik bir metin. Anlaşılan Hükümet son dönem dolaşımda tutulan otoriterleşme iddialarına entelektüel açıdan zengin bir cevap vermiş bu program ile.
Programda geçen “Süreklilik içinde yeniden inşa süreci”, “birlikte çalışma, uzlaşma arayışı” “yeni nesil reformlar” “tam anlamıyla bir reform hükûmeti” “sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir demokratik ve sivil anayasa yapımı” gibi taahhütler yeni çalışma dönemine dair önemli ipuçları içeriyor. Programda vatandaşların diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye dair taahhütler ise yeni hükümet dönemi ile deyim yerindeyse yenileniyor.
Bu programda özel bir şekilde ele alınan bir başlık da Yeni Anayasa meselesi. Muhalefet Yeni Anayasa arayışını her ne kadar başkanlık sistemi üzerinden tartışmaya ve olumsuz bir şekilde kodlamaya çalışsa da Yeni Anayasa bir bütün olarak Ak Parti'nin Kızıl Elması aslında.
Yeni Program Yeni Anayasa
Ak Parti 1 Kasim seçimlerinde aldığı %49.5'luk halk desteğine rağmen, tek başına Anayasa yapabilme veya halkoylamasına götürebilmek için yeterli sandalyeye ulaşabilmiş değil. Anayasa değişikliği için TBMM içi anlaşma veya gizli oylamada 15 vekilin anayasa paketine evet oyu vermesine umut bağlanacak. Bir önceki anayasayı kısmen değiştirme tecrübesinde yaşandığı gibi, gizli oylamanın Ak Parti'de fireye sebebiyet vermesi de ihtimal dışında değil.
Bu tabloya rağmen Yeni Anayasa'ya özel bir bölüm ayrılması Ak Parti'nin bu konuda ısrarcı olacağı ve diğer partileri bir işbirliğine zorlayacağına delalet ediyor. Sivil bir Anayasa'nın sembolik değeri yanında, Kürt Meselesinin kalıcı çözümüne de büyük katkılar sağlayacağı açık.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun meclise sunduğu programın, Yeni Anayasa bölümü metinde aynen şu şekilde geçiyor. " ... Ülkemizin katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü, demokratik ve sivil bir anayasa ile yönetilmesini sağlamaktır. Bu değerler üzerine inşa edilecek yeni anayasal düzenimizin en temel ilkesi, ahlaki referansı ve ruhu ‘insan onuru’ olacaktır (…) Yeni dönemde de etnik kimliği, mezhebi ve inancı ne olursa olsun herkesi bağrına basan, onları eşit vatandaşlık ile evrensel ilke ve değerler temelinde demokratik bir ortak yaşam bilincine ulaştıran bir anlayışı, daha güçlü bir şekilde hayata geçireceğiz."
Programda Yerel Yönetimler, ve Vatandaslik tanimi
Programda Yerel yönetimler özel bir başlıkla ele alınıyor. Bu bölümde en önemli taahhüt ise yerel yönetimlerin Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına göre yeniden yapılandırılacağı taahhüdüdür.
Yine Kurt meselesinde esaslı noktalardan biri olan vatandaşlık tanımı için programın vaadi şu şekilde; " Yeni anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas alacaktır."
Vatandaşlık tanımını yenilemiş, güçlendirilmiş yerel yönetimler modelini içerecek Yeni Anayasa'nın Kürt meselesinde kalıcı çözüm beklentilerini karşılayacağı açık.
Aleviler ve Dini azınlıklar
Program, sadece Kürtlere değil gayrimüslimler ve Alevilere de vaatlerde bulunuyor.
Programda Gayri Müslimler için yazılan cümle şöyle;
"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan gayrimüslim azınlıkları herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakmayacak şekilde bütün hukuki ve fiili ted-birleri almaya devam edeceğiz."
Programın kronik bir sorun haline gelen Cemevleri için verilen taahhüde ilişkin kısmı ise şöyle;
"Vatandaşların ülkelerine duydukları aidiyet bilinci ve hiçbir vatandaşı veya vatandaş grubunu dışlamayan ve ötekileştirmeyen bir siyaset anlayışı, devletlerin bekasının en temel garantisidir. Eşit vatandaşlık ilkesi ise çağdaş siyasal meşruiyetin temelidir ve bu temel hiçbir surette ve hiçbir gerekçe ile zayıflatılamaz, göz ardı edilemez. Bu bağlamda; geleneksel irfan merkezleri ve Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli talepleri karşılanacaktır. Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız"
Bütün bu vaatler Hükümetin kısa orta ve uzun vadeli Eylem Planına da girdi.
Yeni Anayasa, katılımcılık, şeffaflık, Bölgesel idareler, sivil toplumun güçlendirilmesi, Çoğulculuk gibi başlıklar bir arada incelendiğinde programdaki ifadesi ile "tam bir reform hükumeti" olma iddiasındaki 64. Hükümetin icraatlarını merak ve heyecanla takip edeceğiz.